ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

MÜCADELE

12

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نَاجَيْتُمُ الرَّسُولَ فَقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيْ نَجْوَاكُمْ

صَدَقَةً ذَلِكَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَأَطْهَرُ فَإِن لَّمْ تَجِدُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

 

 

12. Ey iman edenler! Peygambere gizli bir şey söyleyecek olursanız, bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Eğer bulamazsanız; muhakkak ki Allah çok mağfiret ve rahmet edicidir.

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı üç başlık halinde sunacağız:

 

1- Ayetin Nüzul Sebebi ve Peygamberle Gizli Konuşmanın Ön Şartı:

2- Ahkam ve Maslahat İlişkisi:

3- Bu Ayet-i Kerimenin Bir Sonraki Ayetle Neshedilmiş Olması:

 

1- Ayetin Nüzul Sebebi ve Peygamberle Gizli Konuşmanın Ön Şartı:

 

"Ey iman edenler! Peygambere gizli bir şey söyleyecek olursanız" buyruğundaki: ''Gizli bir şey söylediniz" demektir.

 

İbn Abbas dedi ki: Bu buyruk, müslümanların Rasulullah (s.a.v.)'e sıkıntı verecek noktaya gelinceye kadar çokça soru sormaları sebebiyle inmiştir. Yüce Allah, Peygamberinin (s.a.v.) yükünü hafifletmek istedi. Bu buyruğu indirince insanların bir çoğu bu işten vazgeçtiler. Daha sonra Yüce Allah, bundan sonraki ayet-i kerime ile onların hareket alanlarını genişletti.

 

el-Hasen dedi ki: Ayet-i kerimenin iniş sebebi şudur: Müslümanlardan bir topluluk Peygamber (s.a.v.) ile başbaşa bir tarafa çekiliyor ve onunla gizlice konuşuyorlardı. Müslümanlardan bir başka topluluk, onların bu gizli konuşmalarında kendileri hakkında küçültücü ifadeler kullandıklarını zannettiler. Bu iş onlara ağır gelince, Yüce Allah, Peygamber (s.a.v.) ile başbaşa kalmalarını önlemek maksadıyla gizlice konuşmak için sadaka vermelerini emretti.

 

Zeyd b. Eslem dedi ki: Ayet-i kerime Peygamber (s.a.v.) ile gizlice konuşan ve şöyle diyen münafıklarla yahudiler sebebiyle inmiştir: O bir kulaktır, kendisine söylenen herşeye kulak verir. Peygamber de kendisi ile gizlice konuşmaktan kimseye engel olmazdı. Bu da müslümanlara ağır geliyordu. Çünkü şeytan onların kalbine birtakım topluluklar peygamberle savaşmak üzere biraraya geldikleri vesvesesini telkin ediyordu. (Zeyd b. Eslem devamla) dedi ki: Bunun üzerine Şanı Yüce ve mübarek Allah: ''Ey iman edenler! Birbirinizle fısıldaştığınız zaman günah, düşmanlık ve peygambere isyan ile fısıldaşmayın'' (Mücadele, 9) ayetini indirdi. Bu işten vazgeçmeyince bunun üzerine Yüce Allah diğer ayet-i kerimeyi indirdi. Böylece batıl ehli olan kimseler, gizlice konuşmalarına son verdiler. Çünkü onlar gizlice konuşmalarından önce bir sadaka vermediler. Bu durum iman ehline ağır geldi ve gizlice konuşmaktan uzak kaldılar. Buna sebeb ise, onların çoğunun sadaka verecek gücü bulamayışları idi. Yüce Allah, bundan sonraki ayet-i kerime ile onların yükünü hafifletti.

 

2- Ahkam ve Maslahat İlişkisi:

 

ibnu'l-Arabi dedi ki: Zeyd b. Eslem'den rivayet edilen bu haberde, ahkamın maslahatlara göre şekillenmesinin sözkonusu olmadığına delil vardır. Çünkü Yüce Allah: "'Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir" diye buyurduğu halde, daha hayırlı ve daha temiz olmakla birlikte, bu hükmü neshetmiştir. Bu da masIahatlara riayet noktasında Mutezile'nin kanaatini çok büyük ölçüde reddetmektedir. Şu kadar var ki hadisi Zeyd'den rivayet eden oğlu Abdu'r-Rahman'dır. ilim adamları onun zayıf bir ravi olduğunu belirtmişlerdir. Ancak Yüce Allah'ın: "Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir" buyruğun Mutezile'ye bu hususta red teşkil etmesi bakımından mütevatir bir nastır.

 

3- Bu Ayet-i Kerimenin Bir Sonraki Ayetle Neshedilmiş Olması:

 

Tirmizi'nin kaydettiği rivayete göre Ali b. Alkame el-Envari, Ali b. Ebi Talib (r.a)'dan şöyle dediğini nakletmektedir: "Ey iman edenler! Peygambere gizli bir şey söyleyecek olursanız bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin" buyruğu nazil olunca ben ona sordum. Peygamber (s.a.v.) da bana:

 

"Bir dinar hakkında görüşün nedir?" dedi. Ben: Buna güç yetiremezler, dedim. o: "Peki ya yarım dinar?" deyince, yine: Güç yetiremezler dedim. Bu sefer: "Ya kaç?" deyince, ben bir arpa (ağırlığınca) dedim. Peygamber: "Sen çok küçük bir miktar söyledin" diye buyurdu. Bunun üzerine: "Yoksa gizli konuşmanızdan önce sadakalar vermekten korktunuz mu?" (anlamındaki bir sonraki) ayet nazil oldu. (Ali) dedi ki: Benim sayemde Allah bu ümmetin yükünü hafıfletti. Ebü İsa (et-Tirmizi) dedi ki: Bu hasen, garib bir hadistir. Bu hadisi biz ancak bu yoldan biliyoruz.

 

Hadisteki "bir arpa" buyruğu, bir arpa ağırlığı kadar altın, demektir. 

 

İbnu'l-Arabi dedi ki: Bu da usule dair iki güzel meseleye delalet etmektedir. Bunlardan birincisi fiilen uygulanmasından önce ibadetin neshedilebileceği, ikincisi ise miktarlara dair -Ebü Hanife'nin görüşünün aksine- kıyas ile kanaat yürütülebileceği.

 

Derim ki: Zahir olan o ki, nesh sadaka verme uygulamasından sonra gerçekleşmiştir.

 

Mücahid'den rivayet edildiğine göre bu uğurda ilk sadaka veren ve Peygamber (s.a.v.) ile gizlice konuşan kişi, Ali b. Ebi Talib (r.a)'dır. Rivayet olunduğuna göre o bir yüzüğü sadaka olarak vermiştir.

 

el-Kuşeyri ve başkalarının naklettiklerine göre Ali b. Ebi Talib şöyle demiştir: Allah'ın Kitabında gereğince benden önce kimsenin amel etmediği ve benden sonra da kimsenin amel etmeyeceği bir ayet-i kerime vardır. O ayet: "Ey iman edenler! Peygambere gizli bir şey söyleyecek olursanız, bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin" ayetidir. Bir dinarım vardı, onu sattım (bozdurdum). Rasülullah (s.a.v.) ile gizlice bir şey konuşacak olursam, bir dirhem sadaka veriyordum. Bitinceye kadar bu böylece sürüp gitti. Sonra bu ayet, bir sonraki ayet olan: "Yoksa gizli konuşmanızdan önce sadakalar vermekten korktunuz mu?" buyruğu ile nesholundu. İbn Abbas da böyle demiştir: Allah bu ayeti bir sonraki ayet ile neshetmiştir.

 

İbn Ömer de dedi ki: Ali (r.a)'ın üç hususiyeti vardı. Onlardan bir tanesi olsaydı, benim için kırmızı tüylü develere sahib olmaktan daha sevimli idi: Fatıma ile evlenmiş olması, Hayber gününde ona sancağın verilmesi ve gizli konuşma ayeti.

 

"Bu sizin için" sadaka vermemekten "daha hayırlıdır ve" masiyetlerden kalbleriniz için "daha temizdir. Eğer" fakirleri kastediyor "bulamazsanız, muhakkak ki Allah çok mağfiret ve rahmet edicidir."

 

DEVAM NİTELİĞİNDEKİ AYET-İ KERİME VE SONRAKİ SAYFA İÇİN TIKLA:

 

Mücadele 13

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR