ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

TEĞABUN

14

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ مِنْ أَزْوَاجِكُمْ وَأَوْلَادِكُمْ عَدُوّاً لَّكُمْ فَاحْذَرُوهُمْ وَإِن تَعْفُوا وَتَصْفَحُوا وَتَغْفِرُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

 

14. Ey iman edenler! Muhakkak ki eşleriniz ve evlatlarınızdan size düşman olanlar vardır. O halde onlardan sakının. Bununla beraber şayet affeder, kusurlarına bakmaz ve hatalarını örterseniz, muhakkak Allah çok mağfiret edendir, çok esirgeyendir.

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı beş başlık halinde sunacağız:

 

1- Ayetin Nüzul Sebebi:

2- Eş ve Çocukların Düşmanlıkları ve Düşmanlığın Mahiyeti ve Şekli:

3- Hanımın Kocasına Düşmanlığı Gibi, Kocanın da Hanımına Düşmanlığı Mümkündür:

4- Düşmanlardan Sakınmak:

5- Affedip Bağışlamak:

 

1- Ayetin Nüzul Sebebi:

 

Yüce Allah'ın: "Ey iman edenler! Muhakkak ki eşleriniz ve evlatlarınızdan size düşman olanlar vardır. O halde onlardan sakının" buyruğu ile ilgili olarak İbn AbBas şöyle demektedir: Bu ayet-i kerime Medine"de Eşca'lı Avf b. Malik hakkında inmiştir. Peygamber (s.a.v.)'e hanımının ve çocuklarının kendisine karşı katı davrandıklarından şikayet edince, bu ayet-i kerime nazil olmuştur. Bunu en-Nehhas zikretmektedir.

 

et-Taberi de bunu Ata b. Yesar'dan naklederek şöyle dediğini belirtmektedir: Teğabun Suresi'nin tamamı Mekke'de inmiştir. Şu ayetler müstesna: "Ey iman edenler! Muhakkak ki eşleriniz ve evlatlarınızdan size düşman olanlar vardır." Bu buyruğu Eşca'lı Avf b. Malik hakkında inmiştir. Bunun eşleri ve çocukları vardı. Gazaya gitmek istedi mi onun için ağlarlar ve onu yumuşatmaya çalışarak: Bizi kime bırakacaksın, derler, o da hemen yumuşar ve gitmeyip kalırdı. Bunun üzerine: "Ey iman edenler! Muhakkak ki eşleriniz ve evlatlarınızdan size düşman olanlar vardır." ayeti tümüyle Medine'de Eşca'lı Avf b. Malik hakkında inmiştir. Sürenin sonuna kadar geriye kalan diğer bütün ayetler de Medine'de inmiştir.

 

Tirmizi'nin rivayetine göre İbn Abbas -şu: "Ey iman edenler! Muhakkak ki eşleriniz ve evlatlarınızdan size düşman olanlar vardır. O halde onlardan sakının" ayeti hakkında bir adamın soru sorması üzerine şöyle demişti: Burada sözü edilenler Mekkelilerden İslam'a girip Peygamber (s.a.v.)'e gelmek istedikleri halde; eşleri ve çocukları, kendilerini terkederek Peygamber (s.a.v.)'e gelmelerine razı olmayan kimselerdir. Bunlar Peygamber (s.a.v.)'ın yanına gelip insanların dinde derinlemesine bilgi sahibi olduklarını görünce, onları cezalandırmak istediler. Bunun üzerine Yüce Allah: "Ey iman edenler! Muhakkak ki eşleriniz ve evlatlarınızdan size düşman olanlar vardır. O halde onlardan sakının" buyruğunu indirdi. Bu hasen, sahih bir hadistir. 

 

2- Eş ve Çocukların Düşmanlıkları ve Düşmanlığın Mahiyeti ve Şekli:

 

Kadı Ebu Bekr b. el-Arabı dedi ki: Bu düşmanlığın ne şekilde olduğunu açıklamaktadır. Şüphesiz ki düşman bizzat şahsı dolayısıyla düşman değildir. O yaptığı davranışlarıyla düşmanlık eder. Buna göre eş ve çocuklar düşmanın yaptığı işi yapacak olursa, onlar da düşman olur. Kul ile (Allah'a) itaat arasına engel olmaktan daha çirkin bir iş de yoktur. Sahih-i Buhari 'de, Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği hadiste Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Şeytan Ademoğluna karşı iman yolunda oturdu ona: Sen kendinin ve atalarının dinini bırakıp iman mı edeceksin? dedi, Ademoğlu ona muhalefet etti ve iman etti. Sonra şeytan onun karşısında hicretin yolu üzerinde oturdu ve ona: Malını, aileni bırakıp hicret mi edeceksin, dedi. Ona muhalefet etti ve hicret etti. Sonra şeytan ona karşı cihad yolu üzerinde oturdu ve ona: ölümüne sebeb teşkil edeceksin, hanımların başkaları tarafından nikahlanacak, malın paylaştırılacak diye mi cihad edeceksin dedi, yine ona muhalefet etti ve cihad etti. Sonunda öldürüldü, onu cennete koymak da Allah'ın üzerinde bir hak oldu. ''

 

Şeytanın oturması iki şekilde olur: Biri vesvese ile olur, ikincisi ise eşlerin, çocukların ve arkadaşların bu doğrultuda istediklerini yapmaya itmesi ile olur. Yüce Allah: "Biz onlara yakın arkadaşlar kıldık. Onlar da önlerinde ve arkalarında olanı kendilerine süslediler." (Fussilet, 25) diye buyurmaktadır.

 

İsa (a.s)'ın hikmetli sözleri arasında şu da vardır: "Her kim hanım, mal ve çocuk edinirse, o kimse dünyaya köle olur."

 

Sahih hadiste kulun bu kabilden düşebileceği asgari köleliğin sınırı açıklanmaktadır. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: "Helak olmuştur altının kölesi, helak olmuştur dirhemin kölesi, helak olmuştur güzel kumaşın kölesi, helak olmuştur kadifeye köle olan, Helak olsun ve başaşağı devrilsin, bir yerine batan bir dikeni kimse oradan çekip almasın."

Dinara, dirheme (altına, gümüşe) kölelikten daha büyük bir aşağılık yeni bir elbise dolayısıyla gayrete gelen bir hevesten daha bayağı bir arzu ve istek olamaz.

 

3- Hanımın Kocasına Düşmanlığı Gibi, Kocanın da Hanımına Düşmanlığı Mümkündür:

 

Erkeğin çocukları ve eşi kendisine düşman olduğu gibi; aynı şekilde koca ve çocukları da yine aynı yönden hanıma düşman olabilirler. Yüce Allah'ın: "Eşleriniz" buyruğunun kapsamına erkekler de, dişiler de girer. Çünkü hepsi zaten her ayetin kapsamına da girerler. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır,

 

4- Düşmanlardan Sakınmak:

 

"O halde onlardan" size zarar verirler diye "sakının." kişinin kendisine gelecek zarara karşı kendisini koruması ve sakınması iki şekilde sözkonusu olur. Ya gelecek bedeni bir zarar sözkonusudur, ya dini bir zarar. Bedene gelecek zarar dünya ile alakalıdır, dine gelecek zarar da ahiret ile alakalıdır. Yüce Allah, kulu bu zarardan sakındırmış ve buna karşı onu uyarmıştır.

 

5- Affedip Bağışlamak:

 

"Bununla beraber şayet affeder, kusurlarına bakmaz ve hatalarını örterseniz, muhakkak Allah çok mağfiret edendir, çok esirgeyendir" buyruğu ile ilgili olarak Taberi, İkrime'den şunu rivayet etmektedir: Yüce Allah'ın: "Ey iman edenler! Muhakkak ki eşleriniz ve evlatlarınızdan size düşman olanlar vardır. O halde onlardan sakının" buyruğu hakkında dedi ki: Kişi Peygamber (s.a.v.)'ın yanına gitmek ister fakat çoluk çocuğu: Gidip bizi nereye bırakacaksın? derlerdi. Fakat kişi İslam'a girip dini bilgi sahibi olunca bu sefer şöyle demeye koyulurdu: Andolsun daha önce beni bu işten alıkoyan kimselere dönecek ve şunları şunları yapacağım.

 

İşte bu sebeble Yüce Allah: "Bununla beraber şayet affeder, kusurlarına bakmaz ve hatalarını örterseniz, muhakkak Allah çok mağfiret edendir, çok esirgeyendir" buyruğunu indirdi.

 

Mücahid de Yüce Allah'ın: "Ey iman edenler! Muhakkak ki eşleriniz ve evlatlarınızdan size düşman olanlar vardır. O halde onlardan sakının" buyruğu hakkında dedi ki: Onlara dünya ile ilgili bir hususta düşmanlık etmediler. Fakat onlara olan sevgileri onlar için haram olan bir şeyi alıp, kendilerine vermelerine sebeb teşkil etti. Ayet-i kerime insanın eşi ve çocukları sebebiyle işleyebileceği her türlü masiyet hakkında umumidir. Sebebin özelliği hükmün genelliğine engel değildir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Teğabun 15

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR