SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 319 >>

DEVAM: 121. Teyemmüm

 

حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ الْمَهْرِيُّ وَعَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ شُعَيْبٍ عَنْ ابْنِ وَهْبٍ نَحْوَ هَذَا الْحَدِيثِ قَالَ قَامَ الْمُسْلِمُونَ فَضَرَبُوا بِأَكُفِّهِمْ التُّرَابَ وَلَمْ يَقْبِضُوا مِنْ التُّرَابِ شَيْئًا فَذَكَرَ نَحْوَهُ وَلَمْ يَذْكُرْ الْمَنَاكِبَ وَالْآبَاطَ قَالَ ابْنُ اللَّيْثِ إِلَى مَا فَوْقَ الْمِرْفَقَيْنِ

 

Abdülmelik bin Şuayb, İbni Vehb'den önceki hadisin benzerini rivayet etti. ibni Vehb rivayetinde şöyle dedi: "Müslümanlar kalktılar ve topraktan bir şey avuçlamadan ellerini yere vurdular." (İbni Vehb bundan sonra) önceki hadisin benzerini söyledi. Ancak omuzları ve koltuk altlarıını zikretmedi. İbnu'l-Leys ise, "dirseklerin üstüne kadar..." dedi.

 

 

Diğer tahric: İbni Mace, tahare

 

AÇIKLAMA:     Görüldüğü gibi, bu hadis aşağı yukarı bir önceki hadisin aynısıdır Ancak bu rivayette, Sahabilerin toprağı avuçlamadan, sadece yere vurdukları tasrih edilmiş, omuzlar ve koltuk altları zikredilmemiştir. Ayrıca İbnu'l-Leys'in rivayetinde dirsek üstlerine kadar meshedileceği beyan edilmektedir.