ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

RUM

47

وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا مِن قَبْلِكَ رُسُلاً إِلَى قَوْمِهِمْ فَجَاؤُوهُم بِالْبَيِّنَاتِ فَانتَقَمْنَا مِنَ الَّذِينَ أَجْرَمُوا وَكَانَ حَقّاً عَلَيْنَا نَصْرُ الْمُؤْمِنِينَ

 

47. Andolsun ki Biz, senden önce kavimlerine resuller gönderdik. Onlar da kavimlerine açık açık delillerle geldiler. Biz de günahkarlardan intikam aldık. Mü'minlere yardım etmek ise zaten üzerimize bir haktır.

 

"Andolsun ki Biz, senden önce kavimlerine rasüller gönderdik. Onlar da kavimlerine açık açık delillerle" mucizelerle, apaçık belgelerle "geldiler. Biz de günahkarlardan intikam aldık." Yani onlar kafir oldular, bundan ötürü biz de kafirlerden intikam aldık.

 

"Mü'minlere yardım etmek ise zaten üzerimize bir haktır" buyruğundaki: "Bir haktır" lafzının nasb ile gelmesi; (...)'ın haberi oluşundan dolayıdır. "Yardım etmek" ise onun ismidir. Ebu Bekir "bir haktır" üz erinde vakıf yapardı. Yani bizim cezalandırmamız bir haktır. Daha sonra da mübteda ve haber olmak üzere; "Mü'minlere yardım etmek de üzerimize düşer" diye okurdu. Yani Yüce Allah, sözünden caymadığını haber vermekte, ondan sonra da bizim haberimizde bir muhalefet, bir değişiklik yoktur demek olur.

 

Ebu'd-Derda yoluyla gelen hadiste şöyle dediği rivayet edilmektedir:

Ben Peygamber (s.a.v.)'ı şöyle buyururken dinledim: "Kardeşinin ırzını (namus, şeref ve haysiyetini) savunan herbir müslümanın kıyamet gününde cehennem ateşini ondan geri çevirmesi, Allah'ın üzerinde bir haktır." Daha sonra da Yüce Allah'ın: "Mü'minlere yardım etmek ise zaten üzerimize bir haktır" buyruğunu okumuştur. Bunu da en-Nehhas, es-Sa'lebi, ez-Zemahşerı ve başkaları zikretmektedirler.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Rum 48-49

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR