SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 559 >>

DEVAM: 48. Namaza Yürüyerek Gitmenin Fazileti

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ الْأَعْمَشِ عَنْ أَبِي صَالِحٍ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ صَلَاةُ الرَّجُلِ فِي جَمَاعَةٍ تَزِيدُ عَلَى صَلَاتِهِ فِي بَيْتِهِ وَصَلَاتِهِ فِي سُوقِهِ خَمْسًا وَعِشْرِينَ دَرَجَةً وَذَلِكَ بِأَنَّ أَحَدَكُمْ إِذَا تَوَضَّأَ فَأَحْسَنَ الْوُضُوءَ وَأَتَى الْمَسْجِدَ لَا يُرِيدُ إِلَّا الصَّلَاةَ وَلَا يَنْهَزُهُ إِلَّا الصَّلَاةُ لَمْ يَخْطُ خُطْوَةً إِلَّا رُفِعَ لَهُ بِهَا دَرَجَةٌ وَحُطَّ عَنْهُ بِهَا خَطِيئَةٌ حَتَّى يَدْخُلَ الْمَسْجِدَ فَإِذَا دَخَلَ الْمَسْجِدَ كَانَ فِي صَلَاةٍ مَا كَانَتْ الصَّلَاةُ هِيَ تَحْبِسُهُ وَالْمَلَائِكَةُ يُصَلُّونَ عَلَى أَحَدِكُمْ مَا دَامَ فِي مَجْلِسِهِ الَّذِي صَلَّى فِيهِ وَيَقُولُونَ اللَّهُمَّ اغْفِرْ لَهُ اللَّهُمَّ ارْحَمْهُ اللَّهُمَّ تُبْ عَلَيْهِ مَا لَمْ يُؤْذِ فِيهِ أَوْ يُحْدِثْ فِيهِ

 

Ebu Hureyre (r.a.)'den; demiştir ki;Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki; "Kişinin cemaatle kıldığı namaz'ın sevabı evinde ve dükkanında kıldığı namaz'ın sevabından yirmi beş derece daha fazladır. Bu fazlalık, sizden birinin abdest aldığı zaman (sünnet ve farzlarına riayet ederek) abdestini güzel yapması, namazdan başka bir şey kast etmeyerek mescid'e gelmesi ve o'nu evinden namazdan başka bir şeyin çıkarmaması sebebiyledir. O mescide gelinceye kadar hiç bir adım atmaz ki o adım sebebiyle derecesi yükseltilmiş veya ondan bir günah silinmiş olmasın. Mescid'e girdiği zaman, namaz onu habsettiği (dışarıya çıkmaktan men ettiği) müddetçe sanki o namazdadır. Sizden biriniz, namaz kıldığı yerde durduğu, (veya namazı beklediği) müslümanlardan kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe melekler o'nun için: "Allah'ım o'nu bağışla, Allah'ım o'na rahmet et ve Allah'ım o'nun tevbesini kabul et" diye dua ederler"

 

 

Diğer tahric: Buharî, buyu'; Müslim, tahare; mesacid; Nesaî, mesacid; İbn Mace, tahare; mesacid; Ahmed b. Hanbel, II, 176, 252.

 

AÇIKLAMA:     Hadisin zahirinden camide cemaatle kılınan namazın, ev ve dükkanda cemaatle kılınan namazdan daha efdal olduğu anlaşılmaktadır. Ancak maksat bu değildir. Bilakis maksat mescitte cema­atle kılınan namazın ev ve dükkanda tek olarak kılınan namaza üstün olu­şudur. Çünkü hadisin içinde bulunduğu konu, mescitte cemaatle kılınan namazın mescid dışında tek başına kılınan namaza olan üstünlüğünün beyan'ıdır. Ancak bu camide cemaatle namaz kılmanın ev veya dükkanda ce­maatle namaz kılmaktan daha efdal olduğunu söylemeye mani değidir. Camide cemaatle kılınan namaz evde cemaatle kılınandan daha efdaldir. Ay­rıca ev'veya çarşıda cemaatle kılınan namaz buralarda tek olarak kılınan na­mazdan 25 derece daha efdaldir.

 

Ebu Davud'un bu rivayeti, cemaatle namazın efdaliyetini 25 derece olarak gösteriyor. Buharî'nin İbn Ömer'den rivayetinde ise bu efdaliyet 27 derece olarak geçmektedir.

 

Tirmizî, İbn Ömer hariç ravilerin tamamının bu üstünlüğü 25 derece ola­rak haber verdiklerini söyler.

 

Hafız İbn Hacer el-Askalanî, hangisinin daha tercihe şayan olduğunda ihtilaf edilmiştir. Rivayetlerin çokluğundan dolayı 25'i tercihe şayan bulan­lar olduğu gibi, 27'yi de fazlalık olduğu için tercih edenlerin bulunduğunu söyler. Ancak şu vecihler nazar-i itibara alındığında iki rivayet arasında zıd­diyet olmadığı meydana çıkar.

 

1. Azın zikredilmesi çoğun zikredilmesine aykırı değildir.

2. Resülullah evvela azını haber vermiş sonra Allah (c.c.) çoğunu bil­dirmiştir.

3. Efdaliyet namaz kılanların hallerine göre değişebilir. Çünkü herke­sin namazın erkanına riayeti, huşuu bir değildir.

4. Üstünlüğün 27 derece oluşu sabah ve yatsı veya sabah ve ikindi na­mazlarına mahsustur.

 

5. 27 derece üstünlük cehri namazlara, 25 derece ise, gizli namazlara mahsustur. Hafız, "Bence en uygun vecih budur" demektedir.

 

Hadis-i şerifte, Resulullah (s.a.v.) mescide gitmekteki bu üstünlüğün sebeblerini, abdesti tam olarak almak, camiye gitmek, namazı beklemek, me­leklerin dua etmesi şeklinde belirtmişlerdir. Namazı evde cemaatle kılmakta bu dereceler yoktur. Mescid kelimesi zikredilmeden mutlak olarak yapılan rivayetler, mescid lafzı, zikredilen mukayyed rivayete hami olunur. Hafız, Zeyn İbnu'l-Münîr'den bu üstünlüğe sebeb olan şeylerin bazılarını şöylece nakletmektedir:

 

1. Cemaatle namaz niyeti ile müezzine icabet

2. Vaktin evvelinde namaza durmak,

3. Vakarla mescide kadar yürümek,

4. Dua ederek mescide girmek,

5. Mescide girdiğinde tahiyyet'ül-mescid namazı kılmak ve cemaati beklemek.

6. Meleklerin ona dua, istiğfar ve onun için şahitlik etmeleri,

7. Kamete icabet,

8. Şeytan kametten kaçtığında şeytandan kurtulmak,

9. İftitah tekbirini idrak,

10. Safların düzeltilmesi ve aradaki boşlukların doldurulması,

11. İmam "Semi Allahu limen hamideh"dediğinde buna cevap vermesi,

12. Çok kere hatadan salim olması,

13. İslam'ın şiarından olan cemaat namazına icab etmesi,

14. Namazdan geri kalan tenbelleri teşvik etmesi,

15. Ameldeki münafık sıfatından arınması,

16. Hakkında yapılacak suizandan kurtulması,

17. İmamın selamına cevab vermesi,

18. Dua ve zikirde birleşmenin faydalarından istifade etmesi,

19. Komşular arası ülfetin devamını sağlaması,

20. Komşularım beş vakit arayıp sorması,

21. İbadet üzere birleşme ile şeytanı kovması,

22. Taat ve ibadet konusunda yardımlaşmada bulunması,

23. Sesli okunan namazlarda tilavet ahkamına alışma ve öğrenme,

24. Namazın kamil bir şekilde edasını sağlaması,

25. Ferd olarak kılınan namaza nisbetle huzurlu bir namaz kılması, Fakat Tıybî'nin dediği gibi, bunlar re'y ve fahminle bilinecek şeyler de­ğildir.

 

Hadiste bahse konu edilen dereceden maksat, bir sonraki hadisten an­laşıldığına göre yirmibeş veya yirmi yedi kere namaz kılmış gibi sevab almaktır.