ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

A’RAF

97

/

98

 

أَفَأَمِنَ أَهْلُ الْقُرَى أَن يَأْتِيَهُمْ بَأْسُنَا بَيَاتاً وَهُمْ نَآئِمُونَ {97}

 

أَوَ أَمِنَ أَهْلُ الْقُرَى أَن يَأْتِيَهُمْ بَأْسُنَا ضُحًى وَهُمْ يَلْعَبُونَ {98}

 

97. Acaba o ülkeler halkı geceleyin uyurlarken azabımızın kendilerine geleceğinden emin mi oldular?

98. Yoksa o ülkelerin halkı kuşluk vaktinde oynarlarken de azabımızın kendilerine geleceğinden yana emin mi oldular?

 

"Acaba o ülkeler halkı ... emin mi oldular?" buyruğundaki soru, inkar için, "fe" harfi de atıf içindir. Bunun bir benzeri Yüce Allah'ın: "Onlar, cahiliyenin hükmünü mü ... '' (el-Maide, 50) buyruğudur.

 

"ülkeler (el-Kura)"dan kasıt Mekke ve çevresidir. Çünkü onlar da Muhammed (s.a.v.)'i yalanladılar. Bunun, bütün ülkeler (karyeler) hakkında umumi olduğu da söylenmiştir.

"Geceleyin uyurlarken azabımızın kendilerine geleceğinden emin mi oldular? Yoksa, o ülkelerin halkı ... azabımızın kendilerine geleceğinden yana emin mi oldular?" buyruğundaki "yoksa; yahut" kelimesini, elHaremi adındaki iki kişi ile İbn Amir atıf için "vav" harfini ibaha (yani birinden biri) anlamını ifade etmek üzere böyle okumuşlardır.

Yüce Allah'ın:

 

"Onlardan hiç bir günahkara veya nanköre itaat etme'' (el-İnsan, 24) buyruğu ile, ister el-Hasenle, ister İbn Sirin ile otur ifadelerine benzer. Yani: Bunlar, bu cezalardan herhangi birisinden yana emin mi oldular demektir. Bunun da anlamı şudur: Eğer siz bunlardan herhangi birisinden yana emin olsanız dahi ötekinden emin olamazsınız. Bununla birlikte; (...)'ın, iki şeyden birisi hakkında kullanılması da mümkündür. Mesela, ben Zeyd'i, yahut Amr'ı vurdum, demek gibi.

 

Diğerleri ise, "vav" harfini üstün ve ondan sonra hemzeli olarak okumuşlardır. Böyle okuyanlar da "vav" harfini başına soru hemzesi girmiş atıf harfi olarak okurlar. Yüce Allah'ın şu: (...): Onlar) ne zaman bir ahidle bağlandılarsa ... mı'' (el-Bakara, 100) buyruğuna benzemektedir.

 

Yüce Allah'ın: "Kuşluk vaktinde oynarlarken" buyruğunun anlamına gelince, yani onlar kendilerine fayda vermeyen şeylerle meşgul iken demektir. Kendisine zarar veren ve fayda sağlamayan işlerle uğraşan herkese "oyun oynayan" denilir. Bu açıklamayı en-Nehhas zikretmiştir. es-Sıhahta da şöyle denilmektedir: Oyun anlamındaki; (...), bilinen bir şeydir. "Ayn" harfinin sakin olması da bu anlama gelir. (...) ise, ardı arkasına oyun oynadı, demektir. (...); çokça oynayan kişi anlamına gelir. (...) ise, mastardır. (Çok oyun oynamak). Çokça oyun oynayan kıza da (...) denilir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

A’raf 99

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR