SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 580 >>

بَاب فِي جُمَّاعِ الْإِمَامَةِ وَفَضْلِهَا

58. İmamlığın Fazileti

 

حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ الْمَهْرِيُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِي يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ حَرْمَلَةَ عَنْ أَبِي عَلِيٍّ الْهَمْدَانِيِّ قَالَ سَمِعْتُ عُقْبَةَ بْنَ عَامِرٍ يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ مَنْ أَمَّ النَّاسَ فَأَصَابَ الْوَقْتَ فَلَهُ وَلَهُمْ وَمَنْ انْتَقَصَ مِنْ ذَلِكَ شَيْئًا فَعَلَيْهِ وَلَا عَلَيْهِمْ

 

Ukbe b. amir (r.a.) demiştir ki; Ben, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’i şöyle buyururken duydum: "Bir kimse insanlara İmam olur ve vakte isabet ederse (sevabı) ona ve cemaatadır. Bundan bir şeyi eksiltenin (vakitte kusur edenin) günahı ise, kendisinedir, cemaata değil."

 

 

Diğer tahric: İbn Mace, ikame; Ahmed b. Hanbel, [V, 145, 154, 156; Hakim, el-Müstedrek, I, 210.

 

AÇIKLAMA:     Ukbe b. Amir'in bu hadisi rivayet etmesinin sebebi İbn Mace ve Beyhaki’nin rivayetinde Ebu Aii Hemedanî'den şöyle anlatılmaktadır: İçerisinde Ukbe b. amir el-Cühenî'nin de bulunduğu bir gemiyle yol­culuğa çıktım. Namazlardan birisinin vakti geldi. Ukbe'den, bize imam olmasını istedik ve kendisine; "buna en layık sensin. Sen Rasulullah (s.a.v.)'in sahabisisin" dedik. İmam olmaktan kaçındı ve, "Ben Rasulullah (s.a.v.)'in; Bir kimse insanlara imam olur ve vakte isabet ederse..." buyurduğunu işittim" dedi.

 

Bu hadisin manası şudur: Bir kimse insanlara imam olur ve onlara vaktinde namaz kıldırırsa, bu namazın sevabı hem imama hem de cemaatadır. Namazı, vaktinden çıkarmak suretiyle bir kusur ederse günahı sadece ima­m’adır, cemaatin bunda bir günahı yoktur. Anlaşılan, Ukbe hadisi, umumu­na hamletmiş ve onlara namaz kıldırmaktan geri durmuştur. Ancak hadis idarecilere hamledilir. Nesai'nin İbn Mes'ud'dan rivayet ettiği şu hadis de buna delalet etmektedir: "Herhalde siz namazı vakti haricinde kılan millet­lere yetişeceksiniz. Eğer onlara yetişirseniz namazınızı vakti içinde evleri­nizde kılın, sonra onlarla birlikte tekrar kılıp bunu nafile sayın."

 

Hadisin zahiri, isabet ve kusurun vakte mahsus olduğuna delalet etmek­tedir. Ahmed b. Hanbel'in bir rivayetine göre ise, isabet ve kusur daha ge­neldir. O rivayette, "Namazı vaktinde kılarlar, rüku ve sucudu tam yaparlarsa onun sevabı size ve onlaradır" buyurulmaktadır. İbn Mace'nin aynı konu ile ilgili olarak rivayet ettiği hadis de şöyledir; "İmam kefildir. Namazı doğ­ru olarak kıldırırsa sevabı ona ve cemaatadır. Kusur işlerse, günahı onadır, cemaate değil."

 

Bu rivayetler gösteriyor ki; hadiste anılan isabet ve kusur sadece vakitle ilgili değil daha geneldir.

 

Hadis-i şeriften anlaşılıyor ki; imam cemaatin namazından mesuldür. Şayet namazı adab ve erkanına uygun bir şekilde ve vakti içinde kıldınrsa bunun sevabını hem kendisi hem de cemaat alır. Ama eğer namazda kusur ederse bunun vebali sadece imamadır. Cemaata bir mes'uliyet yoktur.