SAHİH-İ MÜSLİM |
SALAT |
164- KORKU NAMAZI BABI
1939- Bize Abd b. Humeyd
tahdis etti. .. İbn Ömer dedi ki: Resuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
korku namazını iki gruptan birisine bir rekat olarak kıldırırken diğer grup
düşmanın karşısında bulunuyordu. Sonra namazdan çıktılar ve arkadaşlarının
bulundukları yerde yüzleri düşmana karşı durdular. Diğer grup da geldikten
sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara da bir rekat kıldırdı, sonra
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selam verdi. Sonra bunlar da bir rekat,
ötekiler de bir rekat kaza etti.
Diğer tahric: Buhari,
4133; Ebu Davud, 1243; Tirmizi, 564; Nesai, 1537
1940- Bunu bana
Ebu'r-Rabi'ez Zehrani de tahdis etti, bize Fulayh, ez Zühri'den tahdis etti, o
Salim b. Abdullah b. Ömer'den, o babasından rivayet ettiğine göre, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in korku halindeki namazını anlatırken şöyle
derdi: Ben bu namazı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte
kıldım, (deyip) bu manada hadisi rivayet etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
1941- Bize Ebu Bekr b.
Ebi Şeybe de tahdis etti... İbn Ömer dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) seferlerinden birisinde korku namazı kıl(dır)dı. Bir grup onunla
birlikte namaza durdu. Diğer grup ise düşman karşısında idi. Kendisi ile
birlikte olanlara bir rekat namaz kıldırdıktan sonra gittiler, diğerleri geldi
ve onlara da bir rekat namaz kıldırdı. Sonra her iki grup birer rekat kaza
etti.
İbn Ömer: Eğer bundan
daha ileri derecede korku olursa binek üzerinde yahut ayakta olduğun halde ima
yaparak namaz kıl, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
943; Nesai, 1541
1942- Bize Muhammed b.
Abdullah b. Numeyr tahdis etti... Cabir b. Abdullah dedi ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte korku namazı kıldım. Bizi iki saf
halinde dizdi. Bir saf Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in arkasında
idi, düşman ise bizimle kıble arasında bulunuyordu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) tekbir alınca hepimiz tekbir aldık, sonra o rükua vardı, biz de
birlikte rükUa vardık. Sonra başını rükudan kaldırdı, hep birlikte başımızı
rükudan kaldırdık. Kendisi ve hemen arkasındaki saf ile birlikte sücuda eğildi,
ama arkadaki saf düşmanın karşısında ayakta kaldı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) sücudu tamamlayıp onun arkasındaki saf da ayağa kalkınca arkadaki saf
secdeye eğildikten sonra kalktılar. Sonra arkadaki saf öne geçti, öndeki saf da
arkaya geçti. Sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rükua eğildi, biz de
birlikte rükua eğildik. Sonra başını rükudan kaldırdı, hepimiz başımızı
kaldırdık. Sonra kendisi ve birinci re katta geride bulunan onun hemen
arkasındaki saf ile birlikte secdeye eğildi. Arkadaki saf ise düşmana karşı
ayakta durdu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile hemen arkasındaki saf
secdeyi bitirince arkadaki saf da secdeye eğilip onlar da secde yaptılar. Sonra
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selam verdi ve biz de hep birlikte selam
verdik.
Cabir dedi ki: Şu sizin
bekçilerinizin emirlerinize yaptığı gibi.
Diğer tahric: Nesai,
1546 -buna yakın-
1943- Bize Ahmed b.
Abdullah b. Yunus tahdis etti... Bize Ebu'z-Zubeyr, Cabir'den şöyle dediğini
tahdis etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte
Cuheynelilerden bir kavme gaza tertib ettik. Bizimle oldukça çetin bir şekilde
savaştılar. Biz
Cebrail bunu Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e haber verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) de bunu bize söyleyerek şöyle buyurdu: "(Müşrikler): Şüphesiz
onların üzerine çocuklarından daha çok sevdikleri bir namaz gelecektir,
dediler."
İkindi namazı vakti
gelince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi iki saf halinde dizdi.
Müşrikler de bizlerle kıble arasında idi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) tekbir aldı, biz de tekbir aldık, o rükua vardı, biz de rükua vardık,
sonra o beraberinde birinci saf ile birlikte secde yaptı. Ayağa kalktıklarında
bu sefer ikinci saf secdeye vardı. Sonra birinci saf geri çekildi, ikinci saf
öne geçip birinci safiakilerin yerinde durdular. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) tekbir aldı, biz de tekbir aldık. rükua vardı biz de rükua vardık.
Sonra secde yaptı, onunla birlikte birinci saf da secdeye vardı. İkinci saf ise
ayakta kaldı. İkinci saf secdeye vardıktan sonra hep birlikte oturdular ve
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara selam verdi.
(Hadisi Cabir'den
rivayet eden) Ebu'z-Zubeyr dedi ki: Sonra Cabir özellikle de sizin bu emirlerinizin
namaz kıldığı gibi dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
1944- Bize Ubeydullah b.
Muaz el-Anberi tahdis etti... Sehl b. Ebu Hasme'den rivayete göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) korku halinde ashabına namaz kıldırdı. Onları
arkasında iki saf halinde dizdi. Hemen arkasındakilerle birlikte bir rekat
kıldıktan sonra ayağa kalktı. Birinci safiakilerin arkasında bulunanlar bir
rekat kılıncaya kadar Allah Resulü de ayakta kalmaya devam etti. Sonra onlar
öne geçtiler ve onların önündekiler geriye çekildi. Allah Resulü onlara da bir
rekat kıldırdıktan sonra geriye çekilenler bir rekat kılıncaya kadar oturmaya
devam etti. Sonra selam verdi.
Diğer tahric: Buhari,
4129, 4131 -uzunca-; Ebu Davud, 1237, 1239; Tirmizi, 565 -uzunca-; Nesai, 1535;
İbn Mace, 1259 -uzunca-
1945- Bize Yahya b.
Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e, Yezid b. Ruman'dan naklettiği rivayeti
okudum. O Salih b. Havvat'dan, o Zatürrika' gününde Resuluilah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile birlikte korku namazı kılmış bir kimseden diye rivayet
ettiğine göre, bir grup onunla birlikte saf tuttu, bir grup ise düşman
karşısında durdu. Kendisi ile birlikte olanlara bir rekat namaz kıldırdı, sonra
ayakta kalmaya devam etti, onlar kendi kendilerine namazlarını tamamladıktan
sonra ayrılıp gittiler, düşmana karşı safa durdular. Diğer grup gelince onlara
da geri kalan rekatı kıldırdı. Sonra oturduğu yerde kaldı, onlar kendi
kendilerine namazı tamamladıktan sonra onlarla birlikte selam verdi.
1946- Bize Ebu Bekr b.
Ebi Şeybe tahdis etti... Cabir dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ile birlikte geliyorduk. Nihayet Zatürrika'a vardık. (Yolculuklarımız
sırasında) gölgeli bir ağacın yanına gelecek olursak onu Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e bırakırdık.
(Cabir) dedi ki:
Müşriklerden bir adam çıkageldi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) 'in
kılıcı da bir ağaca asılı idi. Bu adam, Allah'ın Nebisinin (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) kılıcını alıp kınından çıkardı ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellemı'e: Benden korkuyor musun? Dedi. Allah Resulü: "Hayır"
buyurdu. Adam: Seni benden kim koruyabilir, dedi. Allah Resulü: "Beni
senden Allah korur" buyurdu, Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in ashabı onu tehdid edince o da kılıcını kınına koyup astı. Sonra
namaz kılmak üzere ezan okundu. Allah Resulü bir gruba iki rekat namaz
kıldırdıktan sonra geri çekildiler, diğer gruba da iki rekat namaz kıldırdı.
(Cabir) dedi ki:
Böylelikle Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dört rekat, gazada bulunanlar(ın
her bi grubu) ise iki rekat kılmış oldu,
Diğer tahric: Buhari,
4139; Müslim, 5911
1947- Bize Abdullah b.
Abdurrahman ed-Darimi de tahdis etti, bize Yahya -yani b. Hassan- haber verdi,
bize Muaviye -ki b. Sellam'dır- tahdis etti, bana Yahya haber verdi, bana Ebu
Seleme b. Abdurrahman'ın haber verdiğine göre Cabir kendisine şunu haber
vermiştir: Kendisi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte korku
namazı kılmıştı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki gruptan birisine
iki rekat kıldırdıktan sonra diğer gruba da iki rekat kıldırdı. Böylece
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dört rekat kılmış ve her bir gruba da
ikişer rekat kıldırmış oldu.
AÇIKLAMA: Müslim
-Allah'ın rahmeti ona- bu babta dört hadis zikretmektedir. Bunların biri İbn
Ömer'in rivayet ettiği (1939) şu hadistir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) iki gruptan birisine bir rekat namaz kıldırdı... sonra selam verdi.
Bunlar bir rekat öbürleri de birer rekat kaza kıldı." İmam Evzai ve Maliki
mezhebine mensub Eşheb bu hadisi delil almışlardır. Aynı zamanda bu uygulama
Şafii mezhebinde de caizdir. Diğer taraftan şöyle denilmiştir: Her iki grup
kalan birer rekatlarını birlikte kaza ettiler denildiği gibi ayrı ayrı kaza
ettiler de denilmiştir. Sahih olan da budur.
İkinci hadis İbn Ebu
Hasme'nin buna yakın olarak rivayet ettiği (1944) hadistir. Ancak Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) birinci gruba bir rekat kıldırmakla birlikte
ayakta kalmaya devam etmiş, o grup namazı kendi kendilerine tamamlamışlar,
sonra yerlerine gidip düşmana karşı saf tutmuş, sonra diğerleri gelip onlara da
bir rekat kıldırdıktan sonra onlar kalan rekatlarını tamamlayıncaya kadar
oturmasını sürdürmüş, sonra da onlarla birlikte selam vermiştir.
, Malik, Şafii, Ebu Sevr
ve başkaları da bunu delil almışlardır. Ebu Davud Sünen'inde ondan (İbn Ebu
Hasme'den) bir başka şekilde daha söz etmektedir: "Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) beraberindekileri iki saf halinde dizmiş, hemen arkasında duranlara
birer rekat kıldırdıktan sonra hemen arkasındakiler bir rekat namaz kılıncaya
kadar ayakta kalmaya devam etmiş, sonra onlar öne geçip onların önünde
bulunanlar ise arkaya geçerek onlara da birer rekat kıldırmış, sonra da geri
çekilenler bir rekat kılıncaya kadar oturmasını' sürdürmüş, sonra da selam vermiştir."
Bir diğer rivayette ise "hepsi ile birlikte selam vermiştir."
Üçüncü hadis ise (1942)
Cabir'in rivayet ettiği hadistir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
ashabını arkalarında iki saf halinde dizmiştir... secdeyi bitirince öndeki saf
da secde yaptı. .. " diyerek ikinci rekatı da buna yakın olarak zikretti.
İbn Ömer'in rivayet
ettiği hadis de (1940,1941) Cabir'in rivayet ettiği hadise yakındır ama onun
rivayetinde bir safın öne geçmesi ile diğerinin geriye geçmesi sözkonusu
edilmemektedir.
Şafii, İbn Ebu Leyla ve
Ebu Yusuf da düşman kıble tarafında bulunuyorsa bu hadisin doğrultusunda görüş
belirtmişlerdir. Şafii'ye göre-Cabir'in rivayetinde olduğu gibi- ikinci safın
öne geçip birincisinin geriye çekilmesi de, -İbn Ömer'in rivayet ettiği hadisin
zahirinde görüldüğü gibi- oldukları halde kalmaları da caizdir.
Dördüncü hadis ise Cabir
(r.anh)'ın rivayet ettiği (1946) hadistir.
Buna göre Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) her bir gruba ikişer rekat kıldırmıştır. Ebu
Davud'un Sünen'i ile başka kaynaklarda yer alan Ebu Bekr'in rivayetine göre ise
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) her bir gruba ikişer rekat namaz
kıldırmıştır. Böylelikle ikinci grup, nafile namaz kılan birisinin arkasında
farz namaz kılmış oldu. Şafii de böyle demiştir. Bunu aynı zamanda Hasan-ı
Basri'den de nakletmişlerdir. Tahavi ise bunun mensuh olduğunu ileri sürmüştür.
Fakat onun bu iddiası kabul edilemez, çünkü mensuh olduğuna dair bir delil
yoktur.
İşte bunlar korku
namazının altı şeklidir. İbn Mes'ud ve Ebu Hureyre ise yedinci bir şekil daha
rivayet etmektedirler. Buna göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gruba
tek bir rekat kıldırmış ve onlar selam vermeksizin ayrılıp gitmiş, düşmanın
karşısında saf tutmuşlar, diğerleri gelip onlara da bir rekat kıldırdıktan sonra
selam vermiş. Bunlar kılmadıkları bir rekatın kazasını kıldıktan sonra selam
verip gitmiş ve öbürlerinin yerine durmuşlar. Sonra öbürleri gelip kendi
kendilerine bir rekat kıldıktan sonra selam vermişlerdir.
Ebu Hanife de bunu delil
almıştır.
Yine Ebu Davud ve
başkaları korku namazı ile ilgili başka şekiller de zikretmişlerdir ki bunların
toplamı on altı farklı şekil etmektedir. İbnul Kassar el-Maliki'nin
zikrettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) korku namazını farklı on
yerde kılmıştır.
Tercih olunan ise bütün
bu şekillerin yerlerine göre caiz olduklarıdır. Korku namazı ile ilgili fıkıh
kitaplarında meşhur, etraflı açıklamalar ve oldukça detaylı bilgiler
bulunmaktadır.
Hattabi dedi ki: Korku
namazı birkaç türlüdür. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu farklı şekilleri
değişik vakalarda kılmıştır. Bu farklı şekiller birbirinden ayrı olup bunların
hepsinde namaz için daha ihtiyatlı, düşman ve tehlikeden daha çok koruyan şekil
araştırılır. Korku namazının şekilleri farklı olmakla birlikte mana itibari ile
ittifak halindedir. Sonra genel olarak bütün ilim adamları korku namazının
önceden olduğu gibi bugün de meşru olduğu kanaatindedir. Ancak Ebu Yusuf ve
Müzenı, bunun dışında istisna teşkil ederek Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den sonra korku namazı meşru değildir, demişlerdir. Çünkü yüce Allah:
"Sen aralarında bulunup da onlara namaz kıldıracak olursan" (Nisa,
102) buyurmuştur.
Cumhur ise ashab-ı
kiramın Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den sonra bunu fiili olarak
uygulamayı sürdürdüklerini söyleyerek onlara karşı delil göstermişlerdir.
Ayrıca bu ayetten maksat bizzat Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i tahsis
etmek (ona ait özel bir hüküm bildirmek) değildir. Diğer taraftan Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Benim namaz kıldığımı gördüğünüz gibi
siz de kılmız" buyruğu da sabittir.
(1942) "Arkadaki
saf da düşmana karşı durdu." Burada "nahr" karşısında demektir.
Her şeyin nahr'ı onun önü!karşısı anlamındadır.
Ebu'z-Zubeyr'in,
Cabir'den naklettiği rivayette (1943) ibare: "Sonra o secde yaptı, onunla
birlikte birinci saf da secde yaptı." şeklinde "birinci saf"
kaydı iledir. Ama çoğunda ise "birinci" lafzı zikredilmemiştir.
Maksat ise o anda önde bulunan saftır.
(1945)
"Zaturrika" Bilinen bir gazve olup hicri beşinci yılda Necid
tarafında Gatafanlıların arazisinde meydana gelmiştir. Buna Zaturrika (Yamalı
Gazve) denilmesinin sebebi, müslümanların ayaklarının çıplak olup, delik deşik
olması üzerine ayaklarına bezler sarmalarından dolayıdır. Bu gazaya bu ismin
veriliş sebebi hakkında sahih olan budur. Bu husus Sahih'de Ebu Musa el-Eşari
(r.anh)'ın rivayeti ile sabittir. Orada er-Rika denilen bir dağ sebebi ile bu
ismin verildiği de söylenmiştir. Ona bu ismin veriliş sebebi ise o dağda
beyaza, kırmızıya ve siyaha çalan renklerin bulunmasından dolayıdır. Yine orada
Zaturrika denilen bir ağacın bulunmasından ötürü bu ismin verildiği söylendiği
gibi, müslümanların bu gazada sancaklarını yamaladıklarından ötürü bu ismin
verildiği de söylenmiştir. Bütün bu hususların bu gazada bir araya gelmiş
olması ihtimali de vardır. Korku namazı, Zaturrika Gazasında meşhur olmuştur.
Nadir oğuları Gazasında meşhur olduğu da söylenmiştir.
(1945) Yahya b.
Yahya'nın rivayet ettiği hadise göre ise "bir grup onunla birlikte saf
tutmuştur" denilmektedir. çoğu nüshada bu şekilde olmakla birlikte
bazılarında "onunla birlikte namaz kıldı" şeklindedir, her ikisi de
sahihtir. "Bir grup da düşmana karşı", düşmanın karşısında yüzleri
ona dönük demektir.
Taife (grup) lafzı, az
ve çok hakkında da kullanılabilen bir şeyin parçası, bir fırkası anlamındadır.
Ama Şafii: Ben korku namazında taife denilen grubun üç kişiden daha az olmasını
mekruh görmekteyim. Dolayısı ile birlikte imam ile birlikte taife'nin üç kişi
ve daha fazla olması, düşmanın karşısında duranların da aynı şekilde olması
gerekir. Şafii buna yüce Allah'ın: "Silahlarını alsınlar, secde ettikleri
zaman ... olsunlar" (Nisa, 102) ayetini delil göstermiştir. Böylelikle her
bir grup hakkında çoğul zamiri kullanılmıştır. Çoğulun asgarisi ise meşhur olan
kanaate göre üç kişidir.
(1946) "Her bir
gruba iki rekat namaz kıldırdıktan sonra ... Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) dört rekat kılmış oldu, onlar ise ikişer rekat kılmış oldular."
Yani Allah Resulü birinci gruba iki rekat kıldırıp kendisi de onlar da selam
vermişlerdi. İkinci gruba de aynı şekilde namaz kıldırmış ve selam
vermişlerdir. Böylelikle Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ikinci gruba
namaz kıldırması esnasında nafile kılmış, arkasındakiler ise farz kılmış
oldular.
Şafii ve onun mezhebine
mensub ilim adamları bunu farz namaz kılanın nafile namaz kılan kimseye
uymasının caiz olduğuna delil göstermişlerdir.
Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: