SAHİH-İ MÜSLİM |
HAC |
26- iHSAR
SEBEBİ İLE İHRAMDAN ÇIKMANIN DA KIR'AN HACCININ DA CAİZ OLDUĞUNU BEYAN BABI
2979-180/1- Bize Yahya b. Yahya tahdis
edip dedi ki: Ben Malik'e Nafi'den rivayetini okudum.
Buna göre Abdullah b. Ömer (r.a.) fitne zamanında umre yapmak üzere çıktı ve: Beyt'e ulaşmam engellenecek olursa Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile birlikte yaptığımız gibi yaparız. Böyle deyip çıktı ve umre niyeti ile
ihrama girip yürüdü. Nihayet el-Beyda'nın üzerine
gelince dönüp arkadaşlarına baktı ve: Bu ikisinin durumu aynıdır. Sizi şahit
tutarım ki, ben umre ile birlikte haccı da vacip kıldım (niyet ettim) dedi.
Sonra çıktı. Nihayet Beyt'e ulaşınca onu yedi şavt ile tavaf etti. Safa ile Merve arasında da yedi defa (sa'y etti). Fazlasını da yapmadı. Bunun kendisi için
yeterli olduğunu gördü bir de hediyelik kurbanlığını da kesti.
Diğer tahric: Buhari, 1806, 4183
-muhtasar-
2980-181/2- Bize Muhammed b. el-Müsenna da
tahdis etti, bize Yahya b. Said
-ki o el-Kattan'dır- Ubeydullah'dan
şöyle dediğini tahdis etti: Bana Nafi'in
tahdis ettiğine göre Abdullah b. Abdullah ile Salim
b. Abdullah Haccac, İbn
ez-Zübeyir ile savaşmak üzere (Mekke'nin yakınına) indiğinde Abdullah (b. Ömer)
ile konuşarak ona: Bu sene haccetmesen sana bir zararı olmaz. Çünkü bizler
insanlar arasında bir savaş çıkacağından ve senin Beyt'e
ulaşmana engel olunacağından korkuyoruz dediler. O şöyle dedi: Eğer benimle
onun arasına engel olunursa ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte iken Kureyş kafirleri
kendisinin Beyt'e ulaşmasına engel oldukları sırada
yaptığının aynısını yaparım. Sizi şahit tutarım ki ben (kendime) bir umreyi
vacip kıldım. (Niyet ettim). Sonra yola koyuldu.
Nihayet Zülhuleyfe'ye gelince umre niyeti ile telbiye
getirip ihrama girdi sonra şöyle dedi: Eğer serbest gider, bana engel olunmazsa
umremi eda ederim. Şayet benimle Beyt'in arasına
engel olunursa Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile birlikte olduğum zaman
yaptığının aynısını yaparım dedikten sonra şu: ''Andolsun
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) de sizin için güzel bir örnek
vardır" (Ahzab, 21) ayetini okudu. Sonra yoluna
devam etti. Nihayet el-Beyda'nın üzerine gelince
şöyle dedi: Her ikisinin durumu aslında birdir. Eğer benim umre yapmama engel
olunursa benimle hacc arasına engel olunursa sizi
şahit tutarım ki ben umre ile birlikte bir haccı da kendime vacip kıldım (niyet
ettim).
Sonra yoluna devam etti.
Nihayet Kedid denilen yerde bir kurbanlık satın aldı.
Sonra her ikisi için Beyt'i bir defa, Safa ile Merve
arasını da bir defa tavaf etti. Sonra da her ikisinin ihramından hacc yapmak sureti ile nahr
(kurban bayramı birinci) günü ihramdan çıkıncaya kadar ikisinin de ihramından
çıkmadı.
Diğer tahric: Buhari, 4184 -muhtasar-
AÇIKLAMA: (2989)
"Nafi'den rivayete göre Abdullah b. Ömer fitne
zamanında umre yapmak üzere çıktı. .. ve bunun kendisi
için yeterli olduğunu gördü ve kurban kesti."
Bu hadiste şu hükümler
anlaşılmaktadır:
1. Kıran haccı caizdir.
2. Tavaf yapmadan önce
umre üzerine haccı katmak caizdir. Hem bizim, hem ilim adamlarının büyük
çoğunluğunun görüşü budur. Mesele ile ilgili açıklama daha önceden geçmiş
bulunmaktadır.
3. İhsar
(hacc ya da umreye niyet etmiş olan kimsenin herhangi
bir sebeple -düşman, korku, yoluna devam etmesini engelleyen hastalık gibi-
sebebi) ile ihramdan çıkmak caizdir.
"Sizi şahit
tutarım" sözünü kendisine uymak isteyen kimselere bunu öğrenmek için
söylemiştir. Bunun için sizi şahit tutarım demiş ve ihramın sahih olması için
niyet kafi olmakla birlikte sırf niyetle yetinmemiştir.
"Her ikisinin
durumu ancak birdir." Kastettiği ihsar sebebi
ile ihramdan çıkmanın her ikisi için de caiz olduğudur.
Bundan da şu hükümler
anlaşılmaktadır:
1. Kıyas yapmak ve kıyas
ile am el etmek doğrudur.
2. Ashab
(radıyallahu anhum) kıyas
yapıyorlardı. İşte bundan dolayı haccı umreye kıyas etmiştir. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hudeybiye yılındaki ihsardan (Ka'be'ye varmasının engellenmesinden) sadece umre için .
girdiği ihramdan çıkmıştı.
3. Kıran haccı yapan bir
kimse tek bir tavaf ve tek bir say ile yetinir. Bizim ve cumhurun kanaati
budur. Bu hususta Ebu Hanife ile bir kesim muhalefet
etmiştir. Mesele daha önce geçmiş idi.
"Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte iken yaptığımız gibi yaparız. Sonra
çıktı ve umre niyeti ile ihrama girdi." Bunun doğru anlamı şudur:
Eğer ben engellenecek ve
muhasara edilecek olursam Hudeybiye yılında Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte iken ihramdan çıktığımız gibi bundan da ihramdan çıkanm.
Kadı lyaz
dedi ki: Onun bu sözleri ile Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ihsara uğradığı
yılda bir umre niyeti ile ihrama girdiği gibi ben de umre niyeti ile ihrama
giriyorum demek istemiş olabilir. Ayrıca her ikisini de kastetmiş olabilir.
Daha güçlü görünen de odur.
Ancak onun iddia ettiği
gibi daha güçlü olan bu değildir. Aksine onun ifadelerinin bağlamının
gerektirdiği doğru anlam az önce kaydettiğimizdir. Allah en iyi bilendir.
(2980) "Nihayet kurban
bayramı birinci günü bir hacc ile her ikisinin
ihramından çıkıncaya kadar" yani kurban bayramı birinci günü bir İfrad haccının am eli ile her
ikisinin ihramından çıktı.
2981- .. ./3- Bunu bize İbn Numeyr de tahdis
etti, bize Ubeydullah, Nafi'den
şöyle dediğini tahdis etti: Haccac,
İbn ez-Zubeyr'i (kuşatma altıne. alarak Mekke'nin yakınında) konakladığında İbn Ömer de hacc yapmak istedi.
Sonra hadisi bu olayda anlatıldığı gibi anlattı. Hadisin sonunda da şunları
söyledi: Şunları da söylerdi: Hacc ile umreyi bir
arada yapmak isteyen kimseye bir tek tavaf yeterlidir ama her ikisinin
ihramından çıkmadıkça da ihramdan çıkmış olmaz.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
2982-182/4- Bize
Muhammed b. Rumh da tahdis
etti, bize Leys haber verdi. (H) Bize Kutebye -ki lafız ona ait- tahdis
etti, bize Leys, Nafi'den tahdis ettiğine göre İbn Ömer Haccac İbn ez-Zubeyr
ile savaşmak için konakladığı sene haccetmek istedi. Ona: İnsanlar arasında
savaş olacak ve biz gerçekten bunların seni alıkoyacaklarından korkanı denilince
o: ''Andolsun Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de
sizin için güzel bir örnek vardır. " Ben de Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
yaptığı gibi yaparım. Sizi (kendime) bir umreyi vacib
kıldığıma (niyet ettiğime) şahit tutarım dedikten sonra çıktı.
Nihayet el-Beyda'nın düzlüğüne varınca: Haccın ve umrenin durumu ancak
birdir. Şahit olun ki -İbn Rumh
sizi şahit tutarım ki dedi- ben umrem ile birlikte bir hacc
da vacip kıldım (niyet ettim) dedi ve Kedid'den satın
aldığı bir kurbanlığı hediye etti. Sonra her ikisi niyeti ile ihrama girmiş
olduğu halde yola Koyuldu ve nihayet Mekke'ye geldi. Beyt'i
de Safa ile Merve arasını da tavaf etti. Bundan fazlasını yapmadı. Kurban
kesmedi, tıraş olmadı, saçlarını kısaltmadı. İhram dolayısı ile kendisine haram
olan hiçbir şeyi helal etmedi.
Nihayet Nahr (kurban bayramı birinci) günü gelince kurbanını kesti,
saçlarını tıraş etti ve ilk yaptığı tavaf ile haccın ve umrenin tavafını da
yerine getirmiş olduğu kanaatine sahip oldu.
Ayrıca İbn Ömer dedi ki: İşte Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
böyle yapmıştı.
Diğer tahric: Buhari, 1640; Nesai, 2745
2983-183/5- Bize Ebu'r-Rabi' ez-Zehrani ve Ebu Kamil de tahdis edip dedi ki: Bize Hammad tahdis etti (H.) Bana Zuheyr b. Harb tahdis etti, bana İsmail tahdis etti: İkisi Eyyub'dan, o Nafi'den, o İbn Ömer'den bu olayı
rivayet etti. Ama Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den ancak hadisin baş taraflarında kendisine: Seni Beyt'ten alıkoyacaklar dedikleri zaman zikredip şunları
söyledi: O zaman Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in yaptığı gibi yaparım. Fakat
hadisin sonunda: -el-leys'in zikrettiği gibi- işte Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle yapmıştı, ibaresini zikretmedi,
Diğer tahric: Buhari, 1639, 1693
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
27- İFRAD HACCI
İLE HACC VE UMREYİ BERABER YAPMAK DEMEK OLAN KIR'AN HACCI HAKKINDA BİR BAB