ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

AHZAB

21

لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِّمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيراً

 

21. Andolsun ki, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü ümid eden ve Allah'ı çokça anan kimseler için, Resulullah'ta güzel bir örnek vardır.

 

Bu buyruğa dairaçıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:

 

1- Resalullah'ın Örnekliği:

2- iman Edenler Kimi Örnek Almalı.

 

1- Resalullah'ın Örnekliği:

 

"Andolsun ki, sizin için ... Rasülullah'ta güzel bir örnek vardır" buyruğu savaşa katılmayarak, savaştan geri kalanlara bir sitemdir. Yani Peygamber (s.a.v.)'in Hendek Gazvesi'ne çıkmak suretiyle Allah'ın dinine yardım etmek maksadıyla kendisini feda etmesi, sizin için uyulmaya değer güzel bir örnektir.

 

"Örnek, uyulan örnek, önder" demektir. Asım bu kelimeyi hemzeyi ötreli olarak okumuş, diğerleri ise esreli okumuşlardır ki, bunlar iki söyleyiştir. el-Ferra'ya göre her iki söyleyişin de çoğulu aynı gelir. Ona göre tekilinde hemzeyi esreli okuyanların kıraatine göre illet, ötreli söyleyiştedir. Yani ona göre fark kelimenin "vav"lı oluşu ile "ya"lı oluşundadır. O bakımdan Araplar -vav'lı bir kelime olan-: "Elbise"nin çoğulunu (...) diye getirirler. -Ye'li olan-: "Sakal"ın çoğulunu da; (...) diye kullanırlar.

 

el-Cevheri der ki: (...) ile (...) şeklinde ötreli ve esreli kullanım, iki ayrı söyleyiştir. Bunun çoğulu ise; (...) ve (...) diye gelir.

 

Ukbe b. Hassan el-Heceri, Malik b. Enes'ten, o Nafi'den, o İbn Ömer'den Yüce Allah'ın: "Andolsun ki sizin için ... Resulullah'ta güzel bir örnek vardır" buyruğu hakkında: Peygamber'in açlığında, diye açıklama yapmıştır. Bunu el-Hatib Ebu Bekir Ahmed zikretmiş ve şöyle demiştir: Bu rivayeti tek başına Ukbe b. Hassan, Malik'ten rivayet etmiştir ve ben bu hadisi bu isnaddan başka bir isnadla yazmış değilim.

 

2- iman Edenler Kimi Örnek Almalı.

 

"Örnek"; ''Kendisine uyulan örnek" anlamındadır. Kendisine uyulan, ve haline bakılarak tesellide bulunulan ve böylelikle bütün fiillerinde kendisine uyulan, bütün halleri örnek alınarak teselli bulunulan kimsedir. Mesela, onun yüzü yaralanmış, azı dişi kırılmış, amcası Hamza öldürülmüş ve aç kalmıştır. Bütün bu hallerde onun sabırlı, ecrini Allah'tan bekleyen, Allah'a şükreden ve haline razı olan bir kimse olduğu görülmüş; onun başka bir haline şahit olunmamıştır.

 

Enes b. Malik'in rivayetine göre Ebu Talha şöyle demiş: Resulullah (s.a.v.)'e açlıktan dolayı şikayette bulunduk ve herbirimiz karnına bağlamış olduğu birer taşı karnımızı açarak gösterdik. Resulullah (s.a.v.) ise karnını açtığında iki taş bağlamış olduğunu gördük. Bu hadisi Ebu İsa et-Tirmizi rivayet etmiş olup: Garib bir hadistir demiştir. 

 

Peygamber (s.a.v.) yüzü yaralandığında şöyle buyurmuştu: "Allahım, kavmime mağfiret buyur, çünkü onlar bilmiyorlar."

 

"Allah'ı ve ahiret gününü ümid eden" buyruğu hakkında Said b. Cübeyr dedi ki: İmanı ile Allah'ın huzuruna çıkacağını uman ve yapılan işlerin karşılığının görüleceğini, öldükten sonra dirilişi tasdik eden kimseler için, demektir. Şöyle de açıklanmıştır: Ahiret gününde Allah'ın sevab ve mükafatını uman kimseler için ...

 

İşinin erbabı olan nahivcilere göre; "Umar'' fiili şayet tekil için kullanılıyor ise mutlaka "elif"siz yazılmalıdır. Çünkü "elif" ile yazılmasını gerekli kılan çoğul hali tekil şeklinde bulunmamaktadır.

 

"Ve Allah'ı" azabından korkarak, mükafatını da umarak "çokça anan kimseler için ... "

 

Denildiğine göre: "Kimseler için" buyruğu daha önce geçen: "Sizin için" lafzından bedeldir. Ancak Basralı nahivciler bunu kabul etmezler. Çünkü gaib, muhatabdan bedel olarak getirilemez. Şu kadar var ki; "Kimseler için" lafzındaki lam "güzel" anlamındaki lafza taalluk etmektedir. "Bir örnek" lafzındaki "... dır"ın ismidir. "Sizin için" de haberdir.

 

Bu hitab ile kimlerin kastedildiği hususunda iki görüş vardır. Birinci görüşe göre, daha önce onlara yapılan hitaba atıf dolayısı ile maksat, münafıklardır. İkincisine göre ise, Yüce Allah'ın: "Allah'ı ve ahiret gününü ümid eden kimseler için" buyruğu dolayısıyla mü'minlerdir.

 

Rasulullah (s.a.v.)'ın burada sözü geçen örnek alınması hususunda da görüş ayrılığı vardır. Acaba bu örnek almak gereği vücub mu ifade eder, müstehablık mı ifade eder.

 

Bu hususta ki iki görüşten birisine göre; onun örnek alınmasının müstehab olduğuna dair delil ortaya konulamadığı sürece vücub ifade eder. İkinci görüşe göre, vücub ifade ettiğine dair delil ortaya konuluncaya kadar müstehablık ifade eder şeklindedir.

Dini hususlarda vücub ifade ettiği, dünyevı hususlarda da müstehablık ifade ettiği şeklinde yorumlanma ihtimali de vardır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Ahzab 22

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR