SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 340 >>

بَاب فِي الْغُسْلِ يَوْمَ الْجُمُعَةِ

127. Cuma Günü Ğusletmek

 

حَدَّثَنَا أَبُو تَوْبَةَ الرَّبِيعُ بْنُ نَافِعٍ أَخْبَرَنَا مُعَاوِيَةُ عَنْ يَحْيَى أَخْبَرَنَا أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ أَخْبَرَهُ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ بَيْنَا هُوَ يَخْطُبُ يَوْمَ الْجُمُعَةِ إِذْ دَخَلَ رَجُلٌ فَقَالَ عُمَرُ أَتَحْتَبِسُونَ عَنْ الصَّلَاةِ فَقَالَ الرَّجُلُ مَا هُوَ إِلَّا أَنْ سَمِعْتُ النِّدَاءَ فَتَوَضَّأْتُ فَقَالَ عُمَرُ وَالْوُضُوءُ أَيْضًا أَوَ لَمْ تَسْمَعُوا رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ إِذَا أَتَى أَحَدُكُمْ الْجُمُعَةَ فَلْيَغْتَسِلْ

 

Ebu Hureyre (r.a.) şöyle haber vermiştir: "Ömer bin el-Hattab (r.a.) bir cuma günü hutbe okurken, bir zat (mescide) giriverdi. Hz. Ömer: Niçin namaza (vaktinde) gelmiyorsunuz? dedi. Adam: Ezanı duyup abdest aldım (ancak geldim), dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer şu karşılığı verdi: Hem de sadece abdest (öyle mi)? Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın, "Sizden biri cumaya geldiği zaman gusletsin" buyurduğunu işitmediniz mi?

 

 

Tahric: bk. Buhari, cuma; MüsIim, cuma; Tirmizi, cuma; Nesai, Cuma; Muvatta, cuma; Darimi, salat; Ahmed b. Hanbel, I,15, 46.

 

AÇIKLAMA:     Hadisin Buhari'deki rivayetinde cuma namazına geç kalan sahabinin muhacirlerden biri, Müslim'deki bir rivayette ise, daha da müşahhas olarak Hz. Osman olduğu beyan edilmektedir. Buna göre, Ebu Davud'un adını vermediği şahsın. Hz. Osman olduğu anlaşılmış olmaktadır.

 

Hz. Ömer, önce Hz. Osman'ın namaza geç kalmasına tariz eder (kızar) ken, Onun gusletmeden sadece abdest alarak geldiğini duyunca sözü o yöne çevirmiş ve "namaza geç kalmak suretiyle fazileti kaçırmakla yetinmedin bir de, guslü terkettin öyle mi?" demiştir.

 

Hz. Osman başka bir rivayetten anladığımıza göre pazara gittiği için gecikmiş, ezanı işitince, hutbe dinlemenin faziletini, guslün faziletine tercih ettiği için gusletmeden abdest alarak mescide koşmuştur.

 

Hattabi, bu hadisin cuma günü gusletmenin vacib olmadığına delalet ettiğini söyler. Çünkü eğer vacip olsaydı, Hz. Ömer, Hz. Osman'a gidip gusletmesini emreder veya Hz. Osman gusletmeden camiye gelmezdi. Hz. Osman'ın cevabına karşılık, Hz. Ömer ve mescitte hazır olan ashab'ı kiramın susması, cuma günü gusletmenin müstehap olduğuna delalet eder. Bütün bu zevatın, vacibin terki üzere içtima etmeleri düşünülmez.

 

Fethıı'l-Bari'de de İmam Şafii hazretlerinin şöyle dediği nakledilmektedir: "Hz. Osman gusletmek için namazı terketmediğine ve Hz. Ömer de çıkıp gusletmesi için emretmediğine göre, onlar gusülle ilgili emrin ihtiyari olduğunu biliyorlardı."

 

Hattabi ve diğer bazı ulemadan, cuma günü gusletmeden namazın cevazında icma' olduğu nakledilmiştir. Bu guslün hükmü hakkında bazı ihtilaflara rastlanmaktadır. Ebu Hureyre, Ammar bin Yasir ve Malik'ten bu guslün vacip olduğu nakledilmiştir. Zahiri mezhebinin görüşü de bu şekildedir. Hattabi, Hasan el-Basri'den de aynısını rivayet etmiştir.

 

Selef ve Halef ulemasının cunhüruna göre bu gusül sünnettir.

 

Efendimizin cuma için guslü emretmesindeki hikmet, diğer bazı rivayetlerden anlaşıldığına göre, vücuttaki kirleri, yağları ve fena kokuları izale edip cemaate eziyet vermemektir. Bu sebep göz önüne alınırsa guslün, cuma namazından evvel olması iktiza eder. Nitekim cumhura göre, gusül cuma namazından evvel yapılmışsa, efendimizin emrine ittiba edilmiş sayılır. Namazdan sonraki gusül cuma guslü sayılmaz. Sabah namazından sonra gusletmek de Imam-i Azam ve İmam-ı Şafii'ye göre fazileti kazanmaya kafidir, ancak cuma namazına gidecek zamana yakın olması efdaldir.

 

İmam Malik, Evzai ve Leys bin Sa'd ise sabah namazından sonraki guslü kafi görmeyip fazileti kazanabilmek için cumaya giderken gusledilmesini şart koşarlar.

 

Hanefilerden Hasan bin Ziyad ve Zahirilere göre, cuma namazından sonra yapılan gusül de, fazilet elde etmeye kafidir. Çünkü bu gusül cuma gününün faziletini izhar içindir. Mebsut'un beyanına göre İmam Muhammed'in kavli de budur. Hidaye'nin ifadesine göre Ebu Yusuf'un görüşü, cumhurun görüşüne muvafıktır. Niketim Aişe (r.anha) şöyle demektedir: 'İnsanlar İş sahibi idiler yeterli vakitleri de yoktu. İş sonucu terlemeden ötürü ter kokuları hissedilirdi. Bunun için de onlara cuma günü yıkanabilirsiniz.." denilmiştir.