SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 317 >>

بَاب التَّيَمُّمِ

121. Teyemmüm

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِيُّ أَخْبَرَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ ح و حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ أَخْبَرَنَا عَبْدَةُ الْمَعْنَى وَاحِدٌ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ بَعَثَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أُسَيْدَ بْنَ حُضَيْرٍ وَأُنَاسًا مَعَهُ فِي طَلَبِ قِلَادَةٍ أَضَلَّتْهَا عَائِشَةُ فَحَضَرَتْ الصَّلَاةُ فَصَلَّوْا بِغَيْرِ وُضُوءٍ فَأَتَوْا النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَذَكَرُوا ذَلِكَ لَهُ فَأُنْزِلَتْ آيَةُ التَّيَمُّمِ زَادَ ابْنُ نُفَيْلٍ فَقَالَ لَهَا أُسَيْدُ بْنُ حُضَيْرٍ يَرْحَمُكِ اللَّهُ مَا نَزَلَ بِكِ أَمْرٌ تَكْرَهِينَهُ إِلَّا جَعَلَ اللَّهُ لِلْمُسْلِمِينَ وَلَكِ فِيهِ فَرَجًا

 

Aişe (r.anha)'dan; demiştir ki; "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Useyd bin Hüdayr ile birlikte bazı kişileri Aişe'nin kaybettiği bir gerdanlığı aramak üzere gönderdi. (Gerdanlığı ararlarken) namaz vakti geldi, onlar da namazı abdestsiz olarak kılıp Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldiler ve yaptıklarını haber verdiler. Bunun üzerine teyemmüm ayeti (Maide 6) nazil oldu."

 

İbn Nufeyl şunu da ilave etti: "Useyd bin Hudayr Aişe'ye dedi ki; Allah'ın rahmeti üzerine olsun, senin başına, hoşlanmadığın ne gelmişse Allah sana ve müslümanlara ondan bir kurtuluş ihsan etmiştir."

 

 

Diğer tahric: Buharî, teyemmüm; Tefsiru's-Sure; nikah; Müslim, tahare; İbni Mace, tahare; Nesai, tahare; Muvattâ, tahare; Ahmed b. Hanbel, I, 238' VI 57, 171.

 

AÇIKLAMA:     Hadiste zikredilen sahabilerin, su olmadığı için abdestsiz namaz kılmaları ve bunu Resulullah (s.a.v.)'e haber verdikleri halde, Efendimizin men etmemesi, abdest alacak su veya teyemmüm edecek bir şey bulamayan kimsenin bu halde kıldığı namazın sahih olduğuna delil gösterilmiştir. Zira bu durumda namaz sahih olmasaydı, Resulullah buna tepki gösterir, böyle durumlarda namazın farz olmadığını söylerdi. Halbuki Efendimiz böyle yapmamış, Onların yaptığını ikrar etmiştir. İmam Şafii, İmam Ahmed ve Muhaddislerin cumhuru bu görüştedir. İmam Malik'in ashabının çoğu da aynı şeyi söylemişlerdir. Ancak bu görüşte olanlar, bu durumda kılınan namazın iade edilip edilmeyeceğinde ihtilaf etmişlerdir. İmam Şafii ve ashabının ekserisine göre iadesi gerekir. İmam Ahmed'in meşhur görüşüne, Müzeni ve Sehnun'a göre bu şekilde kılınan namazın iadesi gerekmez.

 

İmam Ebu Hanife ve İmam Malik'e göre, Abdest için su, teyemmüm içinde teyemmüm edecek bir şey bulamayan kimsenin abdestsiz veya teyemmümsüz olarak namaz kılmaları sahih değildir 59,60 ve 61 numaralı hadisler bu görüşün delilleridir. İşaret edilen hadislerde abdestsiz namazın sahih olmayacağı ifade edilmektedir. Bu görüşte olanlar, üzerinde durduğumuz hadis hakkında şu mütalaada bulunmuşlardır: "Resulullah (s.a.v.), zikredilen sahabilerin abdestsiz namaz kılmalarını hoş karşılamamış olması muhtemeldir. Hadiste inkarın zikredilmemesi, aslında onun olmamasını gerektirmez. O sahabilerin abdestsiz olarak namaz kılmaları kendi ictihadlarıyla olmuştur. Müctehid isabet edebileceği gibi hata da edebilir. Ayrıca meselenin beyanının daha sonra yapılmış olması da mümkündür. Üstelik taharetsiz namazın olmayacağını ifade eden hadisler sarihtir. Üzerinde durduğumuz hadiste, Resulullah'ın onların halini red etmediği kabul edilse bile, bu taharetsiz namazı men'eden hadislere muarız olamaz. Çünkü bu hadis taharetsiz namazın sıhhatine ihtimalli olarak delalet eder. Öbürleri ise sarihtir.

 

Hanefilere göre bu durumdaki bir kimsenin, imkan bulduğunda geçen namazını kaza etmesi lazımdır. Medinelilerin rivayetine göre, İmam Malik bu durumda kılınamayan namazın kaza edilmesini şart görmez.

 

Mahir: Abdestsiz namazın olmayacağına dair hadisler genel, yukarıdaki hadis istisnadır. Namaz vaktine riayet farzdır. Namazı abdestizde olsa kılıp kaza etmek hem vakti geçirmemeyi hem özel durumdan dolayı eksik olan namazı iyadeyi içerir. Allah en doğrusunu bilir.

 

Hadisteki İbn Nufeyl'in ilavesinden anlaşıldığına göre, teyemmüm ayetinin inmesine sebep olan bu hadise İfk Hadisesi değildir. Buradan Hz. Aişe'nin gerdanlığının bir kaç defa kaybolduğu anlaşılmaktadır.