ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

AHKAF

8

أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ قُلْ إِنِ افْتَرَيْتُهُ فَلَا تَمْلِكُونَ لِي مِنَ اللَّهِ شَيْئاً هُوَ أَعْلَمُ بِمَا تُفِيضُونَ فِيهِ كَفَى بِهِ شَهِيداً بَيْنِي وَبَيْنَكُمْ وَهُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ

 

8. Onlar: "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eğer ben onu uydurmuş isem siz Allah'a karşı bana hiçbir fayda sağlayamazsınız. O sizin O'nun hakkında ne kadar ileri gittiğinizi iyi bilendir. Benimle sizin aranızda şahid olarak O yeter. O çok mağfiret edendir, çok merhamet edendir."

 

"Onlar: Onu uydurdu mu diyorlar" buyruğundaki: " ... mu" lafzında "mim" sıla (zaid)dir. İfade: "Onlar onu uydurdu mu diyorlar?" takdirindedir. Maksatları Muhammed uydurdu, demektir. Bununla onların ayetleri büyü diye adlandırdıkları sözkonusu edildikten sonra başka bir hususa değinilmektir.

 

(-em-) "mu" lafzındaki hemze'nin anlamı inkar ve taaccübtür. Şöyle denilmiş gibidir: Sen bunu bırak da onların hayret etmeyi gerektiren ve kabul edilemiyen şu sözlerini dinle! Onların sözlerine göre, Muhammed bu sözü Yüce Allah'a iftira etmeyecek olsaydı söyleyemezdi. Halbuki Arapların yardımını almaksızın böyle bir söz söylemiş olsaydı, onun bu sözü söylemeye güç yetirebilmesi olağanüstülüğü dolayısıyla bir mucize olurdu. Eğer bu bir mucize ise, o vakit Allah tarafından onun tasdik edildiği anlamına gelir. Hikmetli bir kimse ise yalan söyleyeni tasdik etmez. O halde Muhammed iftiracı olamaz. Burada zamir "hak"a ait olup, onunla kastedilen ayetlerdir.

 

"De ki: Eğer ben onu" faraza "uydurmuş isem, siz Allah'a karşı bana hiçbir fayda sağlayamazsınız." Allah'ın azabını benden uzaklaştırmaya, geri çevirmeye gücünüz yetmez. Sizin için Allah'a karşı nasıl iftira etmiş olabilirim?

 

"O sizin, O'nun hakkında ne kadar ileri gittiğinizi" Mücahid'in açıklamasına göre, neler söylediğinizi, bir başka açıklamaya göre de yalanlamak hususunda işi nereye vardırdığınızı "iyi bilendir."

 

"Bir hususta ileri gitmek, ona dalmak ve ileriye doğru atılmak" demektir. "Söze daldılar, ileri gittiler" anlamındadır. "Deve gevişini işkembesinden, ağzına çıkardı" demektir. Şairin şu sözü de buradan gelmektedir: "Önceleri gevişlerini içlerinde tutuyorken, daha sonra gevişlerini ağızlarına çıkardılar."

 

(...) "İnsanlar Arafat'tan, Mina'ya ifada ettiler (indiler)" demektir. Kısacası her: "Bir ileri atılma, ileri gitme ve bir dalma" anlamındadır.

 

"Benimle sizin aranızda şahid olarak O yeter." O, benim doğru söylediğimi, sizin de batılcı kimseler olduklarınızı bilir.

 

"Şahid olarak" lafzı temyiz olarak nasbedilmiştir.

 

"O" tevbe eden kimselere "çok mağfiret edendir (Gafurdur)" mü'min kullarına "çok merhamet eden (Rahim)dir."

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Ahkaf 9

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR