ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

TEVBE

65

وَلَئِن سَأَلْتَهُمْ لَيَقُولُنَّ إِنَّمَا كُنَّا نَخُوضُ وَنَلْعَبُ قُلْ أَبِاللّهِ وَآيَاتِهِ

وَرَسُولِهِ كُنتُمْ تَسْتَهْزِئُونَ

 

65. Andolsun onlara soracak olsan elbette şöyle diyeceklerdir: "Biz sadece şakalaşıp eğleniyorduk" De ki: "Allah ile, O'nun ayetleri ile ve Resulü ile mi alay ediyordunuz?"

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı üç başlık halinde sunacağız:

 

1- Ayetin Nüzul Sebebi:

2- Küfür Sözü Şaka da Söylense, Ciddi de Söylense Hüküm Aynıdır:

3- Şaka ve Ciddiyetsizliğin Çeşitli Hükümlere Etkisi:

 

1- Ayetin Nüzul Sebebi:

 

Bu ayet-i kerime Tebuk gazvesi hakkında inmiştir. Taberi ve başkaları Katade'den şöyle dediğini naklederler: Peygamber (s.a.v.) Tebuk gazvesinde yolda giderken münafıklardan bir kesim de önünde yol alıyorlar ve şöyle diyorlardı: Şu Şam Saraylarını fethedecek ve sarıoğullarının (Bizanslıların) kalelerini zaptedecek kimseye bir bakın!

 

Yüce Allah kalplerinde olanı ve aralarında konuştuklarını Peygamberine haber verince şöyle buyurdu: "Şu önden gidenleri ben yanlarına gelinceye kadar alıkoyun." Daha sonra yanlarına varıp: "Siz şöyle şöyle dediniz" diye söyleyince yemin ederek: "Biz ancak şakalaşıyor ve eğleniyorduk" dediler ve bununla söylediklerinde ciddi olmadıklarını anlatmak istediler.

 

Taberi, Abdullah b. Ömer'den şöyle dediğini nakleder: Ben bu sözü söyleyen kişi olan ve Rebia b. Sabit'i Resulullah (s.a.v.)'ın devesine asılarak onunla beraber sürüklenip dururken, taşlar sebebiyle yolun şurasına burasına değip, bu arada da: Biz sadece şakalaşıyor ve eğleniyorduk derken gördüm. Peygamber (s.a.v.) ise: "Allah ile, O'nun ayetleriyle ve Resulü ile mi alayediyordunuz?" diyordu.

 

en-Nekkaş ise, Hz. Peygamberin devesine bu şekilde asılan kişinin Abdullah b. Ubeyy b. Selul olduğunu nakletmektedir. el-Kuşeyri de İbn Ömer'den böylece nakletmektedir. İbn Atiyye der ki: Bu bir yanlışlıktır. Çünkü Abdullah b. Ubeyy Tebuk'e katılmamıştır. el-Kuşeyri ayrıca der ki: Hz. Peygamberin bu sözlerini Vedia b. Sabit'e söylediği de ifade edilmiştir. Vedia münafıklardan idi ve Tebuk gazvesine katılmıştır.

 

(Mealde) şakalaşmak anlamı verilen: (...); aslında, suya dalmak demektir. Daha sonra kendisinde itham ve eziyet verici ifadeler bulunan herşey hakkında kullanılır olmuştur.

 

2- Küfür Sözü Şaka da Söylense, Ciddi de Söylense Hüküm Aynıdır:

 

Kadı Ebu Bekr b. el-Arabi der ki: Onların bu söyledikleri sözler ciddi de olabilirdi, şaka da olabilirdi. Ancak ne olursa olsun bu sözler küfürdür. Çünkü küfür sözleri şaka yollu söylemenin de küfür olduğu hususunda ümmet arasında görüş ayrılığı yoktur. Tahkik, ilim ve hakkın; şaka ve ciddiyetsizlik ise batıl ve cehaletin kardeşidir. İlim adamlarımız derler ki: (Bu konuda isterseniz) Yüce Allah'ın: "Sen bizi alaya mı alıyorsun dediler. O: Cahillerden olmaktanAllah'a sığınırım, dedi"(el-Bakara, 67) buyruğuna bakabilirsiniz.

 

3- Şaka ve Ciddiyetsizliğin Çeşitli Hükümlere Etkisi:

 

İlim adamları şakanın, alış-veriş, nikah ve boşama gibi sair hükümlerde etkisi hususunda üç ayrı görüş ortaya atmışlardır.

 

Bir görüşe göre kayıtsız ve şartsız olarak şaka yollu söylenen bu sözler bu hükümlerde bağlayıcı değildir.

 

İkinci görüş, mutlak olarak bağlayıcıdır.

 

üçüncü görüş ise, alış-veriş ile diğer hükümler arasında fark gözeten görüştür. Buna göre nikah ve talakta bağlayıcıdır. Bu, talak hususunda tek bir görüş olarak Şafii'nin görüşüdür, alış-veriş te ise şakanın bağlayıcı bir hükmü yoktur.

 

Malik ise, "Muhammed'in Kitab"ında şöyle demektedir: Şaka ve eğlenen kimsenin nikahı bağlayıcıdır. Ebu Zeyd, İbnü'l-Kasım'dan 'el-Utebiye"de bağlayıcı olmadığını nakletmektedir. Ali b. Ziyad ise, bu durumda nikah önce de olsa, sonra da (farkedilse) fesh edilir.

 

Şakalaşan kimsenin satışı hususunda Şafii'nin iki görüşü vardır. Bizim (Maliki:) mezhebimizin ilim adamlarının görüşlerinden de bu şekilde iki görüş çıkartılabilir. İbnü'l-Münzir ise, boşamanın ciddisinin de şakasının da aynı olduğu hususunda icma bulunduğunu nakletmektedir. Mezhebimize mensup müteahhir kimi ilim adamı da şöyle demiştir: Her iki taraf da nikahta olsun alış-veriş te olsun şaka yollu söylediklerini ittifakla belirtirlerse bağlayıcı olmaz. Ancak, bu konuda aralarında ayrılık doğarsa, ciddi olduğu şaka olduğu iddiasına baskın kabul edilir.

 

Ebu Davud, Tirmizi ve Darakutni, Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet ederler: Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: "üç şey vardır ki bunların ciddisi de ciddidir, şakaları da ciddidir: Nikah, boşama ve ric'at.'' Tirmizi der ki: Bu, hasen, garip bir hadistir. Peygamber (s.a.v.) ashabından olsun, diğerlerinden olsun, ilim ehlince uygulama da buna göredir.

 

Derim ki: Evet, hadiste bu şekilde: " ... ric'at" ifadesi de geçmektedir. Malik'in Muvattaı'nda ise Yahya b. Said'den, o, Said b. el-Müseyyeb'den şöyle dediği nakledilmektedir: "üç şey vardır ki, bunlarda oyun olmaz. Nikah, talak ve köle azad etmek.'' Ali b. Ebi Talib, Abdullah b. Mes'ud ve Ebu'd-Derda'dan da böyle rivayet edilmiş ve onların hepsi şöyle demişlerdir: üç şey vardır ki bunlarda eğlenme de olmaz, geri dönüş de olmaz. Eğlensin diye de bunları yapan, ciddi olarak da bunları yapan (aynı durumdadır): Nikah, talak ve köle azad etmek.

 

Said b. el-Müseyyeb'den, Hz. Ömer'in şöyle dediğini nakletmektedir: Dört şey vardır ki bunlar herkesin hakkında caiz (geçerli)dirler: Köle azadı, boşama, nikah ve adaklar. Dahhak'dan da şöyle dediği nakledilmektedir: üç şey vardır ki, bunlarda oyun olmaz. Nikah, boşama ve adaklar.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Tevbe 66

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR