SAHİH-İ MÜSLİM

SALAT

 

99- YATSI VE SABAH NAMAZLARININ CEMAATLE KILINMASININ FAZİLETİ BABI

 

1489- Bize İshak b. İbrahim tahdis etti. .. Bize Abdurrahman b.

Ebu Amre tahdis edip dedi ki: Osman b. Affan akşam namazından sonra mescide girdi, tek başına oturdu. Ben de gidip yanına oturdum. O: Kardeşimin oğlu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa gecenin yarısını namaz kılarak geçirmiş gibi olur. Kim de sabah namazını cemaatle kılarsa gecenin tamamını namaz kılarak geçirmiş olur" buyururken dinledim, dedi.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 555; Tirmizi, 221

 

 

 

1490- Bunu bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi tahdis etti (H). Bana Muhammed b. Rafi de tahdis edip dedi ki: Bize Abdurrezzak tahdis etti. Birlikte Süfyan'dan, o Ebu Se hı Osman b. Hakim'den bu isnat ile aynısını rivayet etti.

 

 

 

1491- Bana Nasr b. Ali el-Cahdamı de tahdis etti... Enes b. Sirin dedi ki: Cündeb b. Abdullah'ı şöyle derken dinledim: "Sabah namazını kılan artık Allah'ın himayesinde olur. Bu sebeple sakın Allah sizden kendi zimmetinden olan bir şeyi (kendisine ait bir hakkı) istemesin. O zaman Allah (yakalamak) istediği kimseye yetişir de onu cehennem ateşine tepetaklak devirir."

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

1492- Bunu bana Yakub b. İbrahim ed-Devraki de tahdis etti. Bize İsmail, Halid'den tahdis etti. O Enes b. Sirin'den şöyle dediğini nakletti:

Cündeb el-Kasri'yi şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim sabah namazını kılarsa o Allah'ın zimmetinde (himayesinde) demektir. Bu sebeple Allah sizden kendi zimmetine ait bir şeyi (bir hakkı) istemesin çünkü Allah kimden kendi zimmetine ait bir şeyi (hakkı) isteyecek olursa ona yetişir (yakalar) sonra onu cehennem ateşine yüzüstü (tepetaklak) atar" buyurdu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

1493- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti... Cündeb b. Süfyan, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu hadisi rivayet etti ve o "cehennem ateşine tepetaklak atar" ibaresini zikretmedi.

 

 

Diğer tahric: Tirmizi, 222

 

AÇIKLAMA:          (1491) "Cündeb b. Abdullah" Diğer rivayette (1493) "Cündeb b. Süfyan" diye geçen zatın adı Cündeb b. Abdullah b. Süfyan olup, bazen babasına nispetle, bazen dedesine nispetle zikredilir.

 

(1492) "Cündeb el-Kasri" Bazı ilim adamları "el-Kasri" demenin doğruluğu hususunda tereddüt göstermişlerdir çünkü Cündeb Kasr oğullarından değil, Beceli ve Alaki'dir. Alaka da Bedle'den bir koldur. Tarih, neseb ve es ma bilginleri bunu böylece zikretmişlerdir. Kasr ise Alaka'lıdır. Kadı lyaz dedi ki: Cündeb'in Kasr oğulları ile bir hilfi (himaye antlaşması) yahut onlar arasında bir kalmışlığı ya da onlar tarafından bir himayeye alınmışlığı olup, bundan dolayı onlara nispet edilmiş de olabilir yahut Alaka oğulları amcaları Kasr'e nispet ile anılabilir. Nitekim birden çok kabile de böyle olup, bunlar çoklukları ya da şöhretleri dolayısıyla amcaoğullarına nispet edilirler.

 

(1491) "Sabah namazını kılan Allah'ın zimmetinde (himayesinde)dir." Burada zimmet'in teminat demek olduğu söylendiği gibi, güvenlik ve eman anlamında olduğu da söylenmiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

100- BİR MAZERET SEBEBİYLE CEMAAT'TEN GERİ KALMAKTA RUHSAT OLDUĞU BABI