SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 6 >>

DEVAM: 3. Helaya Girmek İsteyenin Yapacağı Dua

 

حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ مَرْزُوقٍ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ النَّضِرِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَرْقَمَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِنَّ هَذِهِ الْحُشُوشَ مُحْتَضَرَةٌ فَإِذَا أَتَى أَحَدُكُمْ الْخَلَاءَ فَلْيَقُلْ أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْ الْخُبُثِ وَالْخَبَائِثِ

 

Zeyd b. Erkam'dan, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem*în şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Şu abdest bozulan yerler, (cin ve şeytanların) bulunacağı yerlerdir. Onun için sizden biriniz belâya girmek istediği zaman: "Erkek ve dişi şeytanlardan Allah'a sığınırım" desin.

 

 

Diğer tahric: İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel, IV, 369, 373] 

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis-i şeriften anlaşılıyor ki, kazayı hacet yerleri şeytan ve cinlerin bulunabileceği yerlerdir. Önceki hadis-i şerifte açıklandığı gibi bunların şerlerinden korunmak Allah'a sığınmakla mümkündür.

 

Cin ve şeytanlar gözle görülmeyen varlıklardır. Allah'ın anılmadığı yerlerde daha çok bulunurlar. Lügat alimlerinin beyan ettiği üzere .... kelimesi, "gizlilik" manasım ifade eder.Mesela ... ve ... kelimeleri, "onu örttü, gizledi” anlamına gelir. denilince, "gece karanlığı onun üzerini örttü, bürüdü” manası anlaşılır.Cunne kalkan; cenin, henüz doğmamış, ana rahminde gizli çocuk yahut kabir; cenan göğüsteki kalb; cennet, zemini bitkilerle örtülü bağ ve bostan veyahutta duyu organlarına kapalı ve Allah'ın mu'minler için hazırladığı yer, yani cennet; cunun, nefs ile akıl arasına giren delilik demektir.

 

Görüldüğü gibi bütün* bu kelimelerde bir "gizlilik'* anlamı vardır.

 

Rağıb'ın Mufredat'taki beyanına göre "cin" ismi iki manada kullanılır:

 

Birincisi: Genel manasıdır ki, "insan" mukabili olarak duyu organlarından gizli kalan varlıklardır. Melaike ve şeytan dahi bu manaya dahildir.

 

İkincisi: Cin böyle varlıkların hepsi değil, bir kısmıdır.Bunlar da üçe ayrılırlar:

 

a. Meleklerdir ki, hepsi de hayırlı varlıklardır. Yanlış iş yapmaz, insanı aldatmaz, Allah'ın emrinden dışarı çıkmazlar.

b. Hepsi şerli olan yaratıklardır ki, şeytanlardır. İnsanı aldatırlar, şerre ve fenalığa çalışırlar.

c. Hayırlısı da şerlisi de bulunan cinlerdir.

 

 

Cinle melek arasındaki farklar da şöyle belirtilmiştir:

 

1. Melekler nurdan, cinler ise ateşten yaratılmışlardır.

 

2. Cinler erkeklik ve dişilikleri icabı evlenirler ve coğalırlarsa'da meleklerde böyle bir durum yoktur.

 

3. Melekler günah işlemeyen varlıklardır. Cinler arasında ise, itaatkar olanlar da, isyankar olanlar da vardır. Dolayısıyla mu'minleri ve kafirleri mevcuttur. Kafir cinlerin azgın olanlarına "şeytan" denir.

 

4. Cinler iyi-kötü bütün kılıklara girdikleri halde, melekler sadece insan kılığı gibi iyi kılıklara girerler. Mesela yılan kılığına girip görünmezler.

 

5. Melekler, yer-gök ve ikisi arasında bulunan her yerde bulundukları halde cinler sadece yerde eğleşirler.

 

6. Melekler ilim ve zikir meclislerine rağbet eder, Nebi s.a.v.'e salavat getirirler. Yer yüzünde yaşayan mu'minlere hayır dua ederler. Hastaları ziyaret edenlerden memnun, ilim yolcularından razı olurlar.

 

Şeytan, azgınlıkta fevkalade ileri giderek benzerleri arasında seçilmiş inatçı anlamında cins isimdir. Gerek insan ve hayvan gibi maddi varlıkların, gerekse manevi varlıkların zararlı ve kötü olanlarına denir. "İnsan şeytanı", "cin şeytanı" gibi. Allah'ın rahmetinden uzak varlık manasına da gelir.

 

İblis, Allah'ın rahmetinden ümidini kesmiş, demektir. Şeytanların atası olan asi varlığın özel ismidir.

 

Zamanımızda yaygın bazı yanlış inançlara kaynak olan cin konusunda özellikle şu üç hususu belirtmek yerinde olacaktır:

 

1. Cinlerle Evlilik

 

Cinlerle insanların özellikleri ve yaratılışları ayrıdır. Bu bakımdan ayrı yaratılış ve hususiyetlere sahip bu varlıklardan birinin diğeri ile evlenmesinin caiz olmadığı fıkıh kitaplarımızda zikredilmektedir. Nitekim Feteva-yı Siradyye'de bu husus açıkça belirtilmiştir. Munyetu'l-Muftf ve Feyz gibi eserlerin sahipleri de bu görüşü savunmuşlardır. Hasan Basri'den, konu ile ilgili soru soranın ahmaklığından dolayı azarlanacağı nakledilmiştir. Delil olarak da şu mealdeki ayet gösterilmiştir:

 

"Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı. Eşlerinizden de size oğullar ve torunlar yarattı ve sizi güzel (ve helal) rızıklarla besledi. Böyle iken batıla mı inanıyorlar, Allah'ın nimetini inkar mı ediyorlar?"[Nahl 72]

 

2. Cinlerden Haber Alıp Verme

 

Halk arasında "cinci hoca" veya "cin hocası" diye tanınmış, cinlerden haber verdiğini söyleyen kişilerin bulunduğu, halkın bunlara büyük ilgi gösterdiği, böylelerinin sözlerini dindenmiş gibi kabul ettiği bilinmektedir. Aslında cinlerden haber vermenin caiz olmadığı, cinlerden denilerek verilen haberlere itibar edilmemesi gerektiği' fıkıh alimlerince bildirilmiş, sebep olarak da, cinlerin mu'minlerinin olduğu gibi kafirlerinin de bulunduğu gösterilmiştir. Bununla birlikte bu meselede mu'min cinlerin de yalan söyleyebilecekleri nazar-ı dikkate alınırsa, cinlerden haber verdiklerini iddia edenlerin sözlerinin doğruluğuna delil bulunamayacaktır.

 

Cinci hocaların söyledikleri genellikle müslümanları fitneye sürükler. Ğaybı da Allah'tan başka kimse bilmez. O halde bu durum iman yönünden de ayrı bir mahzur taşır. Bu yönüyle de zararlı görülmüştür.

 

3. İnsanlar gibi, cinnileri öldürmek de yasaklanmıştır. Hafız Zeylai'nin açıklamasına göre fıkıh alimleri eğilip bükülmede, akıp gitmekte olan beyaz yılanın Öldürülmemesi gerektiğini, çünkü bu şekildeki yılanların cinni olduklarını kabul etmektedirler. Nitekim "iki çizgili ve kısa kuyruklu yılanları öldürünüz. Fakat beyaz yılanları öldürmeyiniz.” mealindeki hadis-i şerif de bunu ifade etmektedir.

 

Fakat Hanefi ulemasından Ebu Ca'fer et-Tahavi, "yılanların istisnasız hepsi öldürülebilir. Çünkü Nebi s.a.v. evlere girmemeleri üzerine onlardan söz almıştır. Onlar evlere girip insanlara kendilerini göstermekle bu ahidlerini bozmuş, olacaklarından masuniyetlerini kaybetmiş olurlar" görüşündedir.

 

Evlere giren cinnileri öldürmekte bir sakınca olmamakla beraber evla olan onları görünce hemen öldürmek değil, "Yüce Allah'ın izniyle buradan çekilip git, müslümanlann yolundan çekil" diyerek onu ikaz etmektir. Eğer çekilip gitmezse o zaman Öldürülmelidir. Ancak cinnilere yapılacak olan bu nevi ihtarların yeri namazın haricidir.

 

ibn Ebi'd-Dünya'nın rivayetine göre Aişe r.anha validemiz bir gön evinde bir yılan görüp, onun öldürülmesini emretmiştir. Bunun üzerine yılan öldürülmüş, sonra bu yılanın Nebi s.a.v.'den vahy dinlemeye gelmiş bir cinni olduğunu öğrenince, Yemen'e birini gönderip kırk köle satın aldırıp (diyet olarak) azat etmiştir.

 

ibn Ebi Şeybe'nin Musannef'inde de Hz. Aişe'nin bu cinninin diyeti olmak üzere fakirlere on ikibin dirhem dağıttığı kaydı yer almaktadır.[ibn Nüceym el-Eşbah Ve'n-Nezair, s. 327-329.]