SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’Z-ZÜHD

<< 4244 >>

DEVAM: 29- GÜNAHLARI HATIRLAMAK BABI

 

هِشَامُ بْنُ عَمَّارِ. حدّثنا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ وَالْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، قَالاَ: حدّثنا مُحَمَّدُ ابْنُ عَجْلاَنَ عَنِ الْقَعْقَاعِ بْنِ حَكِيمٍ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ؛ أَنَّ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ: ((إِنَّ الْمُؤْمِنَ، إِذَا أَذْنَبَ، كَانَتْ نُكْتَةٌ سَوْدَاءُ فِي قَلْبِهِ. فَإِنْ تَابَ وَنَزَعَ وَاسْتَغْفَرَ، صُقِلَ فَلْبُهُ. فَإِنْ زَادَ زَادَتْ. فَذلِكَ الرَّانُ الَّذِي ذَكَرَهُ اللهُ فِي كَتَابِهِ ((83/ 14)) كَلاَّ بَلْ رَانَ عَلَى قُلُوبِهِمْ مَاكَانُوا بَكْسِبُونَ)).

 

Ebu Hureyre (r. a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: Mu'min günah işlediği zaman kalbinde siyah bir iz olur. Sonra o kişi tevbe edip (nefsini o günah'tan) çekip çıkarır ve (Allah'tan) mağfiret dilerse kalbi (o iz pasından) cilalanıp temizlenir. Eğer mu'min günahı fazlalaştırırca kalbindeki siyah iz (ve leke) fazlalaşır. İşte Allah'ın, Kitab'ında; "Hayır, (onların sandıkları gibi değil). Onların kazandıkları günahlar, kalblerini paslandınp karartmıştır" (Mutaffıfin, 14) ayetinde buyurduğu ran budur.’’

 

 

Diğer tahric: Bu hadisi Tirmizi, Nesai, Ahmed, bin Hibban ve Hakim de rivayet etmişler. Tirmizi bu hadisi Mutaffifin süresinin tefsiri bölümünde rivayet etmiştir.

 

AÇIKLAMA:    Mu'min bir günah işlediği zaman bunun etkisiyle kalbinde manevi siyah bir leke oluşur. Tuhfe yazarı o lekeyi, ayna ve kılıç üstünde oluşan kir lekesine benzetir. el-Kari de, beyaz kağıda damlatılan siyah mürekkeb damlasına benzetir. Kalbte oluşan siyah iz ve lekenin kapladığı yer, işlenen günahın büyüklük ve ağirlık derecesine göredir. Sonra mü'min kul işlediği günahtan tevbe ve dönüş yapıp günahı kesinlikle terkeder ve Allah'tan mağfiret ve bağışlanmasını dilerse, kalbi cilalanır. Yani kalbinin aynası arınıp temizlenir.

 

Çünkü tevbe ve istiğfar gerçek olduğu zaman kalbin cilasıdır. Şayet kul, günah işlemeye devam ederse, o leke gelişir, büyür ve nihayet kalbi tamamiyle kaplar, nurunu söndürür ve basireti köreltir.

 

el-Hafız İbni Kesir, bu ayetin tefsirinde özetle şöyle der: Yani durum, kafirlerin sandığı gibi değildir. Onlar Kur'an'ın ilahi olmayıp daha önce gelip geçmişlerin masalları olduğunu iddia ederler. Bu iddia asılsızdır. Kur'an, Allah'ın kitabıdır, Resulüne vahiy süretiyle indirdi. Kafirleri Kur'an'a inanmaktan alıkoyan şey ise, onların kazandıkları günahlar dolayısıyla kalbIerini pasIandırıp karartan, körelten ve tamamen kaplayan simsiyah lekelerdir.

 

Tuhfe yazarı bundan sonra: Ran ve Reyn kelimelerinin asıl manası bir şeyi örten, kaplayan örtüdür. Bu örtü, tilalı bir maddenin üstündeki pas gibidir, der ve Tıybi'den naklen şu bilgiyi verir: Ran ve Reyn aynı manayı ifade eden iki kelimedir. Bu ayet, kafirler hakkındadır. Ancak mü'min kişi günah işlemek süretiyle kalbinin kararması ve günah işlemeye devam etmesi yüzünden kalbinin kararmasının fazlalaşması bakımından kafirlere benzer. İbnü'i-Melik demiş ki: Bu ayet, kafirler hakkındadır. Fakat Resul-i Ekrem (s.a.v.) mü'minleri korkutmak için bunu okumuş ki, mu'minler günahları çoğaltmaktan sakınsınlar ve kafirlerin kalbIeri karardığı gibi onların kalbIeri de kararmasın. Bunun içindir ki: Günahlar küfrün postasıdır, demişler.