DEVAM: 12- FİTNE
(DÖNEMİN) DE DİLİ TUTMAK BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ أَبِي
عُمَرَ الْعَدَنِيُّ.
حدّثنا
عَبْدُ اللهِ
بْنُ مُعَاذٍ عَنْ
مَعْمَرٍ
عَنْ عَاصِمِ
بْنِ أَبِي
النُّجُودِ،
عَنْ أَبِي
وَائِلٍ،
عَنْ مُعَاذِ
جَبَلٍ؛
قَالَ: كُنْتُ
مَعَ
النَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم فِي سَفَرٍ.
فَأَصْبَحْتُ
يَوْماً
قَرِيباً
مِنْهُ،
وَنَحْنُ
نَسِيرُ.
فَقُلْتُ: يَا
رَسُولَ اللهِ!
أَخْبِرْنِي
بَعَمَلٍ
يُدْخُلِنِي
الْجَنَّةَ
وَيُبَاعِدُنِي
مِنَ
النَّارِ. قَالَ:
((لَقَدْ
سَأَلْتَ
عَظِيماً.
وَإِنَّه
لَيَسِيرٌ
عَلَى مَنْ
يَسَّرَهُ
اللهُ
عَلَيْهِ: تَعْبُدُ
اللهَ لاَ
تُشْرِكُ
بِهِ شَيْئاً.
وَتُقِيمُ
الصلاةَ،
وَتُؤْتِي
الزَّكَاةَ،
وَتَصُومُ
رَمَضَانَ
وَتَحُجَّ
الْبَيْتَ))
ثُمَّ قَالَ
((أَلاَ
أَدلُّكَ
عَلَى أَبْوابِ
الْخَيْرِ؟
الصَّوْمُ
جُنَّةٌ.
وَالصَّدَقَةَ
تُطْفِيءُ
الْحَطِيئَةَ،
كمَا
يُطْفِيءُ النارَ
الْمَاءُ.
وَصلاةُ
الرَّجُلِ
فِي جَوْفِ
اللَّيْلِ)).
ثَمَّ قَرَأض
- تَتَجَافَى جُنُوبُهُمْ
عَنِ
الْمَضَاجِعِ
- حَتَّى بَلَغَ
- جَزَاءً
بِمَا
كَانُوا
يَعْمَلُونَ -
ثُمَّ قَالَ
((أَلاَ
أُخْبِرُكَ
بَرَأْسِ
الأَمْرِ وَعَمُوِدِهِ
وَذُرْوَةِ
سَنَامِهِ؟
الْجِهَادُ)) .
ثُمَّ قَالَ
((أَلاَ
أُخْبِرُكَ
بِمِلاَكِ
ذلِكَ
كُلِّهِ؟))
قُلْتُ:
بَلَى. فَأَخَذَ
بِلِسَانِهِ
فَقَالَ
((تَكُفُّ
عَلَيْكَ
هذَا)) قُلْتُ:
يَانَبِيَّ
اللهِ!
وَإِنَّا لَمُؤَاخَذُونَ
بِمَا
نَتَكَلَّمُ
بِهِ؟ قَالَ
((ثَكِلَتْكَ
أُمُّكَ
يَامُعَاذُ!
هَلْ يَكُبُّ
النَّاسَ
عَلَى
وَجَوهِهِمْ
فِي النَّارِ،
إِلاَّ
حَصَائِدُ
أَلْسِنَتِهِمْ؟)).
Muaz bin Cebel
(r.a.)dan; şöyle demigtir: Ben bir yolculukta Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
beraberinde idim. Bir gun yolda seyir halinde iken ben O'nun yakınında bulundum
ve: Ya Resulallah! Beni cennete dahil edecek ve cehennemden uzaklaştıracak bir
amel'i bana bildir, diye ricada bulundum. O:
«Sen cidden büyük bir şey istedin ve şüphesiz o şey, Allah'ın muvaffak
kıldıgı kimseye kuşkusuz kolaydır: Allah'a kulluk ederek O'na hiç bir şeyi
ortak koşmazsın, namazı dosdoğru eda edersin, zekatı ödersin, Ramazan orucunu
tutarsın ve Ka'be'yi hac edersin,» buyurdu. Sonra:
Dikkat et, sana
hayır kapılarını gösteriyorum: Oruç (günahlara -azaba karşı) bir kalkandır.
Sadaka da suyun ateşi söndürdüğü gibi günah'ın alevin)i söndürür ve Adam'ın
gece ortasında namazı (salih mu'minlerin sembolüdür).» buyurdu. Sonra: ............ ayetini ve devammi;.......... a
varıncaya kadar okudu.
Meali
şöyledir: Onların yanları yataklardan
uzaklaşır, korku ve ümid içinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz
rızıklardan hayıra sarfederler. Şimdi
hiç kimse kendileri için, yaptıklarına karşılık gözler aydınlığı olacak
şeylerden neler gizlenmiş olduğunu bilemez. [Secde: 16, 17]
Dana sonra
Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bilmiş ol ki sana işin başını,
direğini ve zirvesini haber veriyorum: (O da) cihaddir,» buyurdu. Bundan
sonra: «Şu anlattığimın hepsine sahip
olmanın dönüm noktasını sana haber vermeyeyim mi?» buyurdu. Ben: Haber ver,
dedim, Bunun üzerine O, (mübarek) dilini eliyle tuttu ve sonra: «Şunu aleyhinde
(bulunmaktan) men edeceksin,» buyurdu. Ben:
Ya Nebiyyallah!
Biz konuştuğumuz şeylerden dolayı gerçekten sorumlu tutulur (mu)yuz? dedim. O:
«Bu işten ğafletine şaşarım Ya Muaz. Dillerinin biçtikleri (faydasız sözleri)
nden başka bir şey insanları başları aşağı cehennem'e düşürür mü?» buyurdu.
AÇIKLAMA: 3970. hadis Zevaid türündendir. Bu hadiste geçen
"Harif" sonbahar mevsimi demektir. Burada yol manasında
kullanılmıştır.
3971. hadisi
Buhari ve Müslim de rivayet etmişlerdir.
3972. hadisi
Tirmizi, İbni Hibban ve Hakim de rivayet
etmişlerdir. Bu hadiste emredilen İstikamet. yüce dinimizin dosdoğru yolunu
izlemektir. Bu hadiste ''İstikametli ol,. emri İslam'ın bütün emirlerini ve
yasaklarını içeren veciz bir buyruktur. Çünkü bir müslüman bir emri bırakır
veya bir yasağı işlerse İslam'ın doğru yolundan sapmış olur.
3973. hadisi;
Tirmizi, Nesai ve Ahmed de rivayet
etmişlerdir. Bu hadiste geçen bazı kelimeleri açıklayalım: Cünnet: Örtü, sütre ve kalkan gibi manalara
gelir. Burada orucun günahlara ve günahlardan dolayı maruz kalınan azaba kalkan
gibi engel olduğu anlamı kasdedilmiştir.
Zurve ve Zirve
bir şeyin en yüksek kısmıdır. Hadiste cihad yüce dinimizin başı, direği ve
yüksek rütbesi sayılmıştır.
Tirmizi'nin
rivayetinde bu cünle şöyledir: ''İşin başı müslüman olmaktır, direği namazdır
ve zirvesi cihaddır.''