SAHİH-İ MÜSLİM |
HAC |
33- UMREDE SAÇLARI
KISALTMAK BABI
3011-209/1- Bize Amr
en-Nakit de tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne. Hişam b. Huceyr'den tahdis
etti, o Tavus'dan şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbas dedi ki: Muaviye bana:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in saçlarım Mervenin yanında bir makas
ile kısalttığını biliyor musun? dedi. Ben de ona:
Benim bildiğim kadarı
ile bu ancak senin aleyhine bir delildir dedim.
Diğer tahric: Buhari,
1730; Ebu Davud, 1802, 1803; Nesai, 2736
3012-210/2- Bana
Muhammed b. Hatim de tahdis etti, bize Yahya b Said, İbn Cureyc'den tahdis
etti, bana el-Hasan b. Müslim, Tavus'dan tahdis etti, o İbn Abbas'dan rivayet
ettiğine göre Muaviye b. Ebu Süfyan kendisine haber vererek dedi ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Merve üzerinde iken makas ile saçlarını kısalttım
yahut da Merve üzerinde iken bir makas ilE saçlarının kısaltılmakta olduğunu
gördüm dedi.
AÇIKLAMA: (3011)
"İbn Abbas dedi ki: Muaviye bana ... olduğunu biliyorum dedim diğer rivayette
(3012) "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in saçlarını o Merve
üzerinde iken bir makas ile kısalttım ... kısaltıldığını gördüm." Bu
hadis-i şerifte saçları tıraş etmek daha faziletli olmakla birlikte saçları
kısaltmakla yetinmenin caiz olduğuna delildir. Bu hususta hacı ile umre yapan
arasınde hiçbir fark yoktur. Çünkü Temettu haccı yapan bir kimsenin umreden
sonra saçlarını kısaltması haccdan sonra da tıraş etmesi müstehabtır.
Böylelikle her iki ibadette saçları tıraş etmek daha kamil manada gerçekleşmiş
olur. Bu husustaki hadisler daha önceden geçmiş bulunmaktadır.
Yine bu hadisten
anlaşıldığına göre umre yapan kimsenin saçını Merve'nin yakınında kısaltması ya
da tıraş etmesi müstehabtır. Çünkü orası onun ihramdan çıktığı yerdir. Aynı
şekilde hacının da saçını Mina'da tıraş etmesi ya da kısaltması müstehabtır.
Çünkü orası da onun ihramdan çıktığı yerdir. Bununla birlikte hacc ve umre
yapan Harem bölgesinin her neresinde tıraş olup saçlarını kısaltırsa hepsi
caizdir.
Bu hadis-i şerif Muaviye'nin
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Ci'rane umresi esnasıda saçlarını
kısalttığı şeklinde yorumlanmıştır. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
veda haccını yaptığında az önce açıklandığı gibi Kıran haccı yapmıştı. Ayrıca
onun Mina'da tıraş olduğu ve Ebu Talha (r.a.)'ın saçını insanlar arasında
dağıttığı sabit olmuştur. Bu sebeple Muaviye'nin kısaltma işini yapmasını veda
haccında saymak caiz değildir, aynı şekilde hicretin yedinci yılında
gerçekleşmiş bulunan kaza umresinde olmuş diye kabul etmek de doğru olamaz.
Çünkü o zaman Muaviye henüz müslüman olmamıştı. O ancak Mekke'nin fethedildiği
gün hicretin sekizinci yılında müslüman olmuştur. Sahih ve meşhur olan görüş
budur. Bunu veda haccında olmuş diye kabul edenlerin ve Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in Temettu haccı yaptığını iddia edenlerin görüşleri de doğru
değildir. Çünkü bu büyük bir hatadır. Zira daha önce Müslim de ve başka
kaynaklarda geçen sahih hadisler Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: Neden
insanlar ihramdan çıktıkları halde sen ihramdan çıkmadın denilmesi üzerine:
"Çünkü ben saçlarımı zamklayıp taradım, kurbanlıklarıma gerdanlık taktım.
Bu sebeple kurbanlıklarımı kesinceye kadar ihramdan çıkamam" bir başka
rivayette "haccın ihramından çıkıncaya kadar dediğine dair sahih hadisler
birbirini destekler durumdadır. Allah en iyi bilendir.
''Mişkas: makas"
ile ilgili olarak Ebu Ubeyd ve başkaları şöyle demekdir. Bu okun enli olmayan
uzun demirine denilir. Ebu Hanife ed-Dineveri de şöyle demiştir: Bu içine okun
tahta kısmı sokulmuş sivri her ucudur. Aynı zamanda harbenin ortasındaki
çıkıntıya da denilir. el-Halil de: Bu yabani hayvanlara atılan enlice bir
tahtası bulunan bir oktur demiştir. Allah en iyi bilendir.
3013-211/3- Bana
Ubeydullah b. Ömer el-Kavariri tahdis etti, bize Abdu'l-A'la b. Abdu'l-A'la
tahdis etti, bize Davud, Ebu Nadra'dan tahdis etti. o Ebu Said'den şöyle
dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem ile birlikte
hacc için yüksek sesle bağırarak terviye getirerek çıktık. Mekke'ye geldiğimizde
-beraberinde hediye kurbanlık getirmiş olanlar dışında- on umre yapmamızı emir
buyurdu. Terviye günü gelip de Mina'ya gittiğimiz vakit de hacc niyeti ile
ihrama girdik.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte ... çıktık. Mina'ya gittiğimiz zaman
da hacc niyeti ile ihrama girdik."
Hadisten yüksek sesle
telbiye getirmenin müstehab olduğu anlaşılmaktadır. Bu üzerinde ittifak olunmuş
bir husustur. Ancak Bunun kendisine eziye: vermeyecek şekilde orta halli bir
yüksek ses olması şarttır. Kadın ise sesin: yükseltmez kendisi duyacak kadar
sesli söyler. Çünkü kadının sesi fitneye konu olabilir. genel olarak bütün ilim
adamlarına göre erkeğin ise sesini yükseltmesi mendubdur. Zahiri mezhebi alimleri
ise vaciptir demişlerdir.
Erkek mescidlerden başka
yerlerde Mekke, Mina ve Arafat mescidlerinde de yüksek sesle telbiye getirir.
Sair mescitlerde sesini yükseltmesine gelince bu hususta ilim adamlarının görüş
ayrılığı vardır. Bunlar aynı zamanda ŞafL ve Maliki'nin bu husustaki iki
görüşüdür. Bu ikisinden daha sahih olanıne göre diğer üç mescitte olduğu gibi
sesin yükseltilmesinin müstehab olduğudur. İkinci görüşe göre bu üç mescitden
farklı olarak insanları şaşırtmamas: için yüksek sesle tekbir getirmez. Çünkü
sözü geçen yerlerdeki mescitler hacı: ibadetlerinin yapıldığı yerlerdir.
Hadis-i şeriften ayrıca
hacc aylarında umre yapmanın caiz olduğu hükmü de çıkmaktadır. Bu da icma ile
kabul olunmuş bir husustur. Hadiste aynı zamanda Temettu haccı yapan bir
kimsenin hacc için ihrama Zülhicce'nin sekizinci günü olan Terviye günü Mina'ya
gitmek istediği zaman ihrama girmesi müstehabtır, diyen Şafii ile bu hususta
ona muvafakat edenlerin görüşlerinin lehine bir delildir. Mesele daha önce
birkaç defa daha geçmişti.
''Mina'ya
gittiğimizde" yani Mina'ya gitmek istediğimizde. Mina'ya terviye günü,
günün ilk saatlerinden yoksa zevalden sonra mı gitmenin müstehab olduğu
hususundaki görüş ayrılığı daha önceden açıklanmış bulunmaktadır. Allah en iyi
bilendir.
3014-212/4- Bize Haccac
b. eş-Şair de tahdis etti, bize Mualla b. Esid tahdis etti, bize Vuheyb b.
Halid, Davud'dan tahdis etti, o Ebu Nadra'dan, o Cabir ve Ebu Said el-Hudd
(radıyallahu anhuma)'dan şöyle dediklerini rivayet etti. Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile birlikte olabildiğince yüksek sesle telbiye getirerek
geldik.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
3015-300/5- Bana Hamid
b. Ömer el-Bekravi tahdis etti, bize Abdulvahid, Asım'dan tahdis etti, o Ebu
Nadra'dan şöyle dediğini rivayet etti: Cabir b. Abdullah'ın yanında idi. Birisi
ona gelerek: İbn Abbas ve İbn ez-Zubeyr iki mut'a hususunda ihtilafa düştüler
dedi. Cabir: Biz Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bu iki
mut'ayı da yaptık. Sonra Ömer her ikisini de bize yasak etti, bir daha onlara
geri dönmedik dedi.
Diğer tahric: Müslim,
3403
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
34 NEBi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'İN İHRAMA GİRMESİ VE HEDİYELİK KURBANLIKLARI BABI