SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 84 >>

بَاب الْوُضُوءِ بِالنَّبِيذِ

42. Nebiz (Şıra) İle Abdest Almak

 

حَدَّثَنَا هَنَّادٌ وَسُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ الْعَتَكِيُّ قَالَا حَدَّثَنَا شَرِيكٌ عَنْ أَبِي فَزَارَةَ عَنْ أَبِي زَيْدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ لَهُ لَيْلَةَ الْجِنِّ مَا فِي إِدَاوَتِكَ قَالَ نَبِيذٌ قَالَ تَمْرَةٌ طَيِّبَةٌ وَمَاءٌ طَهُورٌ قَالَ أَبُو دَاوُد و قَالَ سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ عَنْ أَبِي زَيْدٍ أَوْ زَيْدٍ كَذَا قَالَ شَرِيكٌ وَلَمْ يَذْكُرْ هَنَّادٌ لَيْلَةَ الْجِنِّ

 

Abdullah b. Mes'ud (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) (dinlerini öğretmek üzere) cinlere gittiği gece İbn Mes'ud'a: "Mataranda ne var?" diye sormuş, o da "Nebiz var" deyince'' Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Hurma (hoş ve) temiz, su temizleyicidir" buyurmuş.

 

Ebu Davud dedi ki: Süleyman b. Davud, "Ebu Zeyd'den" yahud "Zeyd'den" diye bu hadisi rivayet etmiştir. Şerik de aynı tereddüde düşmüştür. Hennad ise rivayetinde "cin gecesi'nde”  kaydını  zikretmemiştir.

 

 

Diğer tahric: Tirmizî, tahare [Burada "ve o neblzden abdest aldı" ilavesi vardır.] ibn Mâce, tahare; Ahmed b. Hanbel

 

AÇIKLAMA:     Cin gecesi, Hacun denilen ve Mekke'de bulunan bir dağda Rasul-i Ekrem (s.a.v.) ile cinler arasında geçen görüşmenin vuku bulduğu gecedir.

 

Rasul-i Ekrem (s.a.v.) efendimiz bu görüşmeyi herkese açık tutmuş, ancak konuşmaya sadece İbn Mes'ud (r.a.) katılmıştır. Ahmed b. Hanbel'in rivayet ettiği bir hadis'ten anlaşıldığına göre Abdullah b. Mes'ud (r.a.) bu buluşmaya katılmak isteyince yanına içinde, su olduğunu zannettiği bir matara alır ve Rasulullah ile birlikte yola düşer.Yüksek bir tepeye vardıkları zaman Rasul-i Ekrem (s.a.v.) bir çizgi çizerek bu çizgi'nin dışına çıkmamasını söyler. Rasuli Ekrem (s.a.v.) bir takım karatet larla haşir-neşir olup sabaha kadar onlarla sohbet eder. Sabah olunca gelip İbn Mes'ud'dan abdest almak için su isteyince o da içinde su olduğuna zannettiği matara'nın hemen ağzını açıp su vermeye davranır. Bir de ne görsün mataranın içindeki su değil de Nebiz'dir. Bunun üzerine, "Ya Rasulallah ben bunun içinde su var zannediyordum, meğer nebiz varmış" der. Rasul-i Ekrem (s.a.v.) "hurma güzel su temizleyicidir*' buyurur ve bu suyla abdest alır. İbn Mes'ud'la birlikte, o cemaatten gelen iki kişiye namaz kıldırır. Namazdan sonra İbn Mesud (r.a) geceki gördüğü kimseleri sorar, Rasul-i Ekrem (s.a.v.) de "onlar Nusaybin ellileriydi” cevabını verir.

 

Tirmizi Şerhi el-Kevkebu'd-durri deki açıklamaya göre, Rasul-i Ekrem (s.a.v.)'in cinnilerle görüşmesi altı kerre olmuştur.

 

Nebiz: Su içine.atılarak az bir müddet pişirilmiş üzüm veya hurma suyudur.

 

İlim adamlarından bazıları, şıra ile abdest alınabileceği görüşündedirler. Süfyan es-Sevri bunlardandır. İmam Şafii, Ahmed ve Ishak ise, şıra ile abdest almanın caiz olmadığı görüşündedirler.

 

Şafiilerden İmam Nevevi, el-Mecmu' isimli eserinde (I, 93) "Bize göre Nebiz çeşitlerinin hiç biriyle abdest almak caiz değildir. Hangi vasıfta olursa olsun. Sekir vereni ise içilmesi haramdır ve haddi gerektirir.” Cumhurun görüşü bu olduğu gibi, imam Malik, Ahmed ve Ebu Yusuf da bu görüştedirler.

 

İmam Ebu Hanife ile Süfyan es-Sevri ise, Mevzumuz olan hadisteki beyana bakarak "su bulamayan kimse uzuvlar üzerinde akabilen (incelik vasfına haiz) sarhoşluk vermeyen ve pişmemiş tatlanmış hurma nebiz'i bulursa bununla abdest alabilir. Teyemmüme de lüzum kalmaz" demişlerdir.

 

Yine Hanefilerden İmam Muhammed "böyle bir nebizle abdest almak yeterli değildir. Bu abdestle birlikte teyemmüm de edilmesi gerekir" diyor.

 

Yine Ebu Hanife'nin öğrencisi İmam Ebu Yusuf ise, "abdest almaz, sadece teyemmüm eder" demektedir. Yani nebizle abdest almanın caiz olmadığı görüşündedir.

 

Bu görüş aynı zamanda cumhurun ve diğer üç imam'ın görüşüdür ki, sonradan Ebu Hanife hazretleri de bu görüşü benimsemiş (Yani Nebizle abdesti caiz görmemiştir) ve bu görüş Hanefi mezhebinin de görüşü olmuştur.  Çünkü müctehid ilk kavlinden döndükten sonra artık evvelki kavli ile fetva verilemez.

 

Hanefi imamlarından Tahavi de bu son görüşü benimsemiş, “İbn Mesud hadisinin aslı yoktur” demiştir. -ki, bir numara sonra gelecek olan hadis de bu sözü doğrulamaktadır. Gerçekten de bu görüş Kur'an'a en uygun görüştür. Çünkü Allah Teala Kur’an-ı Kerim de "Su bulamazsanız temiz toprağa teyemmüm ediniz" [Maide 6] buyurmaktadır.

 

Ancak burada şu hususa dikkat etmek gerekir ki, münakaşa tatlı ve ince, sarhoşluk vermeyen pişmemiş hurma nebizi üzerindedir. Tatlanmadan önceki hurma suyu ile abdestin caiz olduğunda ittifak olduğu gibi sarhoşluk veren ve İnceliği olmayan pişmiş hurma şırası ile abdestin caiz olmadığında da ittifak vardır.

 

Hurmanın dışındaki nebizlerle abdest almak ise, sahih olan kavle göre caiz değildir. Çünkü bazı hurma nebizleriyle abdest almanın caiz olması kıyasa aykırı olarak hadisle sabit olmuştur. Bu bakımdan diğer nebizler ona kıyas edilemezler. Nitekim "ala hilaf-i kıyas sabit olan şey, şaire makisün aleyh olamaz. [Mecelle madde 16 "Kıyasa aykırı olarak sabit olan hüküm, başka hükümlere esas teşkil etmek üzere ölçü alınamaz" demektir.]

 

Bahru'r-raik'de deniliyor ki: "İmamların görüşü böyle olunca, esasen sıhhati üzerinde çok şeyler söylenen İbn Mes'ud hadisi üzerinde durmaya hiç lüzum yoktur. Şayet sahih olduğu kabul edilse bile, teyemmüm ayetiyle nesh edilmiştir. Çünkü, teyemmüm ayeti daha sonra gelmiştir."