SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-FİTEN

<< 4016 >>

DEVAM: 21- ’’EY İMAN EDENLER SİZ KENDİNİZE DÜŞENE BAKIN.....’ (Maide 105)

 

عَنِ الْحَسَنِ، عَنْ جُنْدَبٍ، عَنْ حُذَيْفَةَ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم ((لاَ يَنْبَعِي لِلْمُؤْمِنَ أَنْ يُذِلَّ نَفْسَهُ)) قَالُوا وَكَيْفَ يُذِلُّ نَفْسَهُ؟ قَالَ ((يَتَعَرَّضُ، مِنَ الْبَلاَءِ، لِمَا لاَيُطِيقُهُ)).

 

Huzeyfe (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): 

Mu'min kişiye nefsini küçük düşürmesi uygun (caiz) değildir, buyurdu. Sahabiler: Nefsini küçük düşürmesi nasıl olur? diye sordular. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellerrf): «Gücünün yetmediği bir belanın peşine düşer,» buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Tirmizi, fiten

 

AÇIKLAMA: Enes (r.a.)'ın hadisi Zevaid nevindendir. Bu hadiste devlet idaresinin tecrübesiz, yaşça küçük ve henüz akılları 0lgunlaşmamış kimselere tevdi edildiği, zina ve fuhuşun yaygınlaşarak "büyük yaştaki insanların bile bu fenalığı işlediği ve ilim adamlarının fasık kimseler olduğu, yani dini bilgilerine rağmen durum ve davraşlarının dine aykırı olduğu, ilmi dünya menfaatı için kullandıkları dönemde; iyi şeyleri emtetmek ve fenalıkları menetmek görev ve sorumiuluğunun ortadan kalktığı bildiriliyor. Çünkü böyle bir ortamda yapılacak bir şey kalmamış olur, harcanacak çabalar neticesiz kalmaya mahkum olur.

 

Huzeyfe (r.a.)'ın hadisini Tirmizi de Fitneler bölümünün sonlarında rivayet etmiş ve Hasen ğarib olduğunu söylemiştir.

 

Tuhfe yazarının beyanına göre Ahmed de rivayet etmiştir. Bu hadisin bu babla ilgisi açıktır. Şöyle ki ortamın cidai biçimde bozulduğu fitneler ve belalar döneminde iyi şeyleri emretme ve fena şeyleri men etme sorumluluğu ve görevi kalkmış olur. Böyle bir dönemde müslüman kişinin olumsuz durumları önlemeye kalkışması ve sonuçsuz kalması muhakkak olan bir takım girişimlerde bulunması, dayanamayacağı bir takım bela ve felaketlere hedef olmasına sebebiyet verir. Bu itibarla dayanamayacağı bir belaya düşmesine yol açan hareketlerde bulunması uygun ve caiz görülmemiştir.