SAHİH-İ MÜSLİM |
ORUÇ |
25- YÜCE ALLAH'IN:
"ONA TAKAT GETİRENLER BİR FİDYE VERMELİDİR" (BAKARA, 184) BUYRUĞUNUN
"SİZDEN KİM AYA ERİŞİRSE O AYDA ORUÇ TUTSUN" (BAKARA, 185) AYETİ İLE
NESHEDİLDİĞİNİN BEYANI
2680- Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Bekr -yani b. Mudar- Amr'dan -yani b. el-Haris-
tahdis etti, o Bukeyr'den,
o Seleme'nin azadlısı Yezid'den, o Seleme b. el-Ekva'
(r.anh)'dan şöyle dediğini
rivayet etti: Şu: "Ona takat getirenler bir yoksula yedirmek sureti ile
bir fidye vermelidir" (Bakara, 184) ayeti nazil olunca isteyen oruç açıp
fidye verirdi. Bu hal bundan sonraki ayet nazil olup onu neshedinceye
kadar böyle devam etti.
Diğer tahric: Buhari, 4507; Ebu Davud, 2315; Tirmizi, 798; Nesai, 2315
2681- Bana Amr b. Sevvad el-Amiri de tahdis etti, bize Abdullah b. Vehb
haber verdi, bana Amr b. el-Haris, Bukeyr b. el-Eşecc'den haber verdi, o Seleme b. el-Ekva'ın azadlısı Yezid'den, o Seleme b. el-Ekva'
(r.a.)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hayatta iken Ramazan ayında dileyen oruç tutar dileyen oruç tutmayıp onun
yerine bir yoksula yedirmek sureti ile fidye verirdi. Bu hal şu: "Sizden
kim aya erişirse o ayda oruç tutsun" (Bakara, 185) ayeti nazil oluncaya
kadar devam etti.
AÇIKLAMA: "Seleme
b. el-Ekva' (r.anh)'dan
rivayete göre şu ... devam etti" diğer rivayette ise: "Biz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayatta iken Ramazan ayında ... devam etti."
Kadi İyaz dedi ki: Selef birinci ayet
hakkında muhkem midir yoksa tahsis edilmiş midir yoksa hepsi ya da bir kısmı neshedilmiş midir hususlarında ihtilaf etmişlerdir. Cumhur,
Seleme'nin dediği gibi neshedilmiştir
demektedir. Sonra acaba bu ayetten neshedilmemiş bir
kısım kalıp kalmadığı hususunda da ihtilaf etmişlerdir. İbn
Ömer ve cumhurdan nakledilen rivayete göre yemek yedirme hükmü yaşlılık sebebi
ile oruç tutmaya takat getiremeyen kimseler hakkında bakidir.
Selefden bir topluluk, Malik, Ebu Sevr ve Davud ise bütün yemek yedirme hükümleri neshedilmiştir,
yaşlı bir kimse eğer oruç tutmak takati yoksa yemek yedirme yükümlülüğü yoktur
demişlerdir. Ancak Malik böyle bir kişinin yemek yedirmesini müstehab kabul etmiştir.
Katade der ki: Önceleri oruç tutabilen yaşı ilerlemiş bir kimse
için bir ruhsattı sonra bu hususta hüküm nesholdu ve
takati olmayan, oruç tutamayan kimseler hakkında bu hüküm baki kaldı.
İbn Abbas ve başkaları ise şöyle demektedir: Ayet oruç tutacak
gücü bulunmayan yaşlı ve hastalar hakkında inmiştir. Buna göre ayet onun an layışında muhkemdir. Ancak hasta olan bir kimse iyileşecek
olursa tutamadığı oruçların kazasını yapar.
İlim adamlarının
çoğunluğu ise hastanın yemek yedirme yükümlülüğü olmadığı kanaatindedir.
Zeyd b. Eslem, Zühri
ve Malik dedi ki: Ayet muhkemdir ve önce oruç açan sonra iyileşen, Bununla
birlikte sonraki Ramazan girinceye kadar orucunu kaza etmeyen hasta kişi
hakkında inmiştir. Böyle bir kimse yeni giren Ramazan ayının orucunu tutmakla
yükümlüdür. Bu aydan sonra ise daha önce tutamadığı orucun kazasını yapar ve her
bir gün için de ayrıca bir mud buğday yedirir.
Hastalığı ikinci Ramazana kadar devam eden kimsenin ise yemek yedirmek
yükümlülüğü yoktur. Yalnızca kaza etmekle yükümlüdür.
Hasan-ı Basri ve başkaları da şöyle demiştir: "Ona takat getirenler"deki zamir oruca değil yemek yedirmeye
aittir. Sonra bu da neshedilmiştir. O halde ona göre
ayet umumidir.
Diğer taraftan ilim
adamlarının cumhuru her gün için bir mud yedirileceği
kanaatindedir. Ebu Hanife ise iki mud
demiş ve sahibeyen (İmam Ebu
Yusuf ve İmam Muhammed) de ona muvafakat etmişlerdir.
Maliki mezhebine mensup Eşhed ise Medineli olmayanlar için bir mud
ile üçte bir mud yedirir, demiştir.
İlim adamlarının
cumhuruna göre oruç açmayı mübah kılan hastalık,
'oruç tutmayı meşakkatli hale getiren hastalıktır. Bazıları ise her hastanın
oruç açmasını mübah kabul etmiştir. Kadı İyaz'ın açıklamaları burada sona ermektedir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
26- RAMAZANIN
KAZASINI ŞABAN AYINDA YAPMAK BABI