SAHİH-İ MÜSLİM |
HAC |
13- İHRAMLI OLANIN
BEDENİNİ VE BAŞINI YIKAMASININ CAİZ OLDUĞU BABI
2881- Bize Ebu Bekr b. Ebi
Şeybe, Amr en-Nakid, Züheyr b. Harb ve Kuteybe b. Said tahdis edip dediler ki: Bize
Süfyan b. Uyeyne, Zeyd b. Eslem'den tahdis etti. (H.) Bize Kuteybe b.
Said de tahdis etti: İşte
bu da onun Malik b. Enes'den ona Zeyd
b. Eslem'den rivayetle okunanlar arasında naklettiği
hadisidir. O İbrahim b. Abdullah b. Huneyn'den, o
babasından, o Abdullah b. Abbas ile el-Misver b. Mahreme'den rivayet ettiğine göre her ikisi, Ebva'da, Abdullah b. Abbas, ihramlı kişi başını yıkar
diyerek Misver de, ihramlı kişi başını yıkam az diyerek anlaşmazlığa düşmüşlerdi. Bunun üzerine İbn Abbas beni, Ebu Eyyub el-Ensari'ye bu hususu
sormak üzere gönderdi. Onun bir elbise ile örtünerek kuyunun iki direği
arasında yıkanmakta olduğunu gördüm. Ona selam verdim. O: Kim o, dedi. Ben:
Abdullah b. Huneyn'im. Beni sana Abdullah b. Abbas
gönderdi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ihramlı olduğu halde başını nasıl
yıkardı, diye sormamı istedi, dedim.
Ebu Eyyub (r.anh)
elini kendisini örten elbisenin üzerine koydu ve ben başını görünceye kadar onu
aşağıya indirdi. Sonra bir kişiye üzerine su dökmesini söyledi. O da onun
başına su döktü. Sonra elleri ile başını 'Öne arkaya götürüp getirerek ovaladı,
sonra da: Ben onun (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde yaptığını gördüm, dedi.
Diğer tahric: Buhari, 1840; Ebu Davud, 1840; Nesai, 2664; İbn Mace, 2934
2882- Bunu bize İshak b.
İbrahim ve Ali b. Haşrem de tahdis
edip dediler ki: Bize İsa b. Yunus haber verdi, bize İbn
Cüreyc tahdis etti, bize Zeyd b. Eslem bu isnad ile haber verdi ve şöyle dedi: Ebu
Eyyub her iki elini birlikte başının tamamının
üzerinde ileri geri götürüp getirdi. Bunun
üzerine Misver, İbn Abbas'
a: Ebediyyen seninle tartışmayacağım, dedi.
AÇIKLAMA: Müslim bu babta İbn Huneyn'in
rivayet ettiği İbn Abbas ile Misver
arasında bir anlaşmazlık çıktığına dair hadisi zikretmektedir. İbn Abbas ihramlı kimsenin başını yıkayabileceğini
söylerken Misver ona muhalefet etmişti. Bunun üzerine
İbn Abbas, İbn Huneyn'i Ebu Eyyub'a
bu hususu sormak üzere göndermişti. Onun bir elbise ile örtünerek kuyunun iki
direği arasında yıkanmakta olduğunu gördü. İbn Huneyn dedi ki: Ben ona selam verdim, o:
Kim o dedi. Ben: Ben
Abdullah b. Huneyn'im dedi. Beni sana Abdullah b. Abbas ... gönderdi... İşte ben Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i
şöyle yaparken gördüm dedi."
"Kuyunun iki direği
arasında" tekili olan kanın her biri kuyunun başı üzerinde dikilen bir
ahşap parçasıdır. Bunların arasına kendisi ile su çekilen ipin üzerinden
çekildiği bir ahşap uzatılır. Onun üzerine de makara asılır.
Hadisten çeşitli
hükümler anlaşılmaktadır:
1. İhramlı olanın yıkanması,
başını yıkaması, elini saçını yolmayacak şekilde saçının üzerinden geçirmesi
caizdir.
2. Bir kişinin haberi
(haber-i vahid) kabul edilir. Bir kişinin (Vahidın) haberinin kabulü ashab-ı
kiram (r.a.) arasında meşhur bir husustur.
3. Anlaşmazlık halinde nassa başvurulur, nassın varlığı
halinde de içtihad ve kıyasa gidilmez.
4. Abdest ve gusül
alarak taharet alan kimseye abdest bozmak üzere oturmuş olanın aksine selam
verilebilir.
5. Taharet alırken
yardım almak caizdir ama bir ihtiyaç yoksa yardıma başvurmamak daha uygundur.
İlim adamları ihramlı
olanın cünüplükten dolayı başını ve vücudunu yıkamasının caiz hatta onun için
vacip olduğu üzerinde ittifak etmişlerdir. Ama serinlemek maksadı ile yıkanması
ise bizim ve cumhurun mezhebine göre kerahet sözkonusu
olmaksızın caizdir. Ayrıca bizim mezhebimize göre başını sedir ve hatmi
yaprakları ile yıkaması da -saçını yolmayacak surette- caizdir. Saçını
yolmadığı sürece ona fidye gerekmez. Ebu Hanife ve
Malik ise bu fidye gerektiren haram bir iştir demişlerdir .
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
14- İHRAMLI KİMSE
ÖLÜRSE ONA NE YAPILIR BABI