ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

FURKAN

21

/

22

وَقَالَ الَّذِينَ لَا يَرْجُونَ لِقَاءنَا لَوْلَا أُنزِلَ عَلَيْنَا الْمَلَائِكَةُ

أَوْ نَرَى رَبَّنَا لَقَدِ اسْتَكْبَرُوا فِي أَنفُسِهِمْ وَعَتَوْ عُتُوّاً كَبِيراً

{21} يَوْمَ يَرَوْنَ الْمَلَائِكَةَ لَا بُشْرَى يَوْمَئِذٍ لِّلْمُجْرِمِينَ وَيَقُولُونَ حِجْراً مَّحْجُوراً {22}

 

21. Bizimle karşılaşacaklarını ümit etmeyenler dediler ki: "Bize melekler indirilmeli veya Rabbimizi görmeli değil miydik?" Andolsun ki onlar kendi kendilerine büyüklenip azgınlık yapmakta çok ileri gittiler.

22. Melekleri görecekleri gün, işte o gün günahkarlara müjde yoktur ve: "Sizlere müjde yasak edilmiştir, yasak" derler.

 

"Bizimle karşılaşacaklarını ümit etmeyenler dediler ki ... " Kasıt öldükten sonra dirilmekten ve Allah'ın huzuruna çıkmaktan korkmayanlardır. Yani buna iman etmeyenlerdir. Şair der ki: "Bir an soktuğu zaman onu, korkmaz onun sokmasından, Ve onun kovanında işçi anlar onun yerine geçmiştir."

 

"ümit etmeyenler"in aldırmayanlar anlamında olduğu da söylenmiştir. Nitekim şair şöyle demektedir: "Yemin olsun ki ben müslüman olduğum takdirde aldırmam Allah yolunda yere yıkılışım hangi yanıma olursa olsun."

 

İbn Şecere de bunu ümit etmeyenler, "ummayanlar" diye açıklamıştır. Şair der ki: "Hüseyin'i öldürmüş bir topluluk ümit eder mi ki Hesap gününde dedesinin şefaatini?"

"Bize melekler indirilmeli" ve Muhammed'in doğru sözlü olduğunu söylemeli "veya Rabbimizi" gözlerimizle "görmeli" ve böylelikle onun bize rasul olduğunu haber vermeli "değil miydi?" Niye bütün bunlar böyle olmadı?

 

Bunun bir benzeri de Yüce Allah'ın şu buyruğudur: "Dediler ki: Bize yeryüzünden bir pınar fişkırtmadıkça sana iman etmeyeceğiz"buyruğundan itibaren: "Yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza topluca getiresin. " (el-İsra, 90-92) buyruğuna kadar olan bölümlerdir.

 

Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Andolsun ki onlar kendi kendilerine büyüklenip" Yüce Allah'tan olmayacak aşırı taleplerde bulundukları için "azgınlık yapmakta çok ileri gittiler." Çünkü melekler ancak ya ölüm esnasında yahutta azabın indirilmesi sırasında görülebilirler. Şanı Yüce Allah'ı ise gözler idrak edemez. Gözleri asıl O idrak eder. Hiçbir göz O'nu göremez.

 

Mukatil: "Azgınlık" kelimesini yeryüzünde üstünlük taslamak diye açıklamıştır. "Küfrün en şiddetlisi ve zulmün en çirkini" demektir. Onlar mucizelerle ve bu Kur'an ile yetinmediklerine göre meleklerin gönderilişini nasıl yeterli görebilirler? Hem onlar melekleri ve şeytanları birbirlerinden ayırt edemezler. Ayrıca kendisinin melek olduğunu iddia edecek kimsenin bir mucize göstermesi de kaçınılmaz bir şeydir. Bunlar bir mucize gördükten sonra artık herhangi bir mucize talebinde de bulunamazlar. Diğer taraftan: "Melekleri görecekleri gün, işte o gün günahkarlara müjde yoktur" buyruğu melekleri ölüm hali dışında hiç kimsenin göremeyeceğini anlatmaktadır. O halde mü'minleri cennetle müjdelerler. Müşrik ve kafirleri ise canları çıkıncaya kadar demirden tokmaklarla döverler.

"Sizlere müjde yasak edilmiştir yasak, derler." Yani melekler; la ilahe illallah deyip onun gereklerini yerine getirenlerin dışında kalanlara cennete girmek haramdır haram, diyecekler. Bu açıklamayı İbn Abbas ve başkaları yapmıştır. Bir görüşe göre bu sözler kıyamet gününde söylenecektir. Bunu da Mücahid ve Atiyye el-Avfi söylemiştir. Atiyye dedi ki: Kıyamet gününde melekler mü'minleri müjde ile karşılarlar. Kafir bu durumu göreceği vakit, o da, keşke böyle bir müjde ile karşılaşsaydı diye temenni edecek, ancak meleklerden böyle bir müjdeyi alamayacaktır.

 

"Görecekleri gün" buyruğunun nasb ile gelmesi, melekleri görecekleri gün günahkarlara müjde verilmeyecektir, takdirinde olduğundan dolayıdır. "O gün" lafzı daha önce geçen "görecekleri gün"deki "gün" lafzını te'kid için gelmiştir.

 

en-Nehhas: "Görecekleri gün"de "gün" anlamındaki lafzın "Müjde" ile mansub olması caiz değildir, der. Çünkü nefy durumunda olan bir lafız makablinde (kendisinden önceki bir lafızda) amel edemez. Ancak burada anlamın şu şekilde olması takdir edilebilir: Melekleri görecekleri gün onlara müjde verilmesi engellenecektir. Böyle bir hazfin bulunduğuna bundan sonraki ifadeler delil teşkil etmektedir. İfadenin takdiri şöyle de olabilir: Melekleri görecekleri günde hiçbir müjde olmayacaktır. Bu durumda "işte o gün" buyruğu te'kid edici olur. Anlam şöyle de olabilir: Melekleri görecekleri günü hatırla! daha sonra yeni bir cümle ile şöyle buyurulmuştur: "İşte o gün günahkarlara müjde yoktur. Sizlere müjde yasak edilmiştir yasak, derler." Yani melekler de şöyle derler: Onlara müjde verilmesi kesinlikle yasaktır, mü'minler müstesna.

 

Şair şöyle demektedir: "Şunu bilin ki Esma benim için haram mı haramdır artık, Ve ben onun en yakın kayınlarından bir kayın oluverdim."

 

O bu sözleriyle Esma artık benim için kesinlikle haramdır, demek istemiştir.

 

Bir başka şair de şöyle demektedir: "en-Nahletu'l-Kusva (denilen vadi)'ye şevk duydu da,

Dedim ki ona: O musibetli yerler (bizim için) yasak mı yasaktır."

 

el-Hasen'den rivayete göre o: "Yasak edilmiştir, derler" buyruğunda günahkarların sözü sona ermektedir ve vakıf yapılır. Bundan sonra da Yüce Allah: Onların himaye edilmeleri yahut koruma altına alınmaları "yasaktır" diye cevap vermiştir. Yüce Allah, kıyamet gününde bunu onlara yasaklamış olacaktır.

 

Birincisi, İbn Abbas'ın görüşüdür. el-Ferra da bu görüşü benimsemiştir.

Bu açıklamayı nakleden de İbnu'l-Enbarı'dir.

 

el-Hasen ve Ebu Reca (ip): Yasak" kelimesini "ha" harfi ötreli okumuşlardır. Ancak diğerleri bunu esreli okurlar.

 

Denildiğine göre; bu sözleri kafir kimseler kendilerine söyleyeceklerdir. el-Maverdi'nin naklettiğine göre de bu açıklamayı Katade yapmıştır. Bir diğer görüşe göre bu, kafirlerin meleklere söyleyecekleri bir sözdür ve bu bir istiaze (sığınma) sözüdür. Cahiliye döneminde bu, bilinen bir sözdü. Bir kimse korktuğu bir kişi ile karşılaşacak olursa, (...) dermiş. Yani senin bana herhangi bir şekilde taaruzda bulunman haramdır. Mansub olarak gelmesi ise "Sana yasak kılıyorum yahut Allah sana bunu yasaklar" anlamında oluşundan dolayıdır. Hayvanları sula ve otla anlamında; (...) demeye benzer. Yani günahkarlar meleklerin kendilerini cehennem ateşine attıklarını göreceklerinde sizden Allah'a sığınırız, diyeceklerdir. Bu açıklamayı el-Kuşeyri nakletmiştir. Bu anlamdaki bir açıklamayı da el-Mehdevi, Mücahid'den nakletmiştir.

 

Bir diğer görüşe göre "Yasaktır" sözü günahkarların sözlerinden, "Yasak" sözü ise meleklerin sözlerindendir. Yani onlar meleklere sizin bize herhangi bir şekilde taarruz etmenizden Allah'a sığınırız diyecekler, buna karşılık melekler de böyle bir günün kötülüğünden sizin himaye edilmeniz yasak kılınmıştır, diyeceklerdir. Bu açıklamayı da el-Hasen yapmıştır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Furkan 23-24

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR