SAHİH-İ MÜSLİM |
ZEKAT |
44- AZ İLE YETİNMEK VE KANAATKAR OLMAK HAKKINDA BİR BAB
2423- Bize Ebu Bekr b. Ebi
Şeybe de tahdis etti, bize Ebu Abdurrahman el-Mukri', Said b. Eyyub'dan tahdis etti, bana Şurahbil -ki b. Şerik'dir- Ebu Abdurrahman el-Hubuli'den tahdis etti, o
Abdullah b. Amr b. el-As'dan
rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Müslüman olup ihtiyacına
yetecek kadar rızık verilen ve Allah'ın kendisine
verdiklerine Allah'ın kanaatkar kıldığı kimse gerçekten felah bulmuştur"
buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
2424- Bize Ebu Bekr b. Ebi
Şeybe, Amr en-Nakid ve Ebu Said
el-Eşecc tahdis edip dedi
ki: Bize Veki' tahdis etti,
bize A'meş tahdis etti.
(H.) Bana Züheyr b. Harb da
tahdis etti, bize Muhammed b. Fudayl
babasından tahdis etti, her ikisi Umare
b. el-Ka'ka'dan, o Ebu Zur'a'dan, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ım Muhammed alinin rızkım
ihtiyaçlarına yetecek kadar kıl" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari, 6460; Müslim,
7366, 7367, 7368; Tirmizi, 2361; İbn
Mace, 4139
AÇIKLAMA: (2423)
"Ebu Abdurrahman el-Hubulı" Hubul oğullarına
mensuptur. Muhaddislerin kullanımında bu nisbetin be
harfinin ötreli okunuşu meşhurdur. Ama Arap dilbilginleri
nezdinde ise be harfinin fethalı söylenişi meşhurdur. Aralarından bunu sakin
okuyanlar da vardır.
"Müslüman olup
yetecek kadar rızık verilen ... " kefaf fazlasız ve eksiksiz olarak yeterli gelen demektir.
Bu hadisde bu vasıfların ne kadar faziletli olduğu
anlaşılmaktadır. Bu hadis yeteri kadar rızkın fakirlikten de zenginlikten de
daha faziletli olduğunu kabul edenlerin görüşlerine delil gösterilebilir.
(2424) ''Allah'ım,
Muhammed alinin rızkını yetecek kadar kıl" buyruğundaki "kuut"un anlamı ile ilgili olarak lügat ve Arap dili
bilginleri kişiyi açlıktan kurtaracak kadar diye açıklamışlardır. Bu hadis ile
dünyalıktan mümkün olduğu kadar az şeyler edinip dünyalığın aç bırakmayacak
kadarı ile yetinmenin ve bunun için dua etmenin faziletli olduğu hükmü de anlaşılmaktadır.
2425- Bize Osman b. Ebu Şeybe, Züheyr
b. Harb ve İshak b. İbrahim el-Hanzali
tahdis etti -İshak bize Cerir
haber verdi derken diğer ikisi tahdis etti dedi- (Cerir) A'meş'den, o Ebu Vail'den, o Selman b.
Rabia'dan şöyle dediğini rivayet etti: Ömer b. el-Hattab
(r.a.) dedi ki: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bir mal paylaştırıyordu. Ben:
Allah'a yemin ederim ey Allah'ın Resulü! Bunlardan daha başkaları bu malı
bunlardan daha çok hak ediyorlar dedim. O: "Bunlar beni çirkin bir şekilde
benden bir şeyler dilenmek ile cimri olduğumu söylemek arasında birisini
seçmekte serbest bıraktılar. Halbuki ben cimrilik eden birisi değilim"
buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Bunlar
beni benden çirkin bir şekilde istemek ile ... " yani onlar imanlarının
zayıflığı sebebi ile o kadar ısrarla istedilerki beni
de ya çirkin sözlerle dilenmek yahut da benim cimri olduğumu söylemek arasında
halleri gereğince birisini tercih etmek zorunda bıraktılar. Halbuki ben
cimrilik etmem. Bu iki ihtimalden birisi dahi olmamalıdır.
Hadisten bilgisiz,
kaba-saba kimseleri idare etmenin kendilerinde bir maslahat varsa onların
kalplerini ısındırmanın ve bu maslahat sebebi ile onlara mal vermenin caiz
olduğu hükmü anlaşılmaktadır.
Sonraki sayfa için aşağıdaki
link’i kullan:
45- ÇİRKİN VE KABA
BİR SURETTE DİLENEN KİMSEYE BİR ŞEYLER VERME BABI