ADİYAT 6 |
إِنَّ
الْإِنسَانَ لِرَبِّهِ
لَكَنُودٌ |
6. Gerçekten insan,
Rabbine karşı çok nankördür.
Bu buyruk, yeminin
cevabıdır. Yani insan nimete karşı nankörlük edecek bir karaktere sahiptir. İbn
Abbas dedi ki: "Nankör" Allah'ın nimetlerini çokça inkar eden demektir.
el-Hasen de böyle açıklamıştır. Yine el-Hasen musibetleri hatırlar, fakat
nimetleri unutur, diye açıklamıştır.
Şair bu anlamdan
hareketle nazm halinde şöyle demiştir: "Ey yaptığı işinde zalim kişi!
Zulüm sonunda zulmedene geri döndürülür. Ne zamana kadar ve nereye kadar
Musibetlerden şikayet edecek ve nimetleri unutacaksın?"
Ebu Umame el-Bahili'nin
rivayet ettiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "el-Kenud
(çok nankör), tek başına yiyen, başkasına vermeyen, başkasını gözetmeyen ve kölesini
döven kimsedir. ''
İbn Abbas'ın rivayetine
göre de Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Size en kötülerinizi
bildireyim mi?" Ashab: Bildir, ey Allah'ın Resulü, deyince şöyle buyurdu:
"Onlar tek başlarına konaklayanlar, başkasına vermeyip gözetmeyenler ve
kölelerini dövenlerdir." Her iki hadisi de Tirmizı el-Hakim,
Nevadiru'l-Usul adlı eserinde zikretmiş bulunmaktadır.
Yine İbn Abbas'tan şöyle
dediği rivayet edilmiştir: "Kenud" Kindelilerle, Hadramutluların
lehçesinde isyankar, Rabia ile Mudar'ın lehçesinde nankör olan kimse demektir.
Kinanelilerin lehçesinde ise oldukça cimri ve kötü huylu kimse demektir.
Mukatil de böyle açıklamıştır. Şair şöyle demiştir: "(O kimse) yiğitlerin
nimetlerine karşı çokça nankördür ve her kim Yiğitlerin nimetlerine nankörlük
ederse uzaklaştırılır."
Görüldüğü gibi burada bu
lafız "çokça nankörlük eden" demektir.
Bir diğer açıklamaya
göre bu, az iyiliklere karşı nankörlük eden, çokça yapılan iyiliklere karşı da
teşekkür etmeyen kimsedir. Hakkı inkar eden kimse anlamında olduğu da
söylenmiştir. Kindelilere bu ismin veriliş sebebinin babalarını inkar etmeleri
olduğu da söylenmiştir. Şair İbrahim b. Herme dedi ki: "Eğer büyüklenip,
yüz çevirirlerse terket cimrileri Ve bir de çok nankör, pek güzel birisinin cimriliğini
anmayı."
(...) lafzının
"kesti" anlamına gelen: (...) fiilinden geldiği de söylenmiştir. Bu
işi yapan bir kimse sanki kesintisiz yapması gereken şükrü kesmiş olduğundan bu
adı almış gibidir. İpi (halatı) kesenin bu davranışını anlatmak üzere; (...) denilir.
Şair el-A'şa şöyle demiştir: "Bir kenara itersen eğer, sen de itilirsin;
ben katı kalbliyim diye Birtakım ipleri bağlarken bir kısmını kopartırım
(ben)"
İşte bu (beyit bu lafzın
anlamının) kesmek ile ilgili olduğunu göstermektedir. "Nimete karşı nankörlük
etti, eder, nankörlük etmek" denilir. Bu durumda olan kimseye; (...)
denilir. Kadın için de aynı şekilde; "Nankör" denilir. (...) de
(anlam itibariyle) onun gibidir. Yine el-A'şa şöyle demiştir: "Sen ona
yeni (iyilikler) yap, gözet; o da seni yeniden gözetir Çünkü o, mutad
ziyaretçinin gözetlemesine karşı çok nankördür."
Yani o, yapılan
gözetlemelere karşı çokça nankörlük eder.
İbn Abbas dedi ki:
Burada "insan"dan kasıt kafir kimsedir. Onun çokça nankör olduğu
söylenmektedir. Hiçbir bitki bitirmeyen yerin adı olan; (...) de buradan
gelmektedir.
ed-Dahhak dedi ki: Ayet
el-Velid b. el-Muğire hakkında inmiştir. el-Müberred dedi ki: Kenud (nankör)
üzerindeki hakları vermeyen kimse demektir. Küseyyir'in (ki az önce bu beyitin
el-Aşa'ya ait olduğu belirtilmiştir. Doğrusunun o olduğu söylenmiştir) şu
beyitini de zikretmektedir: "Sen ona yeni (iyilikler) yap, gözet; o da
seni yeniden gözetir Çünkü o, mutad ziyaretçinin gözetmesine karşı çok
nankördür"
Ebu Bekr el-Vasıti dedi
ki: Kenud (mealde: nankör): Allah'ın nimetlerini, Allah'a isyan olan olanlarda
harcayan kimsedir. Ebu Bekr el-Verrak dedi ki:
Kenud, üzerindeki nimeti
kendinden ve yardımcılarından bilen kimsedir. Tirmizi dedi ki: Nimeti görüp de,
nimeti vereni görmeyen kimsedir.
Zünnun el-Mısri dedi ki:
Helu' ve kenüd: Kendisine bir kötülük dokunduğu vakit dayanamayıp, sızlanan ve
hayır isabet ettiği vakit onu başkasından alabildiğine engelleyen kimsedir.
Bunun çok kıskanç ve kindar anlamına geldiği söylendiği gibi, kendi haddini
bilmeyen kimse olduğu da söylenmiştir. Hikmetli bir sözde şöyle denilmiştir:
"Kadrini (ve haddini) bilmeyen kimse kendi gizli sırlarını açığa vurmuş
kimse gibidir."
Derim ki: Bütün bu
açıklamalar nankörlük ve inkar etmek anlamlarında birleşmektedir. Peygamber (s.a.v.)
"kenud"u yerilen hasletlerle ve övülmeyen hallerle açıklamıştır. Eğer
bu açıklamaların yapıldığı rivayetler sahih olarak gelmişse bu hususta
söylenecek en üstün sözler onlardır, kimsenin bu hususta onunla birlikte ayrıca
söyleyecek bir sözü kalamaz.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN