SAHİH-İ MÜSLİM

ORUÇ

 

40- KADİR GECESİNİN FAZİLETİ, BU GECEYİ ARAŞTIRMANIN TEŞVİK EDİLDİĞİ GECENİN YERİNİN VE ONU ARAYIP BULMANIN EN ÇOK ÜMİD EDİLDİĞİ ZAMANIN BEYANI BABI

 

Kadir Gecesine Dair               İlim adamları dedi ki: Bu geceye Kadir Gecesi adının verilmesi meleklerin bu gecede o sene meydana gelecek kaderleri, rızıkları ve ecelleri yazmasından dolayıdır. Bu bakımdan yüce Allah'ın: "O gecede hikmet dolu her bir iş kısım kısım ayrılır" (Duhan, 4) buyruğu ile: "O gecede Rablerinin izni ile her bir iş için melekler ve ruh iner de iner" (Kadir, 4) buyruğunu andırmaktadır.

 

Bu da meleklere o senede olacakların açıkça gösterilmesi anlamındadır. Ayrıca onlara görevleri olanları yapmalarını emir buyurur. Bütün bunlar ise Şanı yüce Allah'ın önceden bilip takdir ettiği hususlardır.

 

Bir diğer açıklamaya göre bu geceye Kadir Gecesi deniliş sebebi, Kadir ve şerefinin yüksek oluşundan dolayıdır. Sözüne itibar edilen herkes bu gecenin varlığı ve kıyametin kopacağı zamana kadar devam edeceği üzerinde icma etmişlerdir. Buna sebep ise, buna dair sahih ve meşhur hadislerdir.

 

Kadi İyaz dedi ki: Bu gecenin yeri hususunda ilim adamları ihtilaf etmişlerdir. Bir topluluk bu gece bir sene bir gecede bir sene bir başka gecede olacak şekilde hep yer değiştirir demiştir. Bu açıklama ile bu husustaki hadisler bir arada cem ve telif edilebilmektedir. Ayrıca denilmektedir ki: Her bir hadis bu gecenin bulunduğu vakitlerden birisini açıklamıştır. Hadisler arasında bir tearuz (çatışma) yoktur. Malik, Sevrt, Ahmed, İshak, Ebu Sevr ve başkaları da buna yakın bir şekilde görüşlerini ifade etmişlerdir. Derler ki: Kadir Gecesi Ramazan ayının son on günü arasında yer değiştirir. Bütün Ramazan ayında yer değiştirdiği söylendiği gibi hayır bu gecenin vaki muayyendir, kesinlikle yer değiştirmez, aksine bu bütün yıllarda asla ayrılmamak üzere muayyen bir gecededir denilmiştir. Bu görüşe binaen de bu gece senenin tamamındadır denilmiştir. Bu da İbn Mesud, Ebu Hanife ve iki arkadaşının görüşüdür.

 

Gecenin Ramazan ayının tamamında olduğu da söylenmiştir. Bu da İbn Ömer ile ashab-ı kiramdan bir topluluğun görüşüdür.

 

Hayır, bu gece Ramazan'ın ortadaki on günü ile son on günündedir denilmiştir. Son on günde olduğu söylendiği gibi, son on günün tekli gecelerinde özellikle bulunur da denilmiştir. Çiftli gecelerde de olur görüşü de vardır. Ebu Said'in rivayet ettiği hadiste olduğu gibi.

 

Bir başka görüşe göre Kadir Gecesi, yirmiüçüncü yahut yirmiyedinci gecedir. Bu da İbn Abbas'ın görüşüdür. Bu gecenin onyedinci, yirmibirinci ya da yirmiüçüncü gecede aranması gerekir görüşü de vardır. Bu da Ali ve İbn Mesud'dan rivayet edilmiştir. Yirmiüçüncü gece olduğu da söylenmiştir. Bu da ashap ve başkalarının çoğunun görüşüdür. Yirmidördüncü gece görüşü Bilal, İbn Abbas, Hasan ve Katade'den nakledilmektedir. Yirmiyedinci gece olduğu görüşü ise ashab-ı kiramdan bir topluluğun görüşüdür. Onyedinci gece olduğu da söylenmiştir. Bu görüş Zeyd b. Erkam ve yine İbn Mesud'dan nakledilmektedir. Ondakuzuncu gecedir de denilmiştir. Bu da yine İbn Mesud'dan nakledildiği gibi aynı şekilde Ali (r.anh)'dan da nakledilmiştir. Ayın son gecesi olduğu da söylenmiştir.

 

Kadı [yaz dedi ki: Bazıları istisna teşkil ederek şöyle demişlerdir: Bu gece iki adam tartışınca kaldırıldı şeklindeki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in buyruğu dolayısı kaldırılmış demişlerdir. Ancak bu, bu istisnai kanaat sahiplerinin bir yanlışıdır. Çünkü hadisin son kısmı onların kanaatlerini reddetmektedir. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kaldırıldı ama bu sizin içın hayırlı da olabilir. Bu sebeple siz bu geceyi (yirmi)yedinci ve (yirmi)dokuzuncu gecede arayınız." İşte hadis Buhari'nin Sahihi'nin baştaraflarında bu şekildedir. Bu hadiste de gecenin kaldırılmasından maksadın muayyen olarak bu gecenin ne zaman olduğunun beyanının kaldırılması olduğu açıkça ifade edilmektedir. Eğer kasıt gecenin varlığının kaldırılması olsa idi, onun aranmasını ayrıca emretmezdi.

 

 

 

 

2753- Bana Yahya b. Yahya da tahdis edip dedi ki: Malik'e Nafi'den rivayetini okudum. O İbn Ömer (r.anhuma)'dan rivayet ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından bazı adamlar rüyalarında Kadir Gecesinin son yedi gecede olduğunu gördüler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gördüğüm kadarı ile rüyalarınız son yedi günde olduğu hususunda bir biri ile örtüşmektedir. Bu sebeple o geceyi araştıracak olan onu son yedi gecede araştırsın" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 2015

 

 

 

2754- Bize Yahya b. Yahya da tahdis edip dedi ki: Malik'e Abdullah b. Dinar'dan rivayetini okudum, o Abdullah b. Ömer (r.anhuma)'dan, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Kadir Gecesini son yedi gecede araştırınız" buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 1385

 

AÇIKLAMA:          (2753) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Rüyalarınızın birbiri ile örtüştüğünü görüyorum" yani gördüğünüz rüyalar birbirine uygun düşmektedir. Elimizdeki bütün nüshalarda "tevateet: birbirine uygun düştü, örtüştü" kelimesi nüshalarda bu şekilde sonra te harfi ile yazılmıştır. Halbuki bu fiil hemzelidir. ile te arasında hemze'nin şeklen yazılması gerekir. Ve fiilin hemzeli olarak okunması zorunlu. Nitekim yüce Allah: "Allah'ın haram kıldığına sayıca uygun düşsünler diye" (Tevbe, 37) buyurmaktadır.

 

(2754) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "KadirGecesini araştırınız" yani onu bulmaya çok istekli olunuz ve oldukça gayret gösteriniz.

 

 

 

 

2755- Bana Amr en-Nakid ve Züheyr b, Harb da tahdis etti, Züheyr dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne, ez-Zühri'den tahdis etti, o Salim'den, o babası (r.anh)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam Kadir Gecesinin yirmiyedinci gece olduğunu gördü. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Rüyalarınızın son on günde olduğunu (gösterdiğini) görüyorum. Bu sebeple siz de bu gecelerin tekli olanlarında onu arayınız" buyurdu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

2756- Bana Harmele b. Yahya da tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus, İbn Şihab'dan haber verdi, bana Salim b. Abdullah b. Ömer'in haber verdiğine göre babası (r.anh) dedi ki: ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i Kadir Gecesi için şöyle buyururken dinledim: "Aranızdan bazı kimselere bu gecenin ilk yedi gecede olduğu gösterildi. Aranızdan bazı kimselere de geri kalan yedi gecede olduğu gösterildi. Bu sebeple geri kalan yedi gecede onu arayınız"

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          "Bu sebeble onu geri kalan on gecede" yani Ramazan'ın son on gecesinde "arayın."

 

 

 

 

2757- Bize Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Ukbe'den -ki o b. Hureys'dir- şöyle dediğini tahdis etti: İbn Ömer (r.anhuma)' şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Siz onu -yani Kadir Gecesinison on gecede arayınız. Sizden biriniz zayıf -yahut aciz- düşecek olursa, sakın geri kalan yedi geceyi kaçırmasın."

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

2758- Bize Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Cebele'den şöyle dediğini tahdis etti: İbn Ömer (r.anhuma)' Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurdu diye tahdis ederken dinledim: "Bu geceyi arayacak olan, onu son on gecede arasın."

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

2759- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Ali b. Müshir, eş-Şeybani'den tahdis etti, o Cebele ve Muharib'den, o İbn Ömer (r.anhuma)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kadir Gecesini, son on gecede arayınız" buyurdu ya da: "son yedi gecede" buyurdu.547

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

2760- Bana Ebu't-Tahir ve Harmele b. Yahya da tahdis edip dediler ki: Bize İbn Vehb tahdis etti, bana Yunus, İbn Şihab'dan haber verdi, o Ebu Seleme b. Abdurrahmandan, o Ebu Hureyre (r.anh)'dan rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bana (rüyamda) Kadir Gecesi gösterildi. Sonra ailemden birisi beni uyandırdı. O gece bana unutturuldu. Siz onu son on günde arayın" Harmele: "Ben onu unuttum" dedi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

2761- Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Bekr -ki o b.

Mudar'dır- İbnul Harb'dan tahdis etti. O Muhammed b. İbrahim'den, o Ebu Seleme b. Abdurrahman'dan, o Ebu Said el-Hudri'den (r.anh)'tan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ramazan'ın ortasında ki on günde mücairlik yapardı (itikafda bulunurdu). yirmi gün geçip te yirmi birinci günü karşıladımı evine geri dönerdi. Onunla birlikte aynı şekilde mücavirlik (itikaf) yapanlarda dönerdi. Sonra o bir ayda evine dönmeyi alışkanlık haline getirdiği o gecede yine mücavirlik yaptı, insanlara bir hutbe verdi; onlara Allah'ın dilediği şekilde emirler verdikten sonra şöyle buyurdu:

"Ben önceleri bu on günde mücavirlik yapıyordum; sonra ise. bu son on günde mücavirlik yapmam hatırıma geldi, bu sebeple kim benimle birlikte itikafta bulunmuş ise; o da benimle bereber itikaf yeptığı yerde geceyi geçirsin. Hem ben bu geceyi gördüm, sonra bana o unutturuldu. Bu sebeple siz o geceyi, son kalan on günün her tek gecesinde arayınız. Ben kendimin su ve çamur içinde secde ettiğini gördüm."

 

Ebu Said el-Hudri dedi ki: Yirmi birinci gece üzerimize yağmur yağdı ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namaz kıldığı yerde mescid damladı. Sabah namazını bitirdiğinde, ona baktığımda yüzünün çamur ve su ile ıslanmış olduğunu gördüm.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 669 -muhtasar- , 813, 836 -muhtasar- , 2016, 2018, 2027, 2036, 2040; Ebu Davud, 894, 895 -muhtasar- , 911 -muhtasar- , 1382; Nesai, 1094 - buna yakın muhtasar- , 1355; İbn Mace, 1766 -muhtasar-, 1775 -muhtasar-

 

AÇIKLAMA:          (2759) "Kadir Gecesini zamanında arayınız" onu vaktinde zamanında arayınız.

 

(2760) "Ailemden biri beni uyandırdı ve o gece bana unutturuldu ... Harmele ise: Ben de o geceyi unuttum dedi" yazılışı aynı olan bana unutturuldu ve ben unuttum lafızlarının birincisinde nun harfi ötreli sin harfi şeddeli. İkincisinde ise; nun harfi fethalı sin harfi şeddesizdir.

 

(2761) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benimle itikafta bulunan, itikaf etiği yerde geceyi geçirsin" nüshaların bir çoğunda bir yerde gece kalmak anlamındaki kökten "felyebit" şeklindedir, bazılarında ise sebat göstermek kökünden "felyesbut" bazıları ise kalmak anlamındaki kökten "felyelbes" şeklindedir. Bundan sonra gelecek olan (2762) ikinci rivayette: "Ancak o, itikaf ettiği yerde sebat göstersin" lafzı nüshaların bir çoğunda sebat göstermekten gelen bir lafız olarak peltek s harfi iledir. Bazılarında ise gece kalmaktan "felyebit" şeklindedir.

 

"Mu'tekef" de itikaf yapılan yer anlamındadır.

 

"Mescid damladı" yani yağmur suyu sebebi ile tavanı aktı. Ebu Said el-Hudri (r.anh)'ın: "Sabah namazını bitirdiğinde, ona baktığımda yüzü çamur ve sudan ıslanmıştı" Buhari dedi ki: el-Humeydi bu hadisi namaz kılan bir kimsenin namaz esnasında alnını silmemesinin sünnet olduğuna delil gösterirdi. İlim adamları da böyle demiştir: Namaz esnasında alnını silmemesi müstehabtır. Bu ise alna bulaşan bu gibi şeylerin alın terinin yere temas etmesine engel olmayacak kadar basit bir şeyolması hakkında yorumlanır çünkü buna engel olacak kadar çok olursa alna bitişik bir engel üzerinde secde olmaz diyen Şafii ve ona muvafakat edenlerin kanaatine göre artık böyle bir secde sahih olmaz.

 

 

 

 

2762- Bize İbn Ebu Ömer de tahdis etti, bize Abdülaziz -yani ed-Deraverdi- Yezid'den tahdis etti. O Muhammed b. İbrahim'den o Ebu Seleme b. Abdurrahman'dan o Ebu Said el-Hudri(r.anh)'tan şöyle dediğini rivayet etmektedir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ramazan ayında ayın ortasındaki on günde mücavirlik (itikM) yapardı dedi ve hadisi aynen rivayet etmekle birlikte: "İtikaf ettiği yerde sebat göstersin" dedi. Ayrıca alnı su ve çamur dolu idi, dedi.

 

 

AÇIKLAMA:          Bu ikinci rivayette "alnı çamur ve su dolu idi" tabiri daha önce yaptığımız tevile aykın değildir. Çünkü cebin, cepheden farklıdır. Cebin, cephenin (alnın) yan tarafında bulunur (şakak). Bir insanın ise cephenin yan taraflarında iki cebinin (şakağı) bulunur. Dolayısıyla şakağın {cebinlin dolması cepheninde dolu olmasını gerektirmez. Allah en iyi bilendir.

 

"Muntelien: dolu" lafzı nüshaların bir çoğunda bu şekilde nasb iledir. Bazılarında ise "Munteliun" şeklindedir. Bu durumda nasb ile söyleyiş için hazf edilmiş bir fiil takdir edilir. Bu da: "........: Alnının dolu olduğunu gördüm" diye takdir edilir.

 

 

 

 

2763- Bana Muhammed b. el-Ala da tahdis etti... Ebu Said elHudri (r.anh) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ramazan ayının ilk on günü itikaf yaptı; sonra ortasındaki on günü de tentesi üzerinde hasır bulunan Turki bir kubbede itikafa girmişti.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hasırı eliyle tutup çadırın bir tarafına koyduktan sonra başını çıkartıp insanlarla konuştu. Onlar da ona yaklaşınca:

 

"Ben ilk on günde itikaf yaparak bu geceyi aradım; sonra ortadaki on günde itikaf yaptım, sonra bana gelindi ve bu gecenin son on günde olduğu söylendi. Bu sebeple aranızdan itikafta bulunmayı arzu eden varsa itikaf yapsın" buyurdu. Bunun üzerine cemaat te onunla birlikte itikafa girdi. Allah Resulü:

 

"Bu gece bana tek sayılı gece olarak gösterildi ve ben bu gecenin sabahında çamur ve su içinde secde ettiğimi gördüm" buyurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Yirmi birinci gecenin sabahında sabah namazına kalktığı sırada yağmur yağdı. Mescid de damladı, ben de suyu ve çamuru gördüm; sabah namazını bitirdiğimde alnım ve burnumun ucunda çamur ve su vardı, bir de baktım ki o gece, son on günün yirmi birinci gecesi imiş.

 

 

 

2764- Bize Muhammed b. el-Müennes de tahdis etti, bize Ebu Amir tahdis etti, bize Hişam Yahya'dan tahdis etti. O Ebu Seleme'den şöyle dediğini rivayet etti: Kadir Gecesinin hangisi oldunu aramızda konuştuk. Bunun üzerine Ebu Said el-Hudrı(r.anh)'nin yanına gittim. Benim samimi bir arkadaşımdI. Ona: Bizimle beraber hurmalıklara gelmezmisin? dedi. O da üzerinde çizgili bir cübbe (hamisa) olduğu halde çıkageldi. Kendisine:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın Kadr gecesinden söz ettiğini duydu n mu? dedim. O: Evet, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Ramazan ayının ortadaki on gününde itikaf yaptık. Yirminci günün sabahına çıktığımızda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize bir hutbe verip: "Bana Kadir Gecesi gösterildi ve ben gerçekten onu unuttum - yahut o bana unutturuldu- bu sebeple siz onu son günün her tek gecesinde arayın ve ben kendimi su ve çamurda secde ettiğimi gördüm. " Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte itikaf yapmış olan geri dönsün" buyurdu, dedi.

(Ebu Said devamla) dedi ki: Biz geri döndüğümüzde gökte tek bir bulut parçası dahi görmüyorduk. Derken bir bulut geldi; bize yağmur yağdırıldı, hatta mescidin damının suları aktı. Damı kuru hurma dallarından idi. Namaz için kamet getirildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın su ve çamurda secde ettiğini, hatta alnında çamurun izini dahi gördüm.

 

 

 

2765- Bize Abd b. Humeyd de tahdis etti, bize Abdürrezzak haber verdi, bize Baber haber verdi (H.) Bize Abdullah b. Abdurrahman el-Darimi de tahdis etti, bize Ebu'l-Muğire tahdis etti, bize el-Evzai tahdis etti. (Mamer ile) ikisi Yahya b. Ebu Kesir'den bu isnad ile buna yakın olarak hadisi rivayet ettiler. Her ikisinin hadisi rivayetlerinde: (namazını) bitirdiğinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın alnı ve burnunun yumuşağı üzerinde çamurun izini gördüm.

 

 

 

2766- Bize Muhammed b. el-Müsenna ve Ebu Bekir b. Hallat tahdis edip dediler ki: Bize Abdula'la tahdis etti, bize Said Ebu Nadra'dan tahdis etti, o, Ebu Said el-Hudri (r.a.)'tan şöyle dediğini rivayet etti:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kadir Gecesi kendisine beyan edilmeden öne onu aramak üzere Ramazan ayının ortasındaki on günde itikaf yaptı. Bu on gün bitince verdiği emir ile çadırı toplandı; sonra Kadir Gecesinin, son on günde olduğu kendisine beyan edilince, verdiği emir ile tekrar çadırı kuruldu.

 

Arkasından insanların yanına çıkarak: "Ey insanlar Kadir Gecesi bana beyan edilip açıklandı ve ben size o geceyi haber vermek üzere dışarı çıktım. Bu sefer beraberlerinde şeytanın bulunduğu her birisi haklı olduğunu iddia eden iki adam geldi. Bu sebeple bu gece bana unutturuldu. Artık sizde bu geceyi; dokuzuncu, yedinci ve beşinci gecede arayın" buyurdu. (Ebu Nadra) dedi ki: Ben: Ey Ebu Said, gerçekten sizler sayıyı bizden daha iyi biliyorsunuz, dedim. O, evet bunu bilmekte size göre biz daha bir hak sahibiyiz, dedi. Bu sefer: Peki dokuzuncu, yedinci ve beşinci ne demektir? dedim. O şöyle dedi: Yirmi birinci gece geçtimi ondan sonraki gece yirmi ikinci gecedir. İşte dokuzuncu gece odur. Yirmi üç gece geçtimi, ondan sonraki gece yedinci gecedir. Yirmi beş gece geçtimi, ondan sonraki de beşinci gecedir, dedi.

İbn Hallad ise: "Her birisi haklı olduğunu iddia eden iki kişi" yerine "Birbiriyle davalaşan iki kişi" dedi,

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          "Verdiği emir ile çadır söküldü" buradaki "kuvvida: söküldü" fiili ötreli bir kaf, şeddeli ve kesreli vav ve dad iledir. Kaldırılınca, izale edilince anlamındadır. Mesela, kada ve inkada el-bina: bina yıkıldı, demektir. Onu ben yıktım anlamında da "kavvadtuhu"denilir.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Her biri haklı olduğunu iddia eden iki adam" buyruğunda her biri haklı olduğunu iddia edip, hakkını isteyen kişiler, demektir. Buradan hasımlaşıp davalaşmanın, tartışıp çekişmenin yerilen bir şeyolduğu ve bunun manevi bir cezaya sebep olacağı hükmü anlaşılmaktadır.

 

"Yirmibir gece geçtikten sonraki gece yirmiikidir. İşte dokuzuncu gece odur" ibaresinde "yirmliki" anlamındaki lafız nüshaların çoğunda: "sinteyni ve işrin" diye kaydedilmişken bazılarında "sintani ve işrin" diye kaydedilmiştir. Birincisi daha doğrudur. A'nı: Yani, kastettiğim takdirinde hazf edilmiş bir fiil ile nasb edilmiştir.

 

 

 

 

2767- Bize Said b. Amr b. Sehl b. İshak b. Muhammed b. elEş'as b. Kays el-Kind! ve Ali b. Haşrem tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Damra tahdis etti, bize ed-Dahhak b. Osman tahdis etti. -İbn Haşrem ise: ed-Dahhak b. Osman'dan dedi- o Ömer b. Ubeydullah'ın azadlısı Ebu'n-Nadr'dan, o Busr b. Said'den, o, Abdullah b. Uneys'den, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bana Kadir Gecesi gösterildi, sonra da o bana unutturuldu. O gecenin sabahında, kendimi su ve çamurda secde ederken gördüm. " (Abdullah) dedi ki: Yirmiüçüncü gece bize yağmur yağdı, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) da bize namaz kıldırdı. Namazı bitirdiğinde alnında ve burnunda su ve çamurun izi vardı.

(Busr) dedi ki: Abdullah b. Uneys: "(yirmiüç anlamında): selasin ve işrune derdi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

2768- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe tahdis etti, bize İbn Numeyr ve Veki' Hişam'dan tahdis etti, o babasından, o Aişe (r.anha)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Kadir Gecesini Ramazan ayının son on gününde arayıp araştırın" buyurdu.

İbn Numeyr (arayıp araştırın anlamında): iltemisu dedi Veki' ise: te harrav, dedi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

2769- Bize Muhammed b. Hatim ve İbn Ebu Ömer de tahdis etti, her ikisi İbn Uyeyne'den rivayet etti. İbn Hatim dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne, Abde ve Asım b. Ebu NecOd'dan Zi'r b. Hubeyş'i şöyle derken dinlediklerini tahdis etti: Ben Ubey b. Ka'b'a şöyle sordum: Kardeşim İbn Mesud; sene boyunca gece namaz kılan, Kadir Gecesini isabet ettirir diyor. (Ne dersin?) Ubeyy: Allah'ın rahmeti ona olsun. O, insanların (geceyi bulduk diye) ona bel bağlamalarını istememiştir. Ama o da biliyor ki bu gece Ramazan ayındadır ve bu gece son on gündedir ve bu gece yirmiyedinci gecedir. Sonra herhangi bir istisna yapmadan o gecenin yirmiyedinci gece olduğuna dair yemin etti. Ben: Ey Ebu'l-Munzir! Bunu neye dayanarak söylüyorsun? dedim. O: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bize, o gecenin sabahında (güneşin) parıltısı (şuası) olmaksızın doğacağını haber verdiği alamet (yahut ayet) ile, dedi.

 

 

AÇIKLAMA:          "O gün o (güneş) şuasız doğar." Bu bütün nüshalarda bu şekilde "güneş" lafzı zikredilmeksizin kaydedilmemiştir. Bilindiğinden ötürü hazf edilmiş ve zamir böylelikle bilinen bir şeye ait olmuş olur. Yüce Allah'ın: "Perdenin arkasına saklandı" (Sad, 32) buyruğunda ve benzerlerinde olduğu gibi.

 

Lugat bilginleri der ki: Şua, güneş doğarken yüzün üz ona dönük baktığınız taktirde sicim ve çubuk şeklinde görülen ışığı demektir. el-Muhkem adlı eserin sahibi (İbn Side) meşhur olan bu anlamı zikrettikten sonra şunları da söylemektedir: Güneş doğduktan sonra etrafa uzanıp yayılmış gördüğün (aydınlık) olduğu da söylenmiştir, ışığının yayılmasıdır da denilmiştir. Çoğulu "eşia ve şuu (şin ve ayn ötreli olarak) gelir"

 

Kadı İyaz dedi ki: Şuasız lafzının anlamı; Bunun Allah tarafından o gece için bir alamet kılınmış olması demektir. Bir diğer açıklamaya göre, bu gece melekler çokça gidip geldiklerinden ve yere kendileri ile birlikte indirilenlerle inip yükseldiklerinden ötürü, kanatları ve latif cisimleri ile güneşin ışığını ve şuasını örtmüş olduklarından böyle görünür. Allah en iyi bilendir.

 

 

 

 

2770- Bize Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be tahdis edip dedi ki: Ben Abde b. Ebu Lubabe'yi Zir b. Ubeyş'den tahdis ederken dinledim, o Ubeyy b. Ka'b (r.a.)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Ubeyy Kadir Gecesi hakkında dedi ki: Allah'a yemin olsun ki ben şüphesiz o geceyi biliyorum. -Şu' be dedi ki-: Benim en çok bildiğim Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bize kıyamla geçirmemizi emrettiği o gecedir ve bu yirmiyedinci gecedir.

Şu'be şu: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bize emrettiği gecedir" lafzında şüphe etti. (Muhammed b. Cafer) dedi ki: Bunu benim bir arkadaşım bana ondan tahdis etti. 

 

 

 

2771- Bize Muhammed b. Abbad ve İbn Ebu Ömer tahdis edip dedi ki: Bize Mervan -ki o el-fezari'dir- Yezid'den -ki o b. Keysan'dır- tahdis etti, o Ebu Hazim'den, o Ebu Hureyre (r.anh)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzurunda Kadir Gecesini müzakere ettik. Allah Resulü: "Hanginiz ayın doğduğu zaman bir çömleğin yarısı gibi olduğunu hatırlar?" buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:          "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzurunda Kadir Gecesini müzakere ettik. O: Hanginiz ayın doğduğu zaman, bir çömleğin yarısı gibi doğduğunu hatırlar? buyurdu." Burada "şık: yarı" demektir. Cefne (çömlek)'in ne olduğu da bilinmektedir.

 

Kadi İyaz dedi ki: Bu hadiste bu gecenin, ayın sonlarında olduğuna işaret bulunmaktadır. Çünkü ay doğduğu zaman bu şekilde ancak ayın son günlerinde olur. Allah en iyi bilendir.

 

Şunu da bilelim ki Kadir Gecesi babın baş taraflarında açıklandığı üzere var olan bir gecedir ve o gece yüce Allah'ın, Ademoğullarından dilediği kimseler tarafından her sene Ramazan ayında görülür ve bundan muhakkak olarak emin olunur. Nitekim bu babda daha önce geçen bu hadisler bu hususta birbirini desteklemektedir. Salihlerin buna dair verdikleri haberler ile bu geceyi görmeleri sayılamayacak kadar çoktur. Kadi İyaz'ın'da bu gecenin gerçekten görülmesi imkansızdır, şeklindeki sözü büyük bir yanlışlıktır. Ona kanılmaması için dikkat çektim. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

İTİKAF AÇIKLAMASI VE 1- RAMAZANIN SON ON GÜNÜNDE İTİKAF BABI