SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 184 >>

بَاب الْوُضُوءِ مِنْ لُحُومِ الْإِبِلِ

71. Deve Eti Yemekten Dolayı Abdest Gerekir Mi?

 

حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ حَدَّثَنَا الْأَعْمَشُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الرَّازِيِّ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي لَيْلَى عَنْ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ قَالَ سُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ الْوُضُوءِ مِنْ لُحُومِ الْإِبِلِ فَقَالَ تَوَضَّئُوا مِنْهَا وَسُئِلَ عَنْ لُحُومِ الْغَنَمِ فَقَالَ لَا تَوَضَّئُوا مِنْهَا وَسُئِلَ عَنْ الصَّلَاةِ فِي مَبَارِكِ الْإِبِلِ فَقَالَ لَا تُصَلُّوا فِي مَبَارِكِ الْإِبِلِ فَإِنَّهَا مِنْ الشَّيَاطِينِ وَسُئِلَ عَنْ الصَّلَاةِ فِي مَرَابِضِ الْغَنَمِ فَقَالَ صَلُّوا فِيهَا فَإِنَّهَا بَرَكَةٌ

 

Bera' b. A'zib (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e “Deve etlerin (i yemek)den dolayı abdestin bozulup bozulmadığı" soruldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem); "Deve eti yemeden dolayı abdest alınız" buyurdu. "Koyun etinden dolayı bozulup bozulmadığı" soruldu. "Bundan dolayı abdest almayınız" buyurdu. "Deve yataklarında namaz kılınıp kilınmayacağı" soruldu. "Oralarda namaz kılmayınız, çünkü develer şeytan (tabiatlı hayvan) lardandır." dedi. "Koyun ağıllarında namazın hükmü" soruldu. "Oralarda namaz kılınız çünkü onlar berekettir." buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:     Hadisin zahirinden, deve eti yemenin abdesti bozduğu anlaşılmaktadır. Ancak buradaki abdest'ten maksat, Dini ve Şer'i manada olan abdest midir yoksa, sözlük manası olan el yıkamak mıdır? 

 

Ahmed b. Hanbel ile birlikte İshak b. Rahuye, Yahya b. Yahya, Ebu Bekir b. Münzir ve ibn Huzeyme maksadın namaz abdesti olduğu görüşündedir.  Müslim'in Cabir'den yaptığı rivayet de bu görüşü desteklemektedir. Beyhaki, İmam Şafii'nin; "Eğer deve eti hakkındaki hadis sahih ise, benim görüşüm de odur" dediğini nakleder.

 

Şah Veliyyullah ed-Dihlevi, meşhur eseri Huccettullahi'l-baliğa'da, deve etinin abdesti bozduğu kabul edilirse, bunun hikmetinin şu olabileceğini söylemektedir; "Deve eti, Tevrat'ta haram kılınmıştır, İsrail-oğulları Nebilerinin tümü, onun haram oluşunda ittifak etmişlerdir. Cenab-ı Allah onu, Muhammed Ümmetine helal kılınca, iki hikmete binaen abdesti farz kılmıştır.

 

Bu nlar; a-) Haram iken helal kıldığı için Allah'a şükretmek.  b-) Bazı gönüllerde deve etinin mübahhğı hususunda bir tereddüt olabilir. Çünkü, insanlar bunun evvelki ümmetler için haram olduğunu biliyordu. Abdest, bu tereddüdü def ve kalbin huzuru için son derece etkilidir.”

 

Hanefi, Şafii ve Maliki mezhepleri ile Hulefa-i Raşidin, Sahabi ve Tabiinin çoğunluğuna göre: Deve eti yemenin abdeste zararı yoktur. Bunlar, üzerinde durduğumuz hadisdeki vudu'un Şer'i manasında değil, temizlenmek manasına gelen "el yıkamaktan ibaret olduğunu söylemişlerdir. Bunun için de Hattabi, buradaki "vudu'yu el yıkama'ya hamletmiştir.

 

Buradaki vudu'u, Abdest almak manasına alacak olursak, Ebu Davud'da 192 numarada gelecek olan ve Tirmizi, Nesai ve ibn Mace'nin de rivayet ettikleri; Rasulullah'ın son tatbikatının, ateşte pişen şeyden dolayı abdest almadığı şeklinde olduğunu ifade eden "Cabir Hadisi" ile nesh edilmiş olduğunu söylemek gerekir.

 

Koyun eti yemekten dolayı ise ittifakla abdest almak gerekmez.

 

Hadisin devamında, Rasulullah insanları deve yataklarında namaz kılmaktan men etmiş ve bu yasağa, develerin şeytanlardan olduğunu sebep göstermiştir.

 

İbn Mace'nin rivayetinde; "Develerin şeytanlardan yaratıldığı değil, onların şeytanın işini yaptıkları" bildirilmektir. Çünkü, develer çok ürkek ve azgın olurlar. Namaz kılanın gönlüne vesvese vererek, huşu'una mani olabilirler. Ayrıca namaz kılan kişinin, hayvanların ürkmesinden dolayı zarar görebileceği gibi kaçıp gitmeleri halinde ise, namaz kılanın namazını terketmesine de sebep olabilir. Namaz kılanın gönlüne vesvese vermek veya ona namazı terkettirmek, şeytanın işi olduğundan; Rasulullah Efendimiz bunlara sebep olan deveyi şeytanlardan saymış ve onların yataklarında namaz kılmayı men etmiştir.

 

Hadisin zahiri, bu gibi yerlerde namaz kılmanın haram olmasını gerektirir. Zahirilerle Hanbeliler bu görüştedirler.

 

Diğer mezheplere göre: Deve yataklarında namaz kılmak, mekruhtur. Ancak namaz kılacağı yerde necaset varsa, orada namaz kılınması caiz değildir.

 

Aynı hadiste, Koyun ağıllarında (necaset olmayan yerinde) namaz kılınmasına izin verilmiştir. Oralarda namaz kılmanın mubah oluşunun sebebi, koyunların bereketli ve sakin olması; develerdeki tehlikenin koyunlarda bulunmamasıdır. Rasulullah da böyle vasıflandırmıştır.

 

Nehai, Evzai, Zühri, Hakem, Sevri, Ata, İmam Malik, Ahmed b. Hanbel ve Şafii'lerden ibn Huzeyme bu hadise dayanarak, koyunların idrar ve terslerinin temiz olduğuna hükmetmişler ve: "Rasulullah koyun ağıllarında  namaz kılmaya cevaz verdiğine göre, onların idrar ve tersleri temizdir. Çünkü ağıllarda idrar ve tersin bulunmamasına imkan yoktur" diyerek davalarını isbat yönüne gitmişlerdir. Bu görüş sahiplerine göre; deve ve sığır gibi eti yenen hayvanların necasetleri de koyunun necaseti gibidir. Deve yataklarında namazın men edilmesine sebep, onların necaseti değil, vesvese ve tehlikeden korunmak, huşuu muhafaza edebilmektir.

 

Ayrıca bunlar, Rasulullah'ın Urenilere yakalandıkları bir hastalık üzerine "deve idrarını sütleri İle beraber İçmelerini emretmesinin de, deve idrarının temizliğine delil olduğunu söylerler.

 

Ancak Hanefiler, Şafiüerin çoğunluğu, Cumhur-u ulema bu görüşü kabul etmemiş ve her türlü idrar ve tersin pis olduğuna kail olmuşlar ve: Rasullah'ın; "Deve Idrarını içmelerini emretmesi" onun temiz oluşundan değil, zarurete binaendir. Nitekim zaruret halinde ölü etini yemek caizdir, demişlerdir. Ureniler de o gün için bir hastalığa tutulmuşlardı. Hastalık, benizlerini sarartıyor, karınlarını şişiriyordu. Tedavisi de mümkün değildi. Rasuluüah,"sadece o hadiseye ışık tutmuş, Allah'tan aldığı ilham ile o günün tedavisini vermiştir. Buna göre idrarın içilmesi bir zarurete binaendir. Zaruretler de kendi miktarlarınca takdir olunduklarına göre; buradaki idrar içmeyi hadisenin dışına da taşırarak helal olduğuna kail olmak gerekmez. Böyle olunca da eti yenen ve yenmeyen bütün hayvanların idrar ve pisliği necis demektir.

 

Ebu Hureyre'nin merfu olarak rivayet ettiği "İdrardan korununuz, çünkü kabir azabının çoğu ondandır." Hadisi bu görüş sahiplerinin delilidir. Ayrıca Buhari ve Müslim'in ve Ebu Davud'un 20 no'Iu hadiste rivayet ettikleri; "Rasulullah (s.a.v.) İki kabre uğradı. Bunlar azap görüyorlar «ma büyük bir şeyden dolayı değil. Şu birisi idrardan korunmazdı..." hadis-i şerifi de bunlar için delildir.