SAHİH-İ MÜSLİM

HAC

 

38- MEKKE'YE GİRMEK İSTENİNCE Zİ TUVA DENİLEN YERDE GECELEMEK VE MEKKE'YE GİRMEK İÇİN GUSLEDİP GÜNDÜZ GİRMEK BABI

 

3033-226/1- Bana Zuheyr b. Harb ve Ubeydullah b. Said tahdis edip dediler ki: Bize Yahya -ki b. el-Kattan'dır- Ubeydullah'dan tahdis etti, bana Nafi'in İbn Ömer'den haber verdiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah oluncaya kadar geceyi Zi Tuva'da geçirdikten sonra Mekke'ye girdi.

 

(Nafi') dedi ki: Abdullah da böyle yapardı. İbn Said'in rivayetinde ise: Sabah namazını kılıncaya kadar şeklindedir. Yahya ise: Yahut da sabahı edinceye kadar demiştir dedi.

 

Diğer tahric: Buhari, 1574

 

 

 

3034-227/2- Bize Ebu Rabi' ez-Zehrani de tahdis etti, bize Hammad tahdis etti, bize Eyyub, Nafi'den tahdis ettiğine göre İbn Ömer, geceyi Zi Tuva'da geçirip, sabah olup gusletmedikçe Mekke'ye girmezdi. (Bunları yaptıktan) sonra gündüzün Mekke'ye girerdi ve Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den de böyle yaptığını rivayet ederdi.

 

Diğer tahric: Buhari, 1553 -uzunca-, 1573, 1769; Ebu Davud, 1865

 

 

 

3035-228/3- Bize Muhammed b. İshak el-Müseyyebi de tahdis etti, bize Enes -yani b. İyaz- Musa b. Ukbe'den tahdis etti, onun Nafi'den rivayetine göre Abdullah kendisine şunu tahdis etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'ye geldiği zaman zi Tuva'da konaklar ve sabah namazını kılıncaya kadar orada geceyi geçirirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in orada namaz kıldığı yer sarp bir tepe idi. Orada yapılan mescitte değildi ama onun alt tarafında sarp bir tepe üzerinde idi.

 

Diğer tahric: Buhari, 484 -buna yakın-; Nesai, 2862

 

 

 

3036-229/4- Bize Muhammed b. İshak el-Müseyyebi tahdis etti, bize Enes -yani b. İyaz- Musa b. Ukbe'den tahdis etti, onun Nafi'den rivayet ettiğine göre, Abdullah kendisine şunu haber vermişti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kabe'ye doğru dönüp kendisi ile uzun dağ arasındaki dağın iki tepesini karşısına; orada (sonraları) bina edilen mescidi, tepe tarafındaki mescidin soluna almıştı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namaz kıldığı yer onun alt tarafındaki siyah tepenin üzeri, -tepeden on zira ya da ona yakın bir miktar daha aşağıda- idi. Sonra da senin ile Kabe arasındaki uzun dağın iki tepesine karşı namaz kılardı.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 492

 

AÇIKLAMA:          (3033) "İbn Ömer {r.a.)'dan rivayete göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabahı edinceye kadar Zi Tuva'da geceyi geçirmiş sonra Mekke'ye girmiştir. İbn Ömer de bunu yapardı." Diğer rivayette: "Sabah namazını kılıncaya kadar" denilmektedir. Başka bir rivayette (3034) "Nafi'den onun İbn Ömer'den rivayetine göre o Mekke'ye, geceyi Zi Tuva'da geçirip sabahı edip gusletmedikçe girmezdi. (Bunları) yaptıktan sonra Mekke'ye gündüzün girer ve Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in de böyle yaptığını zikrederdi" denilmektedir.

 

Bu rivayetlerden çeşitli hükümler anlaşılmaktadır:

 

1. Mekke'ye girmek için gusletmek ve bu guslü, yolu üzerinde olan kimseler için Zi Tuva'da yapmak. Eğer Zi Tuva onun yolu üzerinde değil ise ona yakın uzaklıktaki bir yerde bunu yapmak. Mezhep alimlerimizin dediklerine göre bu gusül sünnettir. Eğer buna imkanı olmazsa teyemmüm yapar.

 

2. Zi Tuva'da geceyi geçirmek. Bu da Zi Tuva yolu üzerinde olan kimseler için müstehaptır.

Burası Mekke yakınlarında bilinen bir yerdir. Tı harfi fethalı olarak, dammeli olarak ve kesreli olarak (Tava ve Tıva şekillerinde) de söylenir. Ama fethalı söyleyiş (Tava) daha fasih ve daha meşhurdur. Munsarıf da kullanılabilir, ğayri munsarıf da olabilir.

 

3. Mekke'ye gündüzün girmek müstehaptır. Mezhep alimlerimizin de diğerlerinin de çoğunluğun benimsediği sahih kanaate göre Mekke'ye gündüzün girmek gece girmekten faziletlidir. Bazı mezhep alimlerimiz ile seleften bir topluluğun söylediklerine göre bu hususta gece ile gündüz arasında bir fark yoktur. Biri diğerinden daha faziletli değildir. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Mekke'ye, Ci'rane'de umre yapmak niyeti ile ihrama girip geceleyin girmiştir. Birinci görüşü benimseyenler onun bu yaptığının caiz oluşunu beyan etmek için kabul ederler. Allah en iyi bilendir.

 

'Dağın iki tepesi" tepe anlamındaki "kurda" dağın yüksek tepesine denilir.

 

''On zira'" bazı nüshalarda bu şekilde olmakla birlikte bazı nüshalarda on anlamındaki lafzın sonunda "yuvarlak te" bulunmamaktadır. Bunlar "zira'ın söyleyişi ile alakalıdır. Çünkü zira' müzekker ve müennes olarak kullanılır. Bu söyleyiş daha fasih ve daha meşhur alandır. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

39- TAVAFTA VE UMRE'DE BİR DE HACCIN İLK TAVAFINDA REMEL YAPMANIN MÜSTEHAP OLDUĞU BABI