ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

İSRA

30

/

31

 

إِنَّ رَبَّكَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَن يَشَاءُ وَيَقْدِرُ إِنَّهُ كَانَ بِعِبَادِهِ خَبِيراً بَصِيراً{30}

 

 وَلاَ تَقْتُلُواْ أَوْلادَكُمْ خَشْيَةَ إِمْلاقٍ نَّحْنُ نَرْزُقُهُمْ وَإِيَّاكُم إنَّ قَتْلَهُمْ كَانَ

خِطْءاً كَبِيراً {31}

 

30. Şüphesiz ki Rabbin, dilediğinin rızkını genişletir ve daraltır. Şüphesiz O, kullarından gerçekten haberdardır, hakkıyla görendir.

31. Evlatlarınızı fakirlik korkusu ile öldürmeyin. onları da sizi de Biz rızıklandırırız. Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır.

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:

 

1- Fakirlik Korkusuyla Çocukların Öldürülmesi:

2- Büyük Bir Günah:

 

1- Fakirlik Korkusuyla Çocukların Öldürülmesi:

 

Bu ayet-i kerimeye dair açıklamalar -Yüce Allah'a hamd olsun ki- daha önce el-En'am Süresi'nde (156. ayet, 5. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır.

 

"İmlak: Fakirlikkorkusu", fakirlik ve bir şeye malik olmamak demektir. "Bir kimsenin elinde malaka denilen büyük ve düzgün taşlardan başka bir şey kalmaması" demektir. Şair el-Hüzeli, bir avcıyı vasfederken şöyle demektedir: "Derken onun karşısına, kısa boylu ve yıpranmış elbiseli bir avcı çıktı O, büyük ve düz taşlar (malaka) üzerine çıkacak olsa, avcı da çıkardı."

 

Şemir der ki: (...) fiili, hem lazım (geçişsiz)dır, hem müteaddi (geçişli)dir.

O bakımdan kişinin fakir düşmesi halini anlatmak için de kullanılır. "Zaman, elindeki avucundakini alıp götürdü" anlamındadır. Şair Evs de şöyle demektedir: "Ve yanımda ne varsa büyük ve zorlu sıkıntılar alıp götürdü (beni fakir düşürdü)."

 

2- Büyük Bir Günah:

 

Yüce Allah'ın: "Bir günah" anlamındaki; (...) buyruğunu cumhur, "hı" harfi esreli, "tı" sakin, hemzeli ve kasr ile okumuşlardır. İbn Amir ise, "hı" ve "tı" harflerini üstün, hemzeli ve kasr ile okumuştur. Ebu Cafer Yezid de böyle okumuştur. Bu iki kıraat de "kasti günah işledi" anlamındaki; (...) den alınmıştır.

 

İbn Arefe der ki: Bir kimsenin günah işlemesi halinde; "Günah işledi" denilir. Kasti olarak veya olmayarak hatalı bir yol izledi, denilmek istenirse de, (...) denilir. Bununla birlikte; "Hata ve günah işledi" fiilinin; "Kasti olsun olmasın hata yolunu izledi" anlamında da kullanıldığı olur.

 

el-Ezheri der ki: Bir kimse kasti olarak hata işlerse, "Hata işledi, işler" denilir. Bu da; "Günah işledi, işler" ile aynı anlamdadır. Eğer kasıt gütmeyecek olursa; (...) denilir ki; mastarları da (...) şekillerinde gelir. Şair de şöyle demiştir: "Hata ve doğrularımla beni baş başa bırak Onlar bana aittir. Nihayet tüketip bitirdiğim şey bir mal (dan ibaret)dır."

 

"Hata" isim olarak: "yanlışlık yapmak" yerinde kullanılan bir isimdir ve bu da doğruluğun zıddıdır. Bu kelime iki türlü kullanılır. Birincisi kasr ile kullanılması ki, güzel olan budur. Diğeri ise med ile kullanılmasıdır, bu da az kullanılır.

 

İbn Abbas (r.a) dan da; (...) şeklinde "hı" harfini üstün, "tı" harfini sakin ve hemze ile okuduğu rivayet edilmiştir. İbn Kesir ise, "hı" harfini esreli, "tı" harfini üstün, hemzeyi de med ile ("Hitaen" şeklinde) okumuştur. enNehhas şöyle demektedir: Ben, bu kıraatin açıklanabilir bir tarafı olduğunu bilmiyorum. Bundan dolayı da Ebu Hatim bu kıraati yanlış kabul etmektedir. Ebu Ali ise der ki: Bu kelime; (...)'in mastarıdır. Her ne kadar; (...) diye bir kullanım bulamıyor isek de; (...) şeklinde bir kullanım tesbit edebiliyoruz. Bu ise; (...) in mutavaat kipidir. İşte bu bize böyle bir kullanımın doğru olabileceğini göstermiştir.

Şairin şu beyiti de bu kabildendir: "Atılan oklar onun karnına bir türlü isabet etmedi (hata etti) Benim günümü de erteledi, artık ben acele etmiyorum."

 

Bir başka şairin bir yaban ineğini nitelendirirken söylediği şu beyiti de bu türdendir: "Avcı ona isabet ettiremedi (hata etti), nihayet ben onu, Burnunu bir su birikintisine koymuş gördüm."

 

el-Cevherı der ki: ''Ona isabet ettiremedi (hata etti, tutturamadı)" anlamındadır. Evfa b. Mutarrif el-Mazinı de şöyle demiştir: HHey!. .. Bildirin Cabir'e arkadaşlığımı ve Senin arkadaşın öldürülmedi, diye. Atılan oklar onun karnına bir türlü isabet etmedi Ve benim (ölüm) günümü erteledi, acele etmedi."

 

el-Hasen ise, (...) şeklinde "hı" ve ''tı" harflerini üstün, hemze'yi de med ile okumuştur. Ebu Hatim şöyle demektedir: Dilde böyle bir kullanım bilinmemektedir ve bu caiz olmayan bir yanlışlıktır. Ebu'l-feth de şöyle demektedir: ''Hata" kelimesinin, "Hata ettim" kelimesi ile ilgisi; "Bağış" kelimesinin: "Bağışladım, verdim" kelimesi ile ilgisine benzer. Bu da mastar anlamında bir isimdir.

 

Yine el-Hasen'den; (...) "hı" harfini üstün, "tı" harfini de iki üstün ile ve hemzesiz olarak okuduğu da rivayet edilmiştir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

İsra 32

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR