26- KUR'AN VE (DİNİ)
İLMİN GİDİP YOK OLMASI BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
أَبِي
شَيْبَةَ.
حدّثنا
وَكِيعٌ.
حدّثنا
الأَعْمَشُ
عَنْ سَالِمِ بْنُ
أَبِي
الْجَعْدِ
عَنْ زِيَادِ
بْنِ لَبِيدٍ؛
قَالَ: ذَكَرِ
النَّبيُّ
صلى الله عليه
وسلم شَيْئاً.
فَقَالَ: ((ذَاكَ
عِنْدِ
أَوَانِ
ذَهَابِ الْعِلْمِ))
قُلْتُ: يَا
رَسُولَ
اللهِ!
وَكيْفَ يَذْهَبُ
الْعِلْمُ
وَنَحْنُ
نَقْرَأُ الْقُرْآنَ
وَنُقْرِئُهُ
أَبْنَاءَنَا
وأَبْنَاءَهُمْ،
إِلَى يَوْمَ
الْقِيَامَةِ؟
قَالَ ((ثَكِلَتْكَ
أُمُّكَ،
زِيَادُ! إِنْ
كُنْتُ لأَرَاكَ
مِنْ
أَفْقَهِ
رَجُلٍ
بِالْمَدِيِنَةِ.
أَوَ لَيْسَ
هذِهِ
الْيَهُودُ
وَالنَّصَارَى
يَقْرَأُوَنَ
التَّوَارَةَ
وَالإِنْجِيلَ،
لاَ
يَعْمَلُونَ
بِشَيْءٍ
مِمَّا فِيهِمَا؟))
في الززوائد:
هذا إسناده
صحيح، رجاله
ثقات. إلا أنه
منقطع. قال
البخاريّ في
التاريخ
الصغير: لم
يسمع سالم
بْنُ أبي
الجعد من زياد
بْنُ لبيد.
وتبعه على ذلك
الذهبيّ في
الكاشف . وقال:
ليس لزياد،
عند المصنف،
سوى هذا
الحديث. وليس
له شيء في
بقية الكتب.
Ziyad bin Lebid
(r.a.)'den; şöyle demigtir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir şey
anlatarak: Bu, ilmin gitmesi (yok olması) zamanında olur, buyurdu. Ben: Ya
Resulallah! Kur'an'i okuduğumuz, evladımıza onu okuttuğumuz ve evladımız da
kıyamete kadar kendi evladına onu okutacağı halde ilim nasıl gider (yok olur)?
dedim. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
Anan seni
kaybedesiye Ziyad! Ben muhakkak seni Medine'de fıkhı en iyi bilen adamlardan
görürdüm. şu yahudiler ve hristiyanlar Tevrat ve incil'i okuyup da bu iki
kitapta bulunan hükümlerden hiç bir şeyle amel etmez değiller mi? buyurdu.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahlh olup ravilerl güvenillr zatlardır. Fakat
sened munkatidir (yanl raviler zinciri kopuktur). Çünkü Buhari,
et-Tarihu's-Sağir'de: Ravi Salim bin Ebil-Ca'd, Ziyad bin Lebld'den hadls
işitmemiş, demiştir. Zehebl de eI-Kaşifte bu hususta Buharl'ye uyarak: İbn-l
Maceh yanında bu hadlsinden başka Ziyad'ın başka hadlsi yoktur. Kalan Kütüb-I
Sitte'de Ziyad'ın hiç bir hadlsi yoktur, demiştir.
AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan bu hadisi Ahmed de rivayet
etmiştir. Tirmizi de İlim babları bölümünün "İlmin gitmesi" babında
bu hadisin benzerini Ebu'd-Derda (r.a.)'den rivayet etmiştir. Oradaki hadis
buradakine çok benzediği için mealini buraya aktarmayı uygun buldum; ''...
Ebü'd-Derda (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Biz, Nebi (s.a.v.)'in beraberinde
bulunuyorduk. 0, mübarek gözlerini havaya doğru kaldırarak: Bu, (vahy'a dayalı)
ilmin insanlardan kapılıp alınacak zamandır. Öyle ki artık insanlar bu ilimden
bir şey almaya muktedir olmayacaklardır,(alimler bu buyruğun Nebi (s.a.v.)'in
ecelinin yaklaştığına işaret olduğunu söylemişlerdir), buyurdu. Bunun üzerine
Ziyad bin Lebid el-Ensari: Kur'an'ı okuduğumuz halde ilim nasıl bizden kapılıp
alınacaktır.
Allah'a yemin
ederim ki, biz Kur'an'ı muhakkak okumaya devam edeceğiz ve onu kadınlarımıza ve
evladımıza muhakkak okutacağız, dedI. Resul-i Ekrem (s.a.v.): Anan seni
kaybedesiye Ya Ziyadl Ben seni muhakkak Medine fıkıhçılarından sayardım. Şu
Tevrat ve İncil, yahudilerin ve hıristiyanıarın yanındadır? Buna rağmen onlara
bir fayda sağlamıyor, buyurdu."
Hadisteki
ilimden maksad dini ilimdir. Yani Kur'an-ı Kerim ve Hadis ilmi ile, bunlarla
ilgili ilimlerdir.
Ttihfe
yazarının beyanına göre el-Kari bu hadisin izahında şöyle demiştir: Yani
yahudiler ve hıristiyanlar Tevrat ve İncil'i okudukları halde bu kutsal
kitaplarla amel etmedikleri için hiç bir yarar elde edemedikleri gibi
müslümanlar da Kur'an-ı Kerim ile amel etmedikten sonra bunu okumaları ve
akutmaları bir yarar sağlamayacaktır. Önemli olan, Kur'an'ın hükümlerini
uygulamaktır. onunla amel etmektir.