SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 9 >>

DEVAM: 4. Abdest Bozarken Kıbleye Yönelmenin Mekruh Oluşu

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدُ بْنُ مُسَرْهَدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ الزُّهْرِيِّ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَزِيدَ اللَّيْثِيِّ عَنْ أَبِي أَيُّوبَ رِوَايَةً قَالَ إِذَا أَتَيْتُمْ الْغَائِطَ فَلَا تَسْتَقْبِلُوا الْقِبْلَةَ بِغَائِطٍ وَلَا بَوْلٍ وَلَكِنْ شَرِّقُوا أَوْ غَرِّبُوا فَقَدِمْنَا الشَّامَ فَوَجَدْنَا مَرَاحِيضَ قَدْ بُنِيَتْ قِبَلَ الْقِبْلَةِ فَكُنَّا نَنْحَرِفُ عَنْهَا وَنَسْتَغْفِرُ اللَّهَ

 

Ebu Eyyub (r.a.)’ın rivayet ettiğine göre Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Helaya vardığınızda, büyük abdest bozarken de küçük abdest bozarken de kıbleye yönelmeyiniz. Lakin doğuya veya batıya yöneliniz."

 

Ebu Eyyub dedi ki: Daha sonra Şam'a geldik, orada kıbleye kar­şı yapılmış helalarla karşılaştık. Artık oralarda kıbleden yönümüzü çeviriyor ve Allah'dan af diliyorduk." 

 

 

Diğer tahric: Buharî, vudu; salat; Müslim, tahare; Tirmizi, tahare ibn Mace, tahare; Nesaî, tahare; Ahmed b. Hanbel)

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis her zaman kıbleye saygı göstermenin lüzumuna, gerek büyük,  gerekse küçük abdest bozarken kıbleyi arkaya ve karşıya almamak ve mümkün mertebe adaba riayet etmek lazım geldiğine delalet eder. Ulemanın beyanına göre "doğuya veya batıya dönünüz" emri, Mekke ve Medine istikametinde olan beldeler içindir.

 

Ebu Hanife hadisin zahirini esas alarak her nerede olursa olsun gerek küçük, gerekse büyük abdest bozarken kıbleye dönmenin nehyedildiğini söylemiştir.

 

Mücahid, İbrahim en-Nehai ve Süfyan es-Sevri de 7 numaralı Selman hadisinin şerhinde açıkladığımız, "kıbleyi arkanıza veya karşınıza almayın*' yasağının zahirini esas alan ikinci görüşü benimsemektedirler.

 

Suyuti, Kadı Ebu Bekr İbn el-Arabi'nin "tercih edilen görüş budur" dediğini nakleder, İbnü'l-Arabi mevzumuzu teşkil eden bu hadisler hakkında şöyle demektedir:

 

“Biz bu hususta mevcut rivayetlere baktığımız zaman şu neticeye varıyoruz: Ebu Eyyub (r.a.) hadisi umum ifade eden kavli bir hadistir. İbn Ömer hadisi gibi fiili hadislerin bu hadise ters düşmesi neticeye tesir etmez. Çünkü fiili hadisler bir olayın hikayesidir. O olay bir özür sebebiyle o şekilde cereyan etmiş olabilir. Kavli hadislerde ise, böyle bir ihtimal yoktur.”

 

İbn Dakiki'l-id ise, Şerhu'l-Umde isimli eserinde şöyle diyor: Ebu Eyyub el-Ensari hadisinin kırlara ait olabileceği te'viline gidilirse, hadisin umum ifade etme özelliğine ters düşülmüş olur. Çünkü hadiste “Şam'da kıbleye karşı bina edilmiş helalarla karşılaştık da yönümüzü helaların yönlerinden sağa sola çevirdik” denilmektedir.

 

"Allah'dan af diliyorduk" cümlesindeki istiğfar sebebinin ne olabileceği üzerinde şu görüşler ileri sürülmüştür:

 

ibnü'l-Arabi'ye göre sahabenin istiğfarı şu üç sebebten birine bağlı olabilir:

 

a. Yanlışlıkla kıbleye yönelmesi.

b. Helaların kıbleye karşı yapılmış olması hatasının kendi eski hatalarını hatırlatması,

c.. Bu hatayı yapanlar için istiğfar etmek arzusu.