SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 48 >>

DEVAM: 25. Misvak Kullanmak

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَوْفٍ الطَّائِيُّ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَقَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى بْنِ حَبَّانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ قَالَ قُلْتُ أَرَأَيْتَ تَوَضُّؤَ ابْنِ عُمَرَ لِكُلِّ صَلَاةٍ طَاهِرًا وَغَيْرَ طَاهِرٍ عَمَّ ذَاكَ فَقَالَ حَدَّثَتْنِيهِ أَسْمَاءُ بِنْتُ زَيْدِ بْنِ الْخَطَّابِ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ حَنْظَلَةَ بْنِ أَبِي عَامِرٍ حَدَّثَهَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أُمِرَ بِالْوُضُوءِ لِكُلِّ صَلَاةٍ طَاهِرًا وَغَيْرَ طَاهِرٍ فَلَمَّا شَقَّ ذَلِكَ عَلَيْهِ أُمِرَ بِالسِّوَاكِ لِكُلِّ صَلَاةٍ فَكَانَ ابْنُ عُمَرَ يَرَى أَنَّ بِهِ قُوَّةً فَكَانَ لَا يَدَعُ الْوُضُوءَ لِكُلِّ صَلَاةٍ قَالَ أَبُو دَاوُد إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ رَوَاهُ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَقَ قَالَ عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ

 

Muhammed b. Yahya b. Hibban, Abdullah b. Ömer (r.a.)'in oğlu Abdullah'dan rivayet ettiği hadiste dedi ki; "Abdullah b. Ömer'in oğlu Abdullah'a: dedim ki "Sen (in baban) İbn Ömer'in abdestli ve abdestsiz iken her namaz için abdest almasının sebebi nedir? dedim. Abdullah da; "(Amcasının kızı) Esma bint-i Zeyd b. El-Hattab'ın kendisine, Abdullah b. Hanzala b. Ebi Amir'in şöyle dediğini nakletti: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) abdestli ve abdestsiz iken her namaz için abdest almakla emrolundu. Bu ona zor gelince her namaz için misvak kullanmakla emredildi." İbn Ömer'e gelince "O, kendinde bu gücü bulduğundan dolayı her namaz için abdest almaya devam etti."

 

Ebu Davud dedi ki, "Bu hadisi İbrahim, İbn Sa'd, yine Muham-med b. İshak'tan rivayet etmiş, ancak ibrahim, Abdullah b. Abdullah yerine “Ubeydullah b. Abdullah” demiştir.

 

 

AÇIKLAMA:     Mekke'nin Fethinden önceki tarihlerde Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ümmeti "Ey İman edenler namaza kalkacağınız zaman yüzünüzü ve ellerinizi (dirsekleriyle beraber) yıkayın ve başlarınıza mesnedin, iki topuğa kadar ayaklarınızı da yıkayın”[Maide 6] ayetinin zahiriyle amel ederek her namaza kalkışlarında abdestli bile olsalar yeniden abdest alırlardı.

 

171 numaralı hadis-i şerifte de açıklanacağı gibi Hz. Enes (r.a.) "Nebiyyi Ekrem (s.a.v.) her namaz için abdest alırdı da biz (abdestimiz bozulmadığı müddetçe) bir abdestle istediğimiz kadar namaz kılardık" demiştir. Bu da gösteriyor ki her namazdan önce abdest alma emri sadece Efendimiz (s.a.v.)'e yöneliktir. Nitekim açıklamakta olduğumuz hadis-i şerifte de "her namaz için abdest ile emrolundu" cümlesi bu emrin sadece Nebiimize ait olup ümmetine ait olmadığını ortaya koymaktadır.

 

Daha sonra da bu durum Abdullah İbn Hanzala hadisi (yani üzerinde durduğumuz hadis) ve Büreyde hadisleriyle nesh edilmiştir. [Koçkuzu, Ali Osman; Hadiste Nasih-Mensah, s. 194.] Hz. Büreyde'nin rivayeti şöyledir: "Nebiimiz (s.a.v.) her namaz için abdestli bile olsa yeniden abdest alırdı. Bu durum Mekke'nin fethine kadar devam etti. Bu amel zor gelmeye başlayınca neshedildi de Resulullah (s.a.v.) Fetih yılında bir abdestle bir kaç namaz kıldı. Ancak abdest bozulunca abdest alınmakla yetinildi ve her namaz için misvak kullanma emri geldi."

 

İbn Ömer Hazretleriyse kendinde her namaz için abdest almak gücünü görünce eskisi gibi (her namaz için abdest almaya) devam etti.  [bk. 172 numaralı hadis-i şerif ve izahı]

 

Netice: Bu emrin sadece Nebi Efendimize yönelik olduğunu söyleyenler bulunduğu gibi, Ümmeti için de geçerli olduğu görüşünde olanlar da vardır. Nitekim, Darimi'nin Sunen'inde beyan edildiğine göre Hz. Ali (r.a.) de her namaz için abdest alırdı ve (delil olarak) Maide Suresinin 6. ayetini okurdu.

 

Hattabi, "Bu hadis bir teyemmümle iki farklı namaz kılınamaz diyenler için bir delildir. Çünkü her namaz için abdest alınmak emredilince ona bağlı olarak teyemmüm de emredilmiş oldu. Fakat abdestle ilgili nesh geldiğinde teyemmüm zikredemediği için, teyemmüm eski hali üzere kaldı. Bu, Hz. Ali (r.a.) İmam Malik, Şafii, Ahmed ve İshak'ın görüşüdür" demektedir.