SAHİH-İ MÜSLİM |
CENAZE |
17- CENAZE NAMAZI
KILMANIN VE CENAZE ARKASINDAN GİTMENİN FAZİLETİ BABI
2186- Bana Ebu't-Tahir,
Harmele b. Yahya, Harun b. Said el-Eyli -ki lafız Harun ve Harmele'ye aittir-
de tahdis etti. Harun: Bize İbn Vehb tahdis etti derken diğer ikisi haber
verdi, dedi. (İbn Vehb dedi ki): Bana Yunus, İbn Şihab"'dan şöyle dediğini
haber verdi. Bana Abdurrahman b. Hurmuz el-Arec'in tahdis ettiğine göre Ebu
Hureyre dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her kim cenaze
namazı kılınıncaya kadar bir cenazenin başında hazır bulunursa ona bir kırat
verilir. Kim defnedilinceye kadar yanında hazır bulunursa ona da iki kırat
vardır" buyurdu. İki kırat nedir? diye sorulunca o: "Pek büytik iki
dağ gibi" buyurdu.
Hadisin Ebu't-Tahir
tarafından rivayeti burada sona ermektedir. Diğer ikisi de şunu eklemişlerdir:
İbn Şihab dedi ki: Salim b. Abdullah b. Ömer dedi ki: İbn Ömer önce cenaze
namazını kılar sonra giderdi. Fakat Ebu Hureyre'nin bu hadisi ona ulaşınca:
Gerçekten biz çok sayıda kıratı kaybettik, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
1325; Nesai, 1994
2187- Bunu bize Ebu Bekr
b. Ebi Şeybe tahdis etti, bize Abdu'l-A'la tahdis etti. (H.) Bize İbn Rafi' ve
Abd b. Humeyd de Abdurrezzak'dan tahdis etti ikisi Ma'mer'den, o ez-Zühri'den,
o Said b. el Museyyeb'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellemı'den diye rivayeti: "İki büyük dağ" ibaresine kadar rivayet
etmekle birlikte bundan sonrasını ikisi zikretmedi. Abdu'l-A'la'nın hadisi
rivayetinde "cenazenin defni bitinceye kadar" denilmekte,
Abdurrezak'ın hadisi rivayetinde ise: "Lah de konuluncaya kadar"
denilmektedir.
Diğer tahric: Buhari
,1325 -muallak olarak-; Nesai, 1993; İbn Mace, 1539;
2188- Bana Abdulmelik b.
Şuayb de tahdis etti bana babam dedemden şöyle dediğini tahdis etti: Bana Ukayl
b. Halid, İbn Şihab'dan şöyle dediğini tahdis etti: Bana bazı kimseler Ebu
Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye hadisi Ma'mer'in
hadisi ile aynen nakletti ayrıca: "ve kim defnedilinceye kadar arkasından
giderse" buyurduğunu rivayet etti.
2189- Bana Muhammed b.
Hatim de tahdis etti, bize Behz tahdis etti, bize Vuheyb tahdis etti, bize
Süheyl babasından tahdis etti. O Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den: "Kim bir cenazenin namazını kılarda arkasından gitmezse onun
için bir kı rat vardır eğer arkasından giderse onun için iki kırat vardır"
buyurdu. İki kırat nedir? diye sorulunca o: "İkisinin küçüğü Uhud
gibidir" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
YİNE AYNI HUSUSTA BİR
BAB
2190- Bana Muhammed b.
Hatim de tahdis etti... Ebu Hureyre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den:
"Bir cenazenin namazını kılana bir kırat vardır, kabre konuluncaya kadar
arkasından gidene de iki kırat vardır" buyurdu.
(Ebu Hazim) dedi ki: Ey
Ebu Hureyre! İki Imat nedir? dedim. O: "Uhud gibidir" dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
2191- Bize Şeyban b.
Ferruh tahdis etti, bize Cerir -yani b. Hazim tahdis etti, bize NMi' tahdis
edip dedi ki: İbn Ömer'e denildi ki: Ebu Hureyre şöyle diyor: Ben Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "Bir cenazenin arkasındangidene iki kırat
ecir vardır" buyururken dinledim. Bunun üzerine İbn Ömer: Ebu Hureyre bize
çokca rivayet naklediyor dedi. Aişe'ye birisini gönderip ona sor(dur)du. Aişe
(r.anha), Ebu Hureyre'nin doğru söylediğini ifade edince İbn Ömer: Gerçekten
çok sayıda kırat kaybettik, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
1323, 1324
2192- Bize Muhammed b.
Abdullah b. Numeyr tahdis etti, bize Abdullah b. Yezid tahdis etti bana Hayve tahdis
etti, bize Ebu Sahr Yezid b. Abdullah b. Kusayt'dan tahdis ettiğine göre
kendisine şunu tahdis etmişti: Davud b. Amir b. Sad b. Ebu Vakkas da kendisine
babasından tahdis ettiğine göre Abdullah b. Ömer'in yanında oturuyorken maksure
görevlisi Habbab çıkageldi ve dedi ki: Ebu Hureyre'nin neler söylediğini
işitmiyor musun ey Abdullah b. Ömer? Güya o Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in: "Kim bir cenaze ile birlikte cenazenin evinden çıktıktan sonra
arkasından yürüyüp onun namazını kılar sonra da defnedilinceye kadar arkasından
giderse ona iki kırat ecir vardır. Bu kıratların her biri de Uhud dağı gibidir.
Kim o cenazenin namazını kıldıktan sonra geri dönerse ona da Uhud dağı kadar
ecir vardır" buyurduğunu dinlemiş. Bunun üzerine İbn Ömer, Habbab'ı, Aişe
(r.anha)'ya Ebu Hureyre'nin bu söylediğine dair soru sordurmak üzere gönderdi.
Sonra kendisine dönüp Aişe'nin söylediklerini bildirecekti. Bu arada İbn Ömer
mescid içindeki çakıl taşlarından bir avuç aldı ve bunları elinde evirip
çevirdi. Nihayet gönderdiği elçi yanına geri dönüp dedi'ki: Aişe, Ebu Hureyre
doğru söylemiştir dedi. Bu sefer İbn Ömer elinde bulunan çakıl taşlarım yere
çaldıktan sonra: Gerçekten çok miktarda kırat kaybettik, dedi.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3169
2193- Bize Muhammed b. Beşşar
da tahdis etti, bize Yahya b. Said tahdis etti, bize Şu'be tahdis etti, bana
Katade, Salim b. Ebu'l-Ca'd'den tahdis etti, o Ma'dan b. Ebu Talha
el-Ya'meri'den, o Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in azadlısı
Sevban'dan rivayet ettiğine göre Resulüllah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Cenazenin namazını kılana bir kırat vardır. Defnedilmesine de tanık olana
da iki kırat vardır. Kırat da uhud dağı gibidir" buyurdu.
Diğer tahric: İbn
Mace, 1540
2194- Bize İbn Beşşar
tahdis etti, bize Muaz b. Hişam tahdis etti, bana babam tahdis etti (H.) Dedi
ki: Bize İbnu'l-Musenna da tahdis etti, bize İbn Ebu Adiy, Said'den tahdis etti
(H.) Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize Affan tahdis etti, bize Eban
tahdis etti hepsi Katade'den bu isnad ile hadisi aynen rivayet etti. Hadisin
Said ve Hişam tarafından gelen rivayetinde: Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e kırata dair soru soruldu. O: "Uhud gibidir" buyurdu,
denilmektedir.
AÇIKLAMA: (2186)
"Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Namazı kılınıncaya kadar bir
cenazede hazır bulunan kimseye ... " buyruğu ile cenaze namazı, cenazenin
arkasından gitmek ve defnedilinceye kadar onunla beraber bulunmak teşvik
edilmektedir.
"Defnedilinceye
kadar hazır bulunana iki kırat vardır." Birincisi ile kastettiği namazını
kılmakla bir kırat elde edilir. Cenazenin arkasından gitmekle beraber
defnedilmesinde de hazır bulunmak ile de bir diğer kırat elde edilir.
Böylelikle toplam iki kırat elde edilmiş olur.
Buhari Sahih'inin baş
taraflarında İman bölümünde şu rivayet yer almaktadır: "Bir cenazede hazır
bulunup namazı kılınıncaya ve defnedilmesi bitirilinceye kadar kalan kimse iki
kırat ecir almış olarak geri döner. " İşte bu hadis namaz, cenaze
arkasından gitmek ve defnedilmesinde hazır bulunmakla iki kıratın elde edileceği
hususunda açık bir rivayettir. Bu meselenin ve benzerlerinin açıklaması ve buna
dair deliller ise namazın vakitleri bahsinde "cemaatle yatsı namazını
kılan bir kimse
Mezhep alimlerimize göre
sahih olan budur.
Bazı mezhep alimlerimiz
de şöyle demektedir: Cenaze kabre konulup kerpiçlerle üzeri kapatılınca üzerine
toprak atılmamış olsa dahi ikinci kırat elde edilmiş olur, demişlerdir. Doğrusu
ise birincisidir. Bu hadis ile diğer hadislerde sözü edilen "tabi olmak:
arkasından gitmek" lafzı cenazenin arkasında yürümenin önünde yürümekten
daha faziletli olduğuna delil gösterilebilir. Bu aynı zamanda Ali b. Ebu
Talib'in görüşü olup Evzaive Ebu Hanife'nin de mezhebi budur. Ashab ve tabiinin
çoğunluğu ile Malik, Şafii ve ilim adamlarının çoğunluğu cenazenin önünde
yürümek daha faziletlidir, demişlerdir. Sevri ve bir kesim ise her ikisi
arasında fark yoktur, demişlerdir. Kadi İyaz der ki: Bu hadiste ve diğerlerinde
yer alan mutlak ifadeler cenazenin defnedilmesinden sonra cenaze ile birlikte
gitmekten ayrılmak isteyen kimsenin ayrıca izin istemeye ihtiyacının olmadığına
işaret vardır. Ashab, tabiin ve onlardan sonra gelen ilim adamlarının büyük
çoğunluğunun kanaati budur. Malik'in meşhur olan görüşü de budur. İbn
Abdulhakem, Malik'den izin almadan ayrılmayacağı görüşünü nakletmiş
bulunmaktadır. Aynı zamanda bu ashab-ı kiramdan da bir topluluğun görüşüdür.
"İki kırat nedir,
diye soruldu. O: Büyük iki dağ gibi, buyurdu." Kırat, yüce Allah
tarafından bilinen bir miktar sevaptır. Bu hadis-i şerif burada miktarının
büyüklüğüne delildir. Ama bu bir av köpeği, tarla köpeği ya da çoban köpeği
dışında köpek barındıran kimse ile ilgili her gün ecrinden bir kirat eksilir
hadisinde zikredilen kirat ile aynı olmasını gerektirmez. Bazı rivayetlerde de
iki kirat-denilmiştir. Aksine o kirat, miktarı belli olan bir ölçüdür. Bunun
gibi olması da mümkündür, daha çok ve daha az olması da mümkündür.
"İbn Ömer'in:
Gerçekten çok sayıda kırat kaybettik" sözüne gelince. Buradaki "çok
sayıda kırat" ibaresini biz "kararita kesiraten" diye zaptettik.
Pek çok asıl nüshada ya da onların birçoğunda fi harfi ziyade si ile "fi
kararita" şeklindedir. Birincisi ise zahir olandır. İkincisi de
"dayya'na" (kaybettik) lafzının diğer rivayette olduğu gibi:
"ferratna: taksir ettik, kusurlu hareket ettik" anlamında olması
sureti ile sahihtir. Buradan ashab-ı kiramın haber almaları halinde itaat olan
işlere ne kadar arzulu ve istekli oldukları, yerinin büyüklüğünü bilmeseler
dahi yapamadıkları itaatler için de haber aldıklarında ne kadar üzüldükleri de
anlaşılmaktadır.
(2187)
"Abdu'I-A'la'nın hadisi rivayetinde: "İşleri bitirilinceye
kadar" denilmektedir. Bu ibarede ikinci lmat -daha önce açıklandığı gibi-
ancak defin işinin tamamlanmasından sonra hasıl olur diyenlerin görüşlerinin
lehine bir delil bulunmaktadır.
Abdurrezzak'ın hadisi
rivayetinde: "lahde konuluncaya kadar" denilirken, bundan sonraki
rivayette (2190) "kabre konuluncaya kadar" denilmektedir. Bunda da
cenaze mücerret lahde konulmakla ikinci kirat elde edilir. İsterse üzerine
toprak atılmamış olsun, diyenlerin görüşlerinin lehine delil vardır. Daha önce
ise doğrusunun diğer rivayetlerde geçen "işi bitirilinceye kadar"
ifadelerinin açıkça belirttiği üzere toprak dökme işi de bitirilmedikçe bu
sevabın elde edilmeyeceğidir. Bu rivayet de lahde konulup işinin tamamlanmasının
kastedildiği şeklinde yorumlanır ve böylelikle Bununla cenazenin kabre varmadan
geri dönülmemesine işaret edildiği şeklinde açıklanır.
(2191) "İbn Ömer
dedi ki: Ebu Hureyre bize çokça rivayet naklediyor."
Bu onun çok rivayet
nakletmesi dolayısı ile bu hususta işi karıştırdığından korktuğu ve bir hadisi
diğerine karıştırdığından çekindiği anlamındadır. Yoksa Ebu Hureyre'nin
işitmemiş olduğu bir şeyi rivayet ettiğini söylemek isteme miştir. Çünkü İbn
Ömer'in de Ebu Hureyre'nin de mertebesi bundan çok daha yüksektir.
(2192) "İbn Ömer
mescitteki çakıl taşlarından bir avuç aldı ve onları elinde evirip
çevirdi" hadisin sonunda da "İbn Ömer, elinde bulunan çakıl taşlarını
yere attı"denilmektedir. Biz bunu bu şekilde (çakıl taşları anlamındaki
lafzı) ilkinde "hasba" diye be harfi ile ikincisinde ise sonu uzatan
ye olmak üzere "hasa" diye zaptettik. Asıl nüshaların birçoğunda da
bu şekildedir. Bazılarında Bunun aksinedir. Her ikisi de doğrudur. Çünkü hasba
ile hasa aynı şeylerdir ..
Buradan böyle bir iş
yapmakta bir sakınca olmadığı hükmü anlaşılmaktadır.
İbn Ömer'in Aişe'ye, Ebu
Hureyre'nin verdiği haberden sonra birisini sormak üzere göndermesi Ebu
Hureyre'nin az önce açıkladığımız gibi unutmuş ya da tereddüde düşmüş
olduğundan korkmasıdır. Aişe de Ebu Hureyre'ye muvafakat edince Ebu Hureyre'nin
bu işi iyi ve sağlam bellemiş olduğunu anladı.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
18- ÜZERİNE YÜZ
KİŞİ NAMAZ KILAN KİMSE HAKKINDA NAMAZ KILANLARIN ŞEFAATİ KABUL EDİLİR