SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 30 >>

بَاب مَا يَقُولُ الرَّجُلُ إِذَا خَرَجَ مِنْ الْخَلَاءِ

17. Kişinin Hela'dan Çıktıktan Sonra Ne Söyleyeceği?

 

حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ مُحَمَّدٍ النَّاقِدُ حَدَّثَنَا هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ حَدَّثَنَا إِسْرَائِيلُ عَنْ يُوسُفَ بْنِ أَبِي بُرْدَةَ عَنْ أَبِيهِ حَدَّثَتْنِي عَائِشَةُ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ إِذَا خَرَجَ مِنْ الْغَائِطِ قَالَ غُفْرَانَكَ

 

Ebu Burde dedi ki: "Bana Aişe r.anha'nın rivayet ettiğine göre, Nebiyy-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve sellem) hela’dan çıktığında; "Ğufraneke = (Ey Allahım) affına (sığınırım)" derdi.

 

 

Diğer tahric: Tirmizî, tahare; İbn Mace, tahare; Darimi vudu; Ahmed b. Hanbel

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis-i şerifte "heladan çıkmak" ... kelimesiyle mutlaka ihtiyaç gidermek için tahsis edilmiş tuvaletlerden çıkmak kastedilmiş değildir. Burada kast edilen kaza-yi hacet edilen yeri terk etmektir. Binaenaleyh insan kırda da olsa abdest bozulan yeri terk edince  demelidir.

 

Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in abdest bozduktan sonra mağfiret talebinde bulunmasının hikmeti üzerinde çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bunları şöyle özetlemek mümkündür:

 

1. Kaza-yi hacet esnasında zikri terk etmek mecburiyetinde kaldığı ve zikri terk ettiği için istiğfar etmiştir. Bu görüşe "iyi ama Hz. Nebi abdest bozarken zaten zikretmemekle yükümlü idi. Binaenaleyh o burada zikri terketmekten dolayı sorumlu değil ki bu yüzden istiğfar etsin" diye itiraz edenlere şöyle cevap verilebilir: "Abdest bozmaya sebep olan şey, yiyip içmektir, o da bir şehvetin eseridir.İşte bu şehvet neticesinde helaya gitmek ve orada zikri terk etmek durumunda kaldığı için kendisini kusurlu görüp istiğfar etmiştir."

 

2. Allah Resulü Allah Teala'nın verdiği nimetleri hazmetmek, menfaatlerini vücutta tutup zararlı kısımlarını dışarı atmak gibi nimetlerine şükürden aciz kaldığı için mağfiret dilemiştir. Uygun olan da budur.

 

3. Kazayı  hacet anında ve onun dışında Allah’tan asla ğafil olmayan Resul-i Ekrem Nebi olarak ümmetini eğitmek için böyle davranmıştır.