ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

DUHAN

16

يَوْمَ نَبْطِشُ الْبَطْشَةَ الْكُبْرَى إِنَّا مُنتَقِمُونَ

 

16. En büyük yakalayışla yakalayacağımız gün, şüphe yok ki Biz intikam alıcılarız.

 

"Gün" lafzı daha sonra gelen "intikam alıcılarız" buyruğunun delalet ettiği bir fiilin zarfıdır Yakalayacağımız gün Biz onlardan intikam alacağız, demektir Ancak bazı nahivciler: ''Şüphe yok ki" lafzından sonra gelen ifadelerin, ondan önce gelen ifadeler için açıklayıcı mahiyette olamayacağı dolayısıyla bunu uzak bir ihtimal olarak kabul etmişlerdir

 

Bundaki amilin "intikam alıcılarız" lafzının olduğu da söylenmiştir Bu da aynı şekilde uzak bir ihtimaldir Çünkü yine; "Şüphe yok ki" lafzından sonra gelen ifadeler ondan önce gelenlerde amel etmez. Bu (yevm: gün) lafzı Yüce Allah'ın: "Dönenlersiniz" anlamındaki buyruğa da "Biz o azabı az bir zaman açıp kaldıracağız" anlamındaki buyruğa da taalluku güzel olmaz, çünkü anlam onunla ilgili değildir. Bununla birlikte bir fiil takdiri ile nasbedilmiş olması mümkündür. Sanki: "(Bir günü) onlara hatırlat veya hatırla!" denilmiş gibidir.

 

Anlamın şu şekilde olması da mümkündür: Siz dönenlersiniz, artık döndünüz mü Ben sizden o büyük yakalayış ile yakalayacağımız gün intikam alacağım. Bundan dolayı bu buyruk, (hemen sonra gelen) Firavun kıssası ile bitişik gelmiştir. Çünkü Firavun ve kavmi de üzerlerindeki azab açıldığı takdirde iman edeceklerine söz vermişler, fakat iman etmeyerek sonunda suda boğulup gitmişlerdi.

 

"Biz o azabı az bir zaman açıp kaldıracağız. Fakat şüphesiz siz yine geri dönenlersiniz" ifadesi tam bir ifadedir. Ondan sonra Yüce Allah; "En büyük yakalayışla yakalayacağımız gün şüphe yok ki Biz intikam alıcılarız." Biz bütün kafirlerden intikam alacağız, anlamında olduğu da söylenmiştir

 

Bir diğer açıklama da şöyledir: Anlam: ''Sen dumanı da gözetle, yakalayacağımız günü de gözetle!'' şeklinde olup aradaki atıf "vav"ı hazfedilmiştir Nitekim: ''Ateşten sakın, azaptan sakın" demeye (ve arada atıf "vav"ı getirmemeye) benzer.

"En büyük yakalayış" İbn Mesud'un görüşüne göre Bedir günüdür. İbn Abbas, Ubeyy b. Ka'b, Mücahid ve ed-Dahhak'ın görüşü de budur.

 

Kıyamet günündeki cehennem azabı olduğu da söylenmiştir. Bu da el-Hasen, İkrime ve yine İbn Abbas'ın görüşüdür, ez-Zeccac'ın tercih ettiği de budur

Bunun kıyamet gününden önce dünya hayatında meydana gelecek bir duman, açlık ya da kıtlık olduğu da söylenmiştir el-Maverdi dedi ki: Kıyametin kopması olması ihtimali de vardır. Çünkü kıyamet Yüce Allah'ın dünya hayatındaki son yakalayışı olacaktır.

 

"Allah ondan intikam aldı" denilir, onu cezalandırdı demektir. Bunun ismi "Nikmet (intikam)" şeklinde olup, çoğulu da: (...) diye gelir. Nikmet ile ukubet (intikam ve ceza) arasında fark olduğu da söylenmiştir. Ukubet masiyetten sonra gelir, çünkü akıbet kökünden gelmektedir. Nikmet ise ondan önce de olabilir. Bu açıklamayı da İbn Abbas yapmıştır. Ukubet'in ceza olarak miktarının tesbit edildiği, intikamın ise miktarının sınırlandırılmadığı da söylenmiştir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Duhan 17

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR