باب: القسمة،
وتعليق القبو
في المسجد.
42. Camide Mal Paylaştırmak Ve Camiye Hurma Dalı Asmak
وقال
إبراهيم، عن
عبد العزيز بن
صهيب، عن أنس رضي
الله عنه قال
: أتي
النبي صلى
الله عليه
وسلم بمال من
البحرين،
فقال: (انثروه
في المسجد).
وكان أكثر مال
أتي به رسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
فخرج رسول
الله صلى الله
عليه وسلم إلى
الصلاة ولم يلتف
إليه، فلما
قضى الصلاة
جاء فجلس
إليه، فما كان
يرى أحدا إلا
أعطاه، إذ
جاءه العباس
فقال: يا رسول
الله، أعطني،
فإني فاديت نفسي
وفاديت
عقيلا، فقال
له رسول الله
صلى الله عليه
وسلم: (خذ). فحثا
في ثوبه، ثم
ذهب يقله فلم يستطع،
فقال: يا رسول
الله، مر
بعضهم يرفعه
إلي، قال: (لا).
قال: فارفعه
أنت علي، قال:
(لا). فنثر منه،
ثم ذهب يقله،
فقال: يا رسول
الله، مر بعضهم
يرفعه علي،
قال: (لا). قال:
فارفعه أنت
علي، قال: (لا).
فنثر منه، ثم
احتمله،
فألقاه على
كاهله، ثم
انطلق، فما
زال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم يتبعه
بصره حتى خفي
علينا، عجبا
من حرصه، فما
قام رسول الله
صلى الله عليه
وسلم وثم منها
درهم.
[-421-] Enes İbn Mâlik (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e Bahreyn'den mal geldi. 'Bunu mescide yığın!'
buyurdu. Bu, şimdiye kadar Allah Resûlü'ne gelen en fazla mal idi. Rasûlullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz için evinden çıktı, bu sırada gelen mal'a hiç
bakmadı. Namaz'ı bitirdikten sonra mal'ın yanına geldi. Kimi gördüyse ona biraz
verdi.
Bu esnada amcası Abbâs çıkageldi ve: 'Ey Allah'ın elçisi bana da
ver. Zira (Bedir'de) hem kendim hem de Akîl için fidye verdim' dedi. Allah
Resulü: 'Al' dedi. Bunun üzerine Abbâs,
yere serdiği beze doldurmaya başladı. Sonra bezi kaldırmayı denedi, ama
başaramadı. 'Ey Allah'ın elçisi birine emret de, sırtıma kaldırsın' dedi.
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: 'Hayır, olmaz' buyurdu. Bu defa 'Bari
sen sırtıma kaldır' dedi. Allah Resulü yine: 'Hayır, olmaz' dedi. Sonra Abbâs,
aldıklarının bir kısmını dağıttı. Tekrar kaldırmayı denedi. Ama başaramadı.
Yine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e: 'Ey Allah'ın elçisi! Birine emret de
sırtıma kaldırsın' dedi. Rasûlullah: Hayır, olmaz' dedi. Abbâs: 'O zaman sen
kaldır' dedi. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yine: 'Hayır, olmaz' dedi.
Bunun üzerine Abbâs aldıklarının bir kısmını geri koydu. Sonra yükünü alıp
omzuna koydu ve gitti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun hırsına hayret
ettiği İçin gözümüzden kaybolana kadar arkasından baka kaldı. Son dirhem
dağıtılana kadar da, meclisi terk etmedi.
Tekrar: 3049, 3165
AÇIKLAMA: (Camide mal
paylaştırmak); Bu başlık camide mal paylaşmanın caiz olduğunu gösterir. تعليق
القبو
üzerinde hurma olan dala denir. Bu konuda Sâbit'in "Delâil" adlı
eserinde tahriç ettiği bir başka hadis daha vardır. Şöyle ki; "Nebi s.a.v.
her bahçeden Mescid-i Nebevi'ye bir hurma dalı asılmasını emretti." Allah
Resulü hurma dallarının asılmasını yoksullar için istemişti. Sâbit'in bir diğer
rivayetinde ise bu olay şöyle anlatılmıştır: "Gelen malın başında Muâz İbn
Cebel duruyordu." Muâz'ın gelen malın başında durması, ya ona bekçilik
ettiği ya da dağıtımıyla görevlendirildiği içindir.
(Bahreyn'den mal geldi.) İbn EbîŞeybe, Humeyd İbn Hilâl
kanalıyla mürsel bir rivayetle, gelen malın Bahreyn için Ön görülmüş haraç
olarak Ala İbn el-Hadrami tarafından yollanan yüz bin dirhem olduğunu
nakletmiştir. Bu haraç, Nebi s.a.v.'e gönderilen ilk haraçtı.
(Hem de Akîl için fidye verdim.) Akîl Ebu Tâlib'in oğlu, Hz.
Ali'nin de kardeşidir. Bedir'de amcasıyla birlikte esir edilmişti.
Bu hadiste Nebi s.a.v.'in cömertliği bir kez daha ortaya
çıkmıştır. O, az veya çok olsun malı hiç önemsemezdi, dönüp ona bakmazdı bile.
Ayrıca bu hadis, devlet başkanının kamu yararına olan malları, hak edenlere
geciktirmeden dağıtması gerektiğini gösterir.
Bu hadisten çıkarılan sonuçlara, "Cihad Bölümü"nde
"Müşriklerden Fidye Alınması" başlığı altında yer vereceğiz. Bu
hadisi İmam Buhârî orada özet olarak zikredecektir.
Burada bu hadise yer verilmesinin nedeni, Müslümanların ortak
malı olan sadaka gibi şeylerin camiye konulabileceğini göstermek içindir. Ancak
bunun bir şartı vardır. O da, konan eşyaların namaz gibi camilerin inşa
gayesine uygun ibadetlere engel olmaması gerekir. Bahreyn'den gelen malın
camiye konması gibi, fitır sadakası olan mallar da camiye konabilir. Ayrıca bu
hadisten, insanlara faydalı olan şeylerin de camiye konabileceği anlaşılır.
Mesela susayanların İçmesi için su gibi.
Camiye dağıtılmak üzere konan malzeme ile depolamak için konan
mallar birbirinden ayırt edilebilir. Depolamak İçin konan mallar, dağıtılacak
malların aksine korunur.
باب: من دعا
لطعام في
المسجد ومن
أجاب فيه.
43. Camide Yemek Davetinde Bulunmak Ve Daveti Kabul Etmek
حدثنا
عبد الله بن
يوسف: أخبرنا
مالك، عن إسحق
بن عبد الله
: سمع
أنسا قال:
وجدت النبي
صلى الله عليه
وسلم في
المسجد معه
ناس، فقمت،
فقال لي:
(أرسلك أبو طلحة).
قلت: نعم،
فقال: (لطعام).
قلت: نعم،
فقال لمن معه:
(قوموا).
فانطلق
وانطلقت بين
أيديهم.
[-422-] İshak İbn Abdullah Enes İbn Mâlik'ten şöyle işittiğini
nakletmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i insanlarla birlikte
camide otururken buldum. Bana: 'Seni Ebu Talha mı gönderdi?' diye sordu. Ben: 'Evet'
deyince, Yemeğe davet etmen için mi?' diye sordu. Ben yine: 'Evet' dedim. Bunun
üzerine beraberindekilere: 'Kalkın gidelim' dedi. Cemaat yürümeye başladı. Ben
de önlerinde yürüdüm.
Tekrar: 3528, 5381, 545, 6688.
AÇIKLAMA: (Camide Yemek
Davetinde Bulunmak ve Daveti Kabul Etmek); Bu hadis, ziyafet olmasa bile yemeğe
davet ile bir kaç kişiye yetecek yemeğe çok kişiyi çağırmanın caiz olduğunu
gösterir. Ayrıca davet edilenin, davet sahibinin kızmayacağını bildiği
takdirde beraberinde başkalarını da götürmesinde bir sakınca olmadığını İfâde
eder.
باب: القضاء
واللعان في
المسجد، بين
الرجال والنساء.
44. Camide Davaya Bakmak Ve Karı-Koca'nın Lian Yapması
حدثنا
يحيى قال:
أخبرنا عبد
الرزاق قال:
أخبرنا ابن
جريج قال:
أخبرني ابن
شهاب، عن سل
بن سعد:
أن
رجلا قال: يا
رسول الله:
أرأيت رجلا
وجد مع امرأته
رجلا أيقتله؟
فتلاعنا في
المسجد، وأنا
شاهد.
[-423-] Sehl İbn Sa'd'dan şöyle nakledilmiştir: "Biri Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'e Ey Allah'ın elçisi! Adam, karısının yanında başka bir erkeği
görürse, onu öldürebilir mi?' diye sordu. Sonra benim yanımda camide iken karı
koca birbiriyle lian yaptı.
Tekrar: 4745, 4746, 5259, 5308, 5309, 6854, 7165, 7166, 7304
باب: إذا دخل
بيتا يصلي حيث
شاء، أو حيث
أمر، ولا
يتجسس.
45. Başkasının Evinde İstenilen Veya Gösterilen Yerde Namaz
Kılmak
حدثنا
عبد الله بن
مسلمة قال:
حدثنا
إبراهيم بن
سعد، عن ابن
شهاب، عن
محمود بن
الربيع، عن عتبان
بن مالك:
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم أتاه في
منزله، فقال:
(أين تحب أن
أصلي لك من
بيتك). قال:
فأشرت له إلى
مكان، فكبر
النبي صلى
الله عليه
وسلم، وصففنا
خلفه، فصلى ركعتين.
[-424-] İtban İbn Mâlik'ten yapılan rivayete göre: Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem o'nun evine gelmiş. Ona: 'Evinin neresinde sana namaz kıldırmamı
istersin?' diye sormuş. İtban olayı anlatmaya şu şekilde devam etti: "Ona
bir yer gösterdim. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem tekbir getirip
namaz'a başladı. Biz de arkasında saf tuttuk. Bize, iki rek'at namaz kıldırdı.
Tekrar: 425, 667, 686, 838, 840, 1186, 4009, 4010, 5401, 6423,
6938
AÇIKLAMA: Mühelleb şöyle
demiştir: "Bu konuda zikredilen hadis, konu başlığının ilk bölümünde
belirtilen hükmün ilga edildiğine delalet eder. Çünkü Hz. Peygamber nerede
namaz kılabileceği hususunda ev sahibinden izin istemiştir."
Ibnu'l-Müneyyir de şunları söylemiştir; "İmam Buhârî meselenin araştırmaya
açık bir konu olduğunu ifade etmek istemiştir. Şöyle ki; davet edilen kimse,
gittiği evde dilediği yerde namaz kılabilir mi? Eve girmesi konusunda kendisine
verilen izin, evin her tarafını kapsar mı? Nereye oturursa otursun, nerede
namaz kılarsa kılsın bu umumi izne göre hareket etmiş olur mu? Yoksa nerede
namaz kılacağı konusunda izin alması mı gerekir? Zira Allah Resulü izin
istemişti. Bu iki İhtimalden ilki daha güçlü görünmektedir. Evet, Allah Resulü
izin istemişti. Çünkü ev sahibi namaz kılacağı yeri mübarek kabul etmek için
Onu davet etmişti. Bu yüzden namaz kılmak için ev sahibinden, bu amacına uygun
yeri göstermesini talep etmişti. Kendisi için namaz kılacak olanlar, genel izne
göre hareket ederler." Kanaatime göre ev sahibi, namaz kılacak yeri
gösterirse, bu umumi izin tahsise uğramış demektir.