SAHİH-İ MÜSLİM |
SALAT |
123- FARZLARDAN ÖNCEKİ
VE SONRAKİ REVATİB SÜNNETLERİN FAZİLETİ VE BUNLARIN REKAT SAYILARININ BEYANI
BABI
1691- Bize Muhammed b.
Abdullah b. Numeyr tahdis etti, bize Ebu Halid -yani Süleyman b. Hayyfm- Davud
b. Ebu Hind'den tahdis etti, o Numan b. Salim'den, o Amr b. Evs'den şöyle
dediğini nakletti: Bana Anbese b. Ebu Süfyan ölümü ile neticelenen hastalığı
esnasında sevindirici bir hadis tahdis edip dedi ki: Ümmü Habibe'yi şöyle
derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "Kim bir gün
ve gecede on iki rekat namaz kılarsa Allah da ona, onların karşılığında
cennette bir ev bina eder" buyururken dinledim.
Um Habibe: Ben bunları
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den dinlediğimden beri terk etmedim,
dedi.
Anbese de: Ben bunları
Ümmü Habibe'den dinlediğimden beri terk etmedim.
Amr b. Evs de: Ben
bunları Anbese'den dinlediğimden beri terk etmedim, dedi.
Numan b. Salim de: Ben
bunları Amr b. Evs'den dinlediğimden beri terk etmedim, dedi.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 1250
1692- Bana Ebu Gassan
el-Mismai tahdis etti, bize Bişr b. elMufaddal tahdis etti, bize Davud b.
en-Numan b. Salim'den bu isnad ile: "Kim bir günde on iki secde (rekat)
tatavvu olarak kılacak olursa onun için cennette bir ev bina edilir" dedi.
1693- Bize Muhammed b.
Beşşar tahdis etti, bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Numan b.
Salim'den tahdis etti, o Amr b. Evs'den, o Anbese b. Ebu Süfyan'dan o Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Ümmü Habibe'den şöyle dediğini rivayet
etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellemı'i şöyle buyururken dinledim:
"Bir müslüman kul, her gün Allah için tatavvu olarak farzın dışında on iki
rekat kılacak olursa mutlaka Allah da onun için cennette bir ev bina eder,
-yahut da: cennette onun için bir ev bina edilir, (dedi)"
Um Habibe dedi ki: Ondan
sonra ben de onları hep kılageldim. Amr dedi ki: Ondan sonra ben de onları hep
kılmaya devam ettim. Numan da aynısını söyledi.
1694- Bize Abdurrahman
b. Bişr ve Abdullah b. Haşim el-Abdi tahdis edip dediler ki: Bize Behz tahdis
etti, bize Şu'be tahdis edip dedi ki: Bana en-Numan b. Salim haber verip dedi
ki: Ben Amr b. Evs'i Anbese'den tahdis ederken dinledim, o Ümmü Habibe'den
şöyle dediğini nakletti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir
müslüman kul, iyice abdest aldıktan sonra her gün Allah için ... kılarsa ...
" deyip hadisi aynen zikretti.
1695- Bana Züheyr b.
Harb ve Ubeyd b. Said de tahdis edip dediler ki: Bize Yahya -o b. Said' dir-
Ubeydullah'dan şöyle dediğini tahdis etti:
Bana Nafi', İbn Ömer'den
haber verdi (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti. Bize Ebu Usame
tahdis etti, bize Ubeydullah, Nafi'den tahdis etti. O İbn Ömer'den şöyle
dediğini nakletti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte
öğleden önce iki rekat, ondan sonra da iki rekat, akşamdan sonra da iki rekat,
yatsıdan sonra iki rekat, cumadan sonra da iki rekat kıldım. Akşam, yatsı ve
cumada (bunları) Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte evimde kaldım.
Diğer tahric: Züheyr
bin Harb'ın rivayetini Buhari, 1172
Ebu Bekr bin Ebu
Şeybe'nin hadisini ise yalnızca Müslim rivayet etmiştir
AÇIKLAMA: Bu babta
Ümmü Habibe (r.anha)'nın rivayet ettiği (1691) "kim bir gün ve bir gecede
on iki rekat namaz kılarsa ... " diğer rivayette (1693) "müslüman bir
kul her gün tatavvu olarak on iki rekat namaz kılarsa " İbn Ömer'in rivayet ettiği hadiste (1695) "öğle
namazından önce iki rekat "
hadisleri vardır. Buhari'nin Sahih'inde fazladan: "sabahtan önce de iki
rekat" ibaresi vardır. Böylelikle on iki rekat olmaktadır.
1696 numara ile gelecek
olan Aişe (r.anha)'nın rivayet ettiği hadiste: "Öğleden önce dört, ondan
sonra iki,
Buhari'nin Sahih'inde
İbn Muğaffel'den rivayete göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Akşamdan
önce kılın" buyurmuş, üçüncüsünde ise "dileyen kimse için"
eklemiştir. Buhari ve Müslim'in Sahihlerinde yine İbn Muğaffel'den Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her iki ezan arasında bir namaz
vardır" buyurduğu rivayet edilmektedir ki, kastettiği ezan ile kamet
arasıdır.
Bunlar farzlarla
birlikte kılınan revatip sünnetler hakkında sahih hadislerdir. Mezheb
alimlerimiz ve ulemanın cumhuru bütün bu hadisleri kabul etmiş ve geçen
hadislerde sözkonusu edilen bütün bu nafileleri müstehab kabul etmişlerdir.
Bizim mezheb alimlerimiz arasında bunların hiçbirisi hakkında -akşamdan önceki
iki rekat müstesna- görüş ayrılığı yoktur. Akşamdan önceki iki rekat hakkında
da mezheb alimlerimizin iki görüşü olup bunların daha meşhur olanına göre
müstehab olmadıklarıdır. Ama muhakkiklere göre sahih olan bunların İbn
Muğaffel'in rivayet ettiği hadis ile bu iki rekatı kılmak için direklerin
arkasında namaza durmakta acele etmeleri ile ilgili hadisler sebebi ile
müstehab kabul etmişlerdir ki, bu son hadis de Buhari ve Müslim'in
Sahih'lerindedir.
Mezheb alimlerimiz ve
başkaları dedi ki: Revatip sünnetlerin sayısı hususunda hadislerin farklı
olması, bu hususta işin genişliği şeklinde yorumlanır, ayrıca bunların en az ve
en mükemmel sınırlarının bulunduğunu gösterir. En azı kılınmak sureti ile
sünnetin aslı yerine getirilmiş olmakla birlikte, tercih olunan daha çok ve
daha mükemmel olanı yapmaktır. Bu da daha önce kuşluk namazı ile ilgili
hadislerle vitir hakkındaki hadislerdeki ihtilaf gibidir. Bütün bu namazlar
hakkında en az ve en çok rekat sayıları ile ikisi arasındaki rekat sayıları
belirtilmektedir ki, sünnetin esasını yerine getirmek için yeterli olan asgari
rekat sayısı ile en mükemmel ve orta halli rekat sayısına delalet etmesi
içindir. Allah en iyi bilendir.
(1691) Senetteki
"Bize Ebu Halid tahdis etti... Ümmü Habibe'den" bu hadiste biri diğerinden
rivayet eden tabiinden dört kişi vardır ki bunlar Davud, Numan, Amr ve Anbese'
dir. Buna benzer pekçok rivayet daha önceden geçmiş bulunmaktadır.
"Sevindirici bir
hadis" kolaylıkla birlikte ihtiva ettiği müjde dolayısıyla kişinin
sevinmesine sebeb olan hadis demektir. Anbese hadisin sonunda zikrettiği gibi
gereğini yerine getirmeye dikkat ederdi. Bazıları "yetesarru:
sevindirici" fiilini meçhul bir fiil (edilgen) olarak ye harfi ötreli
"yütesarru: (kendisi sebiyle) sevinilen" diye rivayet etmiştir ki, bu
da doğrudur.
(1693) "Tatavvu
olarak, farz olmayarak" ifadesi te'kid kabilinden olup istiareli anlatımın
kastedilme ihtimalini ortadan kaldırmak içindir. Buradan ihtiyaç duyulması
halinde te'kid edici ifadenin kullanılmasının müstehap hükmü de
anlaşılmaktadır.
(1691) "Um Habibe:
Onları terk etmedim, dedi. Anbese de, Amr b. Evs de, Numan b. Salim de böyle
dedi." Buradan alim ve kendisine uyulan bir kimsenin kendisini övmek
maksadı gütmeksizin, aksine dinleyicileri bu hususta kendi ahlakı ile
ahlaklanmaları ve bunu koruyup devam ettirmeye teşvik ederek yaptığı işi
yapmaları için gayrete getirmek maksadı ile bu gibi sözleri söylemesinin güzel
olduğu hükmü anlaşılmaktadır.
(1695) "Resulutlah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte öğleden önce iki secde kıldım."
Burada secde (tercümede gösterildiği gibi) re kat demektir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: