ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

NUR

1

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ سُورَةٌ أَنزَلْنَاهَا وَفَرَضْنَاهَا وَأَنزَلْنَا فِيهَا آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ لَّعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

 

1. (Bu) indirdiğimiz ve farz kıldığımız bir süredir. Öğüt alasınız diye onda apaçık ayetler de indirdik.

 

Bu sürenin maksadı iffet ve tesettüre dair hükümleri zikretmektir.

 

Ömer (r.a) Küfe ahalisine: "Hanımlarınıza Nur Süresi'ni öğretiniz" diye talimat yazmıştır. Aişe (r.anha) da şöyle demiştir: "Kadınları yüksek köşklerde yerleştirmeyiniz, onlara yazı yazmayı da öğretmeyiniz. Onlara Nur Süresi ile yün eğirmeyi öğretiniz."

 

"Ve farz kıldığımız" buyruğu "ra" harfi şeddesiz olarak okunmuştur. Yani bu sürede bulunan hükümleri sizlere de, sizlerden sonra gelecek olanlara da farz kılmışızdır.

Şeddeli okuyuşun anlamı da: Biz bu sürede çeşitli hükümleri farz kılmışızdır, demek olur.

Ebu Amr "ra" harfini şeddeli olarak okumuştur. Yine bunun anlamı, onu kısımlara ayırarak, kısım kısım indirdik, demektir. Çünkü "farz" kesmek demektir. "Yayın kesmesi" ifadesi de buradan gelmektedir. Miras feraizi, nafaka farzı da böyledir. Yine ondan şeddeli okuyuşun, onu tafsilatlı açıklamalar ihtiva eden bir süre kıldık ve geniş geniş açıkladık anlamında olduğu da nakledilmiştir.

 

Bir diğer açıklamaya göre bu okuyuş, çokluk manasını ifade eder. Bu da suredeki çok sayıdaki farzlar dolayısı iledir.

 

Sure sözlükte şerefli bir konuma verilen addır. Kur'an-ı Kerım'deki surelere bu adın veriliş sebebi de budur. Şair Züheyr (doğrusu Nabiğa'dır) der ki: "Allah'ın sana bir süre (yüksek bir makam ve üstünlük) verdiğini görmez misin? Ondan aşağıda kalan herbir hükümdarın O'na doğru yükselmeye çalıştığını görürsün."

 

Buna dair açıklamalar kitabımızın mukaddimesinde (sure, ayet, kelime ve harf başlığı altında) geçmiş bulunmaktadır.

 

"Süre" kelimesi mübteda olarak merfu' da okunmuştur. Haberi de "indirdiğimiz" anlamındaki kelimedir. Bu açıklamayı Ebu Ubeyde ve el-Ahfeş yapmıştır. ez-Zeccac, el-Ferra ve el-Müberred ise "sure" kelimesini mübtedanın haberi olarak merfu' okumuşlardır. Çünkü bu kelime nekredir. Hiçbir yerde ise nekre ile başlanmaz. Bu da: "Bu ... bir suredir" anlamındadır.

 

"Sure" kelimesinin mübteda, ondan sonraki buyrukların da katıksız bir nekre olmaktan çıkarttığı sıfatı olması da ihtimal dahilindedir. Böyle bir durum sebebiyle de mübteda olması uygun düşmektedir. Haber de Yüce Allah'ın: "Zina eden dişi. .. " buyruğunda yer almış olur.

 

"Biz bir sure indirdik, o sureyi indirdik" takdirinde olarak "sure" kelimesi nasb ile de okunmuştur. Şair şöyle demektedir: "Tek başıma yanından geçecek olursam korkarım kurttan, Artık korkarım, rüzgarlardan korkarım yağmurdan."

 

Ya da bir fiil takdiri ile de nasb edilmiş olabilir. Yani: Sureyi oku, demek olur. el-Ferra der ki: (Nasb ile okuyuşa göre) "(kendisini) indirdiğimiz" buyruğundaki zamirden haldir. Bu şekilde zamirden hal olan bir kelimenin, hal sahibi olan zamirden önce gelmesi caizdir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Nur 2

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR