DEVAM: 28- AMEL (YANİ
İBADET) E DEVAM ETMEK BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. حدّثنا
الْفَضْلُ
بْنُ
دُكَيْنٍ
عَنْ سُفْيَانَ،
عَنِ
الْجُرَيْرِيِّ،
عَنْ أَبِي عُثْمَانَ،
عَنْ
حَنْظَلَةَ
الْكَاتِبِ
التَّيِمِيَّ
الأُسَيِّدِيِّ؛
قَالَ: كُنَّا
عِنْدَ
رَسُولِ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم. فَذَكَرْنَا
الْجَنَّةَ
وَالنَّارَ،
حَتَّى كَأَنَّا
رَأْيَ
الْعَيْنِ.
فَقُمْتُ
إِلَى أَهْلِي
وَوَلَدِي.
فَضَحِكْتُ
وَلَعِبْتُ.
قَالَ،
فَذَكَرْتُ
الَّذِي
كُنَّا فِيهِ.
فَخَرَجْتُ،
فَلَقِيتُ
أَبَا
بَكْرٍ،
فَقُلْتُ:
نَافَقْتُ،
نَافَقْتُ.
فَقَالَ
أَبُو بَكْرٍ:
إِنَّا
لَنَفْعَلُهُ.
فَذَهَبَ
حَنْظَلَةُ
فَذَكَرَهُ
للنَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم. فَقَالَ:
((يَاحَنْظَلَةُ!
لَوْ
كُنْتُمْ
كَمَا
تَكُونُونَ
عِنْدِي،
لَصَافَحَتْكُمُ
الْمَلاَئِكَةُ
عَلَى
فُرُشِكُمْ
((أَوْ عَلَى
طُرُقِكُمْ))
يَاحَنْظَلَةُ!
سَاعَةٌ
وَسَاعَةٌ)).
Hanzala el-Katib
et-Temîmî el-Useyyidî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Biz
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında bulunuyorduk. Bize cennet
ve cehennem'i öyle hatırlattı ki biz (cennet ve cehennemi) gözle görüyor gibi
olduk. Sonra ben kalkıp ailemin ve çocuğumun yanına gittim ve (o hali unutup)
güldüm, eğlendim.
Hanzala dedi ki:
Biraz sonra (kendimi toparlayıp Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
yanında iken) içinde olduğumuz hali hatırladım. Hemen (evden) çıktım ve Ebu
Bekir (r.a.)'a rastladım .Ona: (içine düştüğüm gafleti anlatarak) münafık
oldum, münafık oldum, dedim, Ebu Bekir: Muhakkak biz onu (yani aile
ferdlerimizle eğlenip gülme işini) işliyoruz, dedi. Sonra Hanzala gidip bu hali
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e anlattı. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Ya Hanzala! (Benim yanımda olmadığınız zaman)
benim yanımda olduğunuz gibi olsaydınız melekler yataklarınız üstünde (veya
yollarınız üzerinde) sizlerle tokalaşacaktı. Ya Hanzalal Bir saat şöyle, bir
saat böyle, buyurdu.
BU HADİS’İN MÜSLİM
RİVAYETLERİ VE İZAH İÇİN BURAYA TIKLAYIN