SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-FİTEN

<< 3973 >>

DEVAM: 12- FİTNE (DÖNEMİN) DE DİLİ TUTMAK BABI

 

حدّثنا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِي عُمَرَ الْعَدَنِيُّ. حدّثنا عَبْدُ اللهِ بْنُ مُعَاذٍ عَنْ مَعْمَرٍ عَنْ عَاصِمِ بْنِ أَبِي النُّجُودِ، عَنْ أَبِي وَائِلٍ، عَنْ مُعَاذِ جَبَلٍ؛ قَالَ: كُنْتُ مَعَ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم فِي سَفَرٍ. فَأَصْبَحْتُ يَوْماً قَرِيباً مِنْهُ، وَنَحْنُ نَسِيرُ. فَقُلْتُ: يَا رَسُولَ اللهِ! أَخْبِرْنِي بَعَمَلٍ يُدْخُلِنِي الْجَنَّةَ وَيُبَاعِدُنِي مِنَ النَّارِ. قَالَ:

 ((لَقَدْ سَأَلْتَ عَظِيماً. وَإِنَّه لَيَسِيرٌ عَلَى مَنْ يَسَّرَهُ اللهُ عَلَيْهِ: تَعْبُدُ اللهَ لاَ تُشْرِكُ بِهِ شَيْئاً. وَتُقِيمُ الصلاةَ، وَتُؤْتِي الزَّكَاةَ، وَتَصُومُ رَمَضَانَ وَتَحُجَّ الْبَيْتَ)) ثُمَّ قَالَ ((أَلاَ أَدلُّكَ عَلَى أَبْوابِ الْخَيْرِ؟ الصَّوْمُ جُنَّةٌ. وَالصَّدَقَةَ تُطْفِيءُ الْحَطِيئَةَ، كمَا يُطْفِيءُ النارَ الْمَاءُ. وَصلاةُ الرَّجُلِ فِي جَوْفِ اللَّيْلِ)). ثَمَّ قَرَأض - تَتَجَافَى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ - حَتَّى بَلَغَ - جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ - ثُمَّ قَالَ ((أَلاَ أُخْبِرُكَ بَرَأْسِ الأَمْرِ وَعَمُوِدِهِ وَذُرْوَةِ سَنَامِهِ؟ الْجِهَادُ)) . ثُمَّ قَالَ ((أَلاَ أُخْبِرُكَ بِمِلاَكِ ذلِكَ كُلِّهِ؟)) قُلْتُ: بَلَى. فَأَخَذَ بِلِسَانِهِ فَقَالَ ((تَكُفُّ عَلَيْكَ هذَا)) قُلْتُ: يَانَبِيَّ اللهِ! وَإِنَّا لَمُؤَاخَذُونَ بِمَا نَتَكَلَّمُ بِهِ؟ قَالَ ((ثَكِلَتْكَ أُمُّكَ يَامُعَاذُ! هَلْ يَكُبُّ النَّاسَ عَلَى وَجَوهِهِمْ فِي النَّارِ، إِلاَّ حَصَائِدُ أَلْسِنَتِهِمْ؟)).

 

Muaz bin Cebel (r.a.)dan; şöyle demigtir: Ben bir yolculukta Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde idim. Bir gun yolda seyir halinde iken ben O'nun yakınında bulundum ve: Ya Resulallah! Beni cennete dahil edecek ve cehennemden uzaklaştıracak bir amel'i bana bildir, diye ricada bulundum. O:  «Sen cidden büyük bir şey istedin ve şüphesiz o şey, Allah'ın muvaffak kıldıgı kimseye kuşkusuz kolaydır: Allah'a kulluk ederek O'na hiç bir şeyi ortak koşmazsın, namazı dosdoğru eda edersin, zekatı ödersin, Ramazan orucunu tutarsın ve Ka'be'yi hac edersin,» buyurdu. Sonra:

 

Dikkat et, sana hayır kapılarını gösteriyorum: Oruç (günahlara -azaba karşı) bir kalkandır. Sadaka da suyun ateşi söndürdüğü gibi günah'ın alevin)i söndürür ve Adam'ın gece ortasında namazı (salih mu'minlerin sembolüdür).» buyurdu. Sonra:  ............ ayetini ve devammi;.......... a varıncaya kadar okudu.

 

Meali şöyledir:  Onların yanları yataklardan uzaklaşır, korku ve ümid içinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan hayıra sarfederler.    Şimdi hiç kimse kendileri için, yaptıklarına karşılık gözler aydınlığı olacak şeylerden neler gizlenmiş olduğunu bilemez. [Secde: 16, 17]

 

Dana sonra Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bilmiş ol ki sana işin başını, direğini ve zirvesini haber veriyorum: (O da) cihaddir,» buyurdu. Bundan sonra:  «Şu anlattığimın hepsine sahip olmanın dönüm noktasını sana haber vermeyeyim mi?» buyurdu. Ben: Haber ver, dedim, Bunun üzerine O, (mübarek) dilini eliyle tuttu ve sonra: «Şunu aleyhinde (bulunmaktan) men edeceksin,» buyurdu. Ben:

 

Ya Nebiyyallah! Biz konuştuğumuz şeylerden dolayı gerçekten sorumlu tutulur (mu)yuz? dedim. O: «Bu işten ğafletine şaşarım Ya Muaz. Dillerinin biçtikleri (faydasız sözleri) nden başka bir şey insanları başları aşağı cehennem'e düşürür mü?» buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA: 3970. hadis Zevaid türündendir. Bu hadiste geçen "Harif" sonbahar mevsimi demektir. Burada yol manasında kullanılmıştır.

 

3971. hadisi Buhari ve Müslim de rivayet etmişlerdir.

 

3972. hadisi Tirmizi, İbni Hibban ve Hakim  de rivayet etmişlerdir. Bu hadiste emredilen İstikamet. yüce dinimizin dosdoğru yolunu izlemektir. Bu hadiste ''İstikametli ol,. emri İslam'ın bütün emirlerini ve yasaklarını içeren veciz bir buyruktur. Çünkü bir müslüman bir emri bırakır veya bir yasağı işlerse İslam'ın doğru yolundan sapmış olur.

 

3973. hadisi; Tirmizi,  Nesai ve Ahmed de rivayet etmişlerdir. Bu hadiste geçen bazı kelimeleri açıklayalım:  Cünnet: Örtü, sütre ve kalkan gibi manalara gelir. Burada orucun günahlara ve günahlardan dolayı maruz kalınan azaba kalkan gibi engel olduğu anlamı kasdedilmiştir.

Zurve ve Zirve bir şeyin en yüksek kısmıdır. Hadiste cihad yüce dinimizin başı, direği ve yüksek rütbesi sayılmıştır.

 

Tirmizi'nin rivayetinde bu cünle şöyledir: ''İşin başı müslüman olmaktır, direği namazdır ve zirvesi cihaddır.''