SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 329 >>

بَاب التَّيَمُّمِ فِي الْحَضَرِ

122. Hazarda Teyemmüm

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ شُعَيْبِ بْنِ اللَّيْثِ أَخْبَرَنَا أَبِي عَنْ جَدِّي عَنْ جَعْفَرِ بْنِ رَبِيعَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ هُرْمُزَ عَنْ عُمَيْرٍ مَوْلَى ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّهُ سَمِعَهُ يَقُولُ أَقْبَلْتُ أَنَا وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَسَارٍ مَوْلَى مَيْمُونَةَ زَوْجِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى أَبِي الْجُهَيْمِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ الصِّمَّةِ الْأَنْصَارِيِّ فَقَالَ أَبُو الْجُهَيْمِ أَقْبَلَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَحْوَ بِئْرِ جَمَلٍ فَلَقِيَهُ رَجُلٌ فَسَلَّمَ عَلَيْهِ فَلَمْ يَرُدَّ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَيْهِ السَّلَامَ حَتَّى أَتَى عَلَى جِدَارٍ فَمَسَحَ بِوَجْهِهِ وَيَدَيْهِ ثُمَّ رَدَّ عَلَيْهِ السَّلَامَ

 

İbn Abbas (r.a)'ın azatlısı Umeyr şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Meymune (r.anha)'nın azatlısı Abdurrahman bin Yesar'la birlikte geldik ve Ebu Cuheym bin Haris bin Simme el-Ensari'nin yanına girdik. Ebu Cuheym şunları söyledi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bi'ri Cemel tarafından geliyordu. Kendisine bir adam rastlayıp selam verdi. Fakat Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selamını almadı. Bir duvara gelip yüzünü ve ellerini meshetti sonra da adam'ın selamını aldı."

 

 

Diğer tahric: Buhari, teyemmüm; Müslim, hayz; Nesai, tahare; Ahmed b. Hanbel, IV, 169.

 

AÇIKLAMA:     Bu Hadisin ana mevzuu, şartların elverdiği takdirde seferde olduğu gibi hazarda da teyemmümün caiz olduğudur.

 

İkinci husus ise Hz. Peygamber'in selamı almak için de teyemmüm etmeleri hususudur. Halbuki yine ittifakla kabul edilen hükme göre selam alan birinin abdestli veya teyemmümlü olması gerekmez. Abdestsiz bir kimse de selam alabilir. Ancak burada Peygamber (s.a)'ın taharetsiz gezmemeye ve zikrullah olan selamı da taharet üzere almasına itinası görülmektedir ve bunda ümmeti teşvik vardır. Bu husustaki hadisler ilerde gelecektir.

 

Resulullah (s.a.v.)'in, Medine'nin yakınındaki Bi'r-i Cemel denilen yerden gelirken karşılaşıp abdesti olmadığı için selamına karşılık vermediği şahabı, Ebu Cuheym'in, Begavi'deki rivayetinden anlaşıldığına göre, kendisidir. Bu hadise, Medine içinde vuku bulduğu için seferde olduğu gibi hazarda da teyemmümün caiz olduğuna delildir. Dört mezhebin muteber görüşü de budur.

 

Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in teyemmüm yaptığı duvar, ya vakıf gibi mubah bir maldır ya da Efendimiz, sahibinin rızası olacağını bildiği için izin almak ihtiyacını hissetmedi. Rıza halinde sahibine sormadan bir kimsenin malından istifade etmek müslümanlara caizdir.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu teyemmümünü bazı alimler suyu bulamadığına hamletmişlerdir. Ayni şöyle der: "Şeyh Muhyiddin; Bu hadis, Peygamber (s.a.v.) suyu bulamadığına hemledilir. Çünkü suyun bulunması halinde, onu (suyu) kullanmaya muktedir olan kimsenin ister vakit dar, ister geniş, ister cenaze ve bayram namazı olsun, teyemmümün caiz olmadığını söylemiştir. Ben de derim ki, hadis mutlaktır. Bundan selam almak gibi bir şey için, su bulunsa da bulunmasa da teyemmüm etmenin caiz olduğu anlaşılır. Vaktin çıkmasından korkulduğu takdirde cenaze ve bayram namazları için de hüküm budur. Yani su olsa bile teyemmüm yapılabilir. Onun için hadisi, suyun bulunmadığına hamletme mecburiyeti yoktur."

 

Begavi, Şafiilerden naklen, vaktin darlığı halinde teyemmüm ederek farz namazın kılınacağını, sonra abdest alarak o namazın kaza edileceğini söylemişse de bu Şafiiler arasında pek muteber değildir. Hatta onlara göre vaktin daralması sebebiyle cenaze ve bayram namazları için bile (su bulunduğu takdirde) teyemmüm edilemez.

 

Hanefilere göre, hüküm yukarıda Ayni'den naklettiğimiz gibidir. Vaktin çıkması korkusuyla vakit ve cuma namazı için teyemmüm yapılamaz. Fakat cenaze ve bayram namazı için caizdir. Ayrıca Hanefi alimlerinden bazıları bu hadise dayanarak, suyu kullanma imkanı olduğu halde mendup olan abdestin yerine teyemmümün caiz olduğunu söylemişlerdir.

 

Yine bu hadis taş üzerinde teyemmüm caiz olduğu görüşünü de te'yid etmektedir. Çünkü Medine'nin duvarları taş ile yapılmakta idi. Resulullah öyle bir duvarda teyemmüm yaptı. Teyemmüm için tozu şart koşan Şafiiler . hadisi duvarda tozun bulunduğuna hamletmişlerdir.