SAHİH-İ MÜSLİM |
SALAT |
126- GECE NAMAZI VE GECE
NAMAZI KILMAYIP UYUYAN YADA HASTALANAN KİMSENİN
DURUMUNU KAPSAYAN BAB
1736- Bana Muhammed b.
el-Müsenna el-Anez! tahdis etti, bize Muhammed b. Ebu
Adiy, Said'den tahdis etti o Katade'den o Zürare'den rivayet ettiğine göre Sa'd
b. Hişam b. Amir, Allah yolunda gazaya çıkmak istedi.
Bunun için Medine' deki bir akarını satıp onunla silah ve at satın alıp
ölünceye kadar Bizanslılara karşı hücum etmek maksadı ile Medine'ye geldi.
Medine'ye geldiğinde Medine ahalisinden bazı kimselerle karşılaştı ve ona böyle
bir işten vaz geçmesini öğütleyip kendisine:
- Allah'ın Nebisi'nin (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hayatında altı kişi böyle bir iş yapmak istemişlerdi de Allah'ın Nebisi'nin (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu
yapmaktan vazgeçmelerini ve: "Sizin için bende uyulacak bir örnek yok
mu?" dediğini haber verdiler.
Ona bunu anlatınca o da
boşamış olduğu hanımına geri döndü ve ona geri döndüğüne dair de şahit tuttu.
Sonra İbn Abbas'ın yanına gelip ona Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vitri hakkında soru sordu. İbn
Abbas: Ben sana Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in vitrini yeryüzündekiler arasında
en iyi bilen kimseyi söyleyeyim mi, dedi. O: Kim? dedi. İbn
Abbas: Aişe'dir. Ona git ve ona sor, sonra da yanıma
gelip bana sana ne şekilde cevap verdiğini haber ver, dedi.
(Sa'd
b. Hişam devamla dedi ki): Ben de Aişe'nin
yanına gittim, yolda Hakim b. Eflah'a uğradım. Aişe'nin yanına gitmek üzere benimle birlikte gelmesini
istedim. O: Hayır ben onun yanına yaklaşacak değilim, çünkü ben kendisine şu
iki fırka hakkında bir şeyler söylememesini söylediğim halde o, onlar hakkında
bir şey söylememeyi kabul etmeyip yine bildiğini yapmaya devam etti, dedi.
(Sa'd)
dedi ki: Ben de ona and verince geldi. Onunla Aişe'ye gittik. Huzuruna girmek üzere izin istedik. O da
bize izin verdi. Huzuruna girdik. Aişe: -onu
tanıyarak- Hakım mi? dedi. O, evet, dedi. Aişe:
Seninle birlikte kim var? dedi. Hakim: Sa'd b. Hişam dedi. Aişe: Hişam kimdir? dedi. O: İbn
Amir'dir deyince, Aişe ona rahmet okudu ve hayır
söyledi -Katade dedi ki: Hişam,
Uhud günü şehid düşmüştü.-
Ben: Müminlerin annesi,
bana Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in ahlakı hakkında haber ver,
dedim, o: Sen Kur'an okumuyor musun? dedi. Ben:
Okuyorum, dedim. Aişe: Şüphesiz Allah'ın Nebisi'nin
ahlakı Kur'an idi, dedi. (Sa'd)
dedi ki: Bunun üzerine kalkıp gitmek ve ölünceye kadar hiç kimseye herhangi bir
şey sormamak istedim, sonra da hatırıma şu geldi ve: Bana Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
kıyamından haber ver, dedim. Aişe (r.anha): Sen Müzzemmil suresini okuyor musun (biliyor musun) dedi. Ben:
Biliyorum, dedim. Aişe dedi ki: Aziz ve celil Allah,
bu surenin baş taraflarında geceleyin namaz kılmayı farz kıldı. Bunun üzerine
Allah'ın Nebi'si (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ashabı bir sene süre ile
(Sa'd)
dedi ki: Ben: Ey müminlerin annesi! Bana Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
vitrinden haber ver, dedim. O şöyle dedi: Biz ona misvakını ve abdest suyunu
hazırlardık. Allah da geceleyin ne zaman dilerse onu o zaman uyandırırdı. Allah'ın
Nebi'si o vakit misvak kullanır, abdest alır ve dokuz rekat namaz kılardı.
Yalnızca sekizinci rekatta otururdu. Allah'ı anar, ona hamd
ve dua ettikten sonra selam vermeksizin ayağa kalkardı. Bu şekilde kalkıp
dokuzuncu rekab kıldıktan sonra oturur, Allah'ı anar,
O'na hamd ve dua eder, sonra da sesini bize
işittirecek şekilde selam verirdi. Selam verdikten sonra oturduğu halde iki
rekat kılardı. Böylelikle -oğulcuğum- kıldığı rekatların toplamı on bir rekat
ederdi. Allah'ın Nebisi'nin (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaşı ilerleyip vücudu et toplayınca yedi rekat
vitir kılmaya başladı ve iki rekatta önce yaptığının aynısını yaptı. Böylelikle
oğulcuğum, bunlar dokuz rekat eder. Allah'ın Nebi'si (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bir namaz kıldı mı onu devam ettirmeyi
severdi. Eğer uyku ya da bir ağrı sızı onu
(Sa'd)
dedi ki: Sonra İbn Abbas'ın yanına gittim, ona Aişe'nin hadisini naklettim. İbn
Abbas: Aişe doğru söylemiştir. Eğer ben ona yakın
gidip yahut onun huzuruna girseydim şüphesiz bunları ağzından dinlemek için
yanına giderdim, dedi.
(Sa'd)
dedi ki: Ben: Senin onun huzuruna girmediğini bilmiş olsaydım sana onun
söylediklerini anlatmazdım, dedim.
Diğer tahric: Ebu Davud,
1342, 1343, 1344, 1345
1737- Bize Muhammed b.
el-Müsenna da tahdis
etti... Katade, Zurare b. Evfa'dan, o Sa'd b. Hişam'dan rivayet ettiğine göre Sa'd
hanımını boşadı. Sonra akarını satmak üzere Medine'ye gitti deyip, hadisi buna
yakın olarak rivayet etti.
1738- Bize Ebu Bekr b. Ebi
Şeybe de tahdis etti... Sa'd b. Hişam dedi ki: Abdullah
b. Abbas'ın yanına gidip ona vitir hakkında soru sordum . . Sonra hadisi olayı
ile birlikte zikretti ve hadisin rivayetine şunları da ekledi:
Aişe: Hişam kimdir? dedi. Ben: İbn Amir, dedim. Aişe: Amir ne
iyi bir adamdı, Uhud günü şehid
oldu, dedi.
1739- Bize İshak b.
İbrahim ve Muhammed b. Rafi', -ikisiAbdurrezzak'dan
tahdis etti, bize Ma'mer, Katade'den haber verdi, o Zürare
b. Evfa'dan rivayet ettiğine göre Sa'd
b. Hişam kendisinin komşusu idi. Kendisine hanımını
boşadığını haber verdi, dedi ve hadisi (Katade'den
rivayette bulunan) Said'in hadisi rivayet ettiği
manada nakletti. Onun rivayetinde şunlar da vardır: Aişe:
Hişam kimdir? dedi. İbn
Amir'dir, dedi. Aişe: O ne iyi adamdı. Uhud günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte savaşırken isabet almıştı (şehid olmuştu).
Yine onun rivayetinde
şöyle denilmektedir: Hakim b. Eflah dedi ki: Ama ben
senin onun yanına girmediğini bilseydim sana Aişe'nin
hadisini bildirmezdim, dedi.
1740- Bize Sa'd b. Mansur ve Kuteybe b. Said tahdis etti, hepsi Ebu Avane'den rivayet etti. Said dedi ki: Bize Ebu Avane, Katade'den tahdis etti, o Zürare b. Evfa'dan, o Sa'd b. Hişam'dan, o Aişe'den rivayet
ettiğine göre Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bir ağrı ya da başka bir sebep
dolayısı ile geceleyin namaz kılamayacak olursa gündüzün on iki rekat kılardı.
Diğer tahric: Nesai, 1788 -buna yakın-;
Tirmizi, 445,
1741- Bize Ali b. Haşrem de tahdis etti... Sa'd b. Hişam el-Ensari, Aişe'den şöyle dediğini
rivayet etti: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bir am el
yapmaya başladı mı onda sebat ederdi. Geceleyin uyuyup (teheccüde
uyanmaz) ya da hastalanır ise gündüzün on iki rekat namaz kılardı.
Aişe dedi: Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
bir geceyi sabaha kadar kıyamla (namaz kılmakla) geçirdiğini de görmedim,
Ramazan dışında her hangi bir ayı da ardı arkasına kesintisiz oruç tuttuğunu
da, dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (1736)
"Onunla silah ve at almak istedi." Kura': At'ın bir ismidir.
"Hanımına döndü ve döndüğüne de şahit tuttu." (Ric'ı
-yani yeni bir
akit ve mehir gerekmeksizin dönme hakkına sahip olduğu bir talaklaboşamış olduğu hanımına dönmek anlamındaki): Rec'at, lafzı ric'at olarak da
kullanılır. Ama çoğunluğa göre (re harfi fethalı olarak) rec'at,
daha fasihtir. el-Ezheri ise ric'at
söyleyişinin daha fasih olduğunu söylemiştir.
"İbn Abbas'a gidip sordu, o: Yeryüzündekiler arasında (bu
hususu) en iyi bileni sana söyleyeyim mi? dedi" Buradan alim bir kimseye
herhangi bir husus hakkında soru sorulup da başkasının bunu daha iyi bildiğini
biliyor ise soranı ona yönlendirmesinin müstehap
olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Çünkü din nasihattır.
Bununla birlikte bu insaflı olmayı ve fazilet ehlinin faziletini itiraf edip
bilmeyi ve mütevazi olmayı da ihtiva etmektedir.
"Biz ona bu iki
fırka hakkında bir şey söylememesini söyledik. .. " İki şia! fırka
anlamındaki "şiatan" lafzı ile kastedilen o
zamanlarda cereyan eden savaşlardır.
"Allah'ın
Nebisi'nin (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ahlakı Kur'an idi." Yani Kur'an
gereğince am el etmek, onun sınırlarında durmak, onun
edebi ile edeplenmek, verdiği misal ve kıssalardan ibret almak, üzerinde iyiden
iyiye düşünmek, onu güzel okumak demektir.
"Böylelikle
"Onun misvakını ve
abdest suyunu hazırlardık." Bunun ve vaktinden önce ibadetin sebeblerini yerine getirmek üzere hazırlanıp ibadete itina
göstermenin müstehab olduğu hükmü anlaşılmaktadır.
"Misvak kullanır ve
abdest alırdı." Uykudan uyanınca misvak kullanmanın müstehab
olduğu hükmü anlaşılmaktadır.
"Oturmaksızın dokuz
rekat kılardı... Selam verdikten sonra da oturarak iki rekat namaz
kılardı." Buna dair açıklama az önce geçmiş bulunmaktadır.
"Allah'ın
Nebi'sinin (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yaşı ilerleyip de et toplayınca" asıl nüshaların bir çoğunda
("yaşlandı" anlamındaki lafız) "senne"
şeklindedir, bazılarında ise "esenne" diye
yazılmıştır. Dilde meşhur olan da bu kullanımdır.
"Uyuyakaldığı ya da
bir ağrısı dolayısı ile
1742- Bize Harun b. Maruf
tahdis etti, bize Abdullah b. Vehb
tahdis etti (H.) Bana Ebu
Tahir ve Harmele de tahdis
edip dediler ki: Bize İbn Vehb,
Yunus b. Yezid'den haber verdi, o İbn
Şihab'dan, o es-Saib b. Yezid ve Ubeydullah b.
Abdullah'tan rivayet ettiğine göre ikisi kendisine Abdurrahman
b. Abd el-Kari'den şöyle dediğini haber verdiler:
Ömer b. el-Hattab'ı şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim Kur'an'dan
(okumayı adet edindiği) hizbini yahut onun bir bölümünü okumayıp uyur da bunu
Diğer tahric: Ebu Davud,
1313; Tirmizi, 581; Nesai,
1789, 1790, 1791, 1792 -mevkuf-; İbn Mace, 1343
AÇIKLAMA: "Yunus'dan o İbn Şihab'dan ... derken dinledim." Bu isnad
ve hadis Darakutni'nin Müslim aleyhine istidrakde bulunduğu hadislerden birisi olup, bu hadisi bir
topluluğun bu şekilde merfu olarak, bir başka
topluluğun da bunu mevkuf olarak rivayet ettiğini ileri sürmüştür. Bu illetin
var olduğunu söylemek de, hadisin kendisi de sahihtir (doğrudur). İsnadı da
aynı şekilde sahihtir.
Bu Şerhin Mukaddimesinde
geçmiş fasıllarda bu kaide de açıklanmış idi. Bundan sonra daha başka yerlerde
de açıklanmıştır. Ayrıca sahih olanın, hatta fukahanın,
usulcülerin ve muhaddislerin muhakkiklerinin kabul ettikleri doğrunun şu
olduğunu da açıklamıştık: Eğer hadis hem merfu, hem
mevkuf yahut hem mevsul, hem mürsel
olarak rivayet edilmiş ise hadisin merfu ve mevsul olduğuna hükmedilir. Çünkü bu rivayette sika bir
kimsenin ziyadesi vardır. Hadisi merfu ve mevsul olarak rivayet edenlerin hafızlık ve sayı bakımından
daha çok ya da daha az olmaları bakımından bir fark yoktur. Allah en iyi
bilendir.
Bu isnadda
güzel bir incelik de vardır, o da şudur: Bu hadiste sahabenin tabiinden olan
birisinden rivayeti vardır ki, bu es-Saib'in Abdurrahman'dan rivayetidir. Aynı zamanda bu yaşça büyük
olanların yaşça küçüklerden rivayeti kapsamına da girer.
"el-Karl" sondaki ye harfi şeddeli olup bilinen kabile
olan "Kare"ye mensuptur. Daha önce birkaç defa açıklanmış idi.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
127- EVVABİN NAMAZININ
DEVE YAVRULARININ AYAKLARI (KIZGIN KUMDAN) YANDIĞI ZAMAN KILINMASI BABI