SAHİH-İ MÜSLİM

HAC

 

68- HACI OLAN İÇİN DE OLMAYAN İÇİN DE KABE'NİN İÇİNE GİRİP İÇİNDE NAMAZ KILMANIN VE HER TARAFINDA DUA ETMENİN MÜSTEHAP OLDUĞU BABI

 

3217-388/1- Bize Yahya b. Yahya et-Temimi de tahdis edip dedi ki: Malik'e Nafi'den rivayetini okudum. Onun İbn Ömer'den rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisi, Üsame, Bilal ve Osman b. Talha el-Hacebi ile birlikte Kabe'ye girdi ve kapısını üzerine kapattıktan sonra Kabe'nin içinde bir süre durdu. İbn Ömer dedi ki: Dışarı çıktığı zaman Bilal'e: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne yaptı dedim. O: İki direği soluna, bir direği sağına, üç direği de arkasına aldı dedi. Beyt o gün altı direk üzerinde idi. Sonra namaz kıldı.

 

Diğer tahric: Buhari, 397 -bu manada- 468 -buna yakın-, 504 -buna yakın-, 505 -uzunca-, 506 -bu manada-, 1167 -buna yakın-, 1598, 1599 -bu manada-, 2988 -buna yakın uzunca-, 4289 -buna yakın uzunca-, 4400 -buna yakın uzunca-; Ebu Davud, 2023, 2024 2025; Nesai, 691, 748 -buna yakın uzunca-, 2905,2906,2907, 2908; İbn Mace, 3063

 

 

 

3218-389/2- Bize Ebu Rabi' ez-Zehranı, Kuteybe b. Said ve Ebu Kamil el-Cahderi hepsi Hammad b. Zeyd'den tahdis etti. Ebu Kamil dedi ki: Bize Hammad tahdis etti, bize Eyyub, Nafi'den tahdis etti, o İbn Ömer'den şöyle dediğini rivayet etti: Mekke'nin fethedildiği gün Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve Kabe'nin avlusunda indi. Osman b. Talha'ya birisini gönderdi, anahtarı getirdi. Kapıyı açtı. Sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bilal, Üsame o. Zeyd ve Osman b. Talha içeri girdi. Verdiği emir ile kapı da kapatıldı. İçinde uzun süre kaldılar. Sonra kapıyı açtı.

 

Abdullah dedi ki: Herkesten elimi çabuk tutarak Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in çıktığını Bilili'in de onun arkasından çıktığını görünce hemen Bilal'e: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içinde namaz kıldı mı? dedim. O, evet dedi. Ben: Nerede? dedim, Bilili: Yüzünün karşısına gelen iki direk arasında dedi.

 

(İbn Ömer) dedi ki: Ama ona kaç rekat kıldığını sormayı unuttum.

 

 

AÇIKLAMA:          Müslim -Allah'ın rahmeti ona- bu babta kendi senetleri ile Bilal (r.a.)’dan (3218) "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Kabe'ye girip iki direk arasında namaz kıldığını" yine kendi senedi ile Üsame (r.a.)'dan (3224) Kabe'nin etrafında dua edip namaz kılmamış olduğuna dair hadisleri rivayet etmektedir.

 

Hadis ehli icma ile Bilal'in rivayetini almayı kabul etmiştir. Çünkü bu Hadis bir hususu tespit etmektedir. Bu yönü ile onda fazla bir bilgi vardır. O halde onu tercih etmek icap eder. Maksat da rüku ve secdeleri bulunan namazdır. Bundan dolayı İbn Ömer: Ve ben ona kaç rekat kıldığını sormayı unuttum demektedir. Üsame'nin namaz kılmadığını söylemesi ise Kabe'nin içine girdikleri zaman kapıyı kapatıp dua etmek ile meşgul olduklarından dolayıdır. Üsame Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in dua ettiğini görmüş, sonra kendisi de Beyt'in taraflarından birisinde dua etmek ile meşgul olurken Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise Beyt'in bir başka tarafında olup Bilal de ona yakın bir yerde bulunuyordu. Sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kılmış ona yakın olduğu için de Bilal de onun namaz kıldığını görmüş, Üsame ise uzak olduğundan ve meşguliyeti dolayısı ile onun namaz kıldığını görmemiştir. Kılınan bu namaz hafif {çabuk} bir namaz idi. Kapı kapalı olduğundan ve uzak bulunup dua ile meşguliyetinden dolayı Üsame namazı görmemiştir. Bu sebeple kendi zannı ile amel ederek namaz kılmadığını söylemesi caiz olmuştur.

 

Bilal ise namazın kılındığından muhakkak olarak emin olduğu için namaz kıldığınİ haber vermiştir. Allah en iyi bilendir.

 

İlim adamları Kabe içerisinde duvarlarından birisine ya da kapalı iken kapısına dönmüş olarak namaz kılması hususunda ihtilaf etmişlerdir. Şafii, Sevri, Ebu Hanife, Ahmed ve cumhur Kabe'nin içinde nafile namaz da farz namaz da sahihtir demişlerdir. İmam Malik ise Kabe'nin içinde mutlak nafile namaz sahih olmakla birlikte farz namaz, vitir, sabah namazının iki rekatı tavafın iki rekatı sahih olmaz.

 

Muhammed b. Cerir, Maliki mezhebinden Esbah ve bazı Zahiri mezhebi alimleri ise Kabe'nin içinde kesinlikle farz olsun nafile olsun hiçbir namaz sahih olmaz demişlerdir. Kadı Iyaz bunu İbn Abbas’DAN da nakletmiş bulunmaktadır.

 

Cumhurun delili Bilal'in rivayet ettiği hadistir. Ayrıca nafile sahih ise farz da sahih olur. Çünkü (namaz kılan kişi) binek üzerinde olmayıp yerde bulunuyorsa, Kabe'ye dönmek bakımından nafile namaz ile farz namaz arasında bir fark yoktur. Aralarında yalnızca yolculuk esnasında yürüme halinde Kabe'ye yönelmek bakımından fark vardır. Allah en iyi bilendir.

(3217) "Osman b. Talha el-Hacebı" ha ve cim harfleri fethalı olup Kabe'nin hicabesine nisbet edilmiştir. Bu ise Kabe işlerini, Kabe'yi açmak, kapatmak ve hizmetlerini görmek görevidir. Ona ve onun akrabalarına "el-Hacebiyyan: Hacebiler" denilir. Adı Osman b. Talha Ebu Talha'dır. Ebu Talha'nın adı da Abdullah b. Abdüluzza b. Osman b. Abdüddar b. Kusayy el-Kuraşı el-Abderi'dir. Halid b. el-Velid ve Amr b. el-As ile birlikte Hudeybiye barış antlaşması sırasında müslüman olmuş ve Mekke'nin fethinde hazır bulunmuştu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kabe'nin anahtarını ona ve Ebu Şeybe b. Osman b. Ebu Talha'ya vermiş ve: Ey Talha oğulları! Bunu ebedi ve sürekli olarak alınız. Bunu sizden ancak zalim olan bir kimse çekip alır, buyurmuştur. Sonra Medine'ye yerleşmiş, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vefatına kadar Medine'de ikamet etmiş, sonra oradan Mekke'ye geçmiş, Mekke'de kırk iki yılında vefat edinceye kadar ikamet etmiştir. Ecnadin günü şehit düştüğü de söylenmiştir. Ecnadin ise Beytü'l-Makdis'e yakın bir yerdir. Buraya gaza Ömer b. el-Hattab (r.a.)'ın halifeliğinin ilk zamanlarında yapılmıştı.

 

Sahih'de Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğu sabittir:

 

"Cahiliye dönemindeki her türlü görevayaklarımın altındadır. Hacılara sikaye (su verme) ve Beyt'in sidanesi (koruyuculuğu) müstesna."

 

Kadı Iyaz dedi ki: İlim adamları der ki: Herhangi bir kimsenin bu görevi onlardan alması caiz değildir. Bu görevonlara Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tarafından verilmiştir. Dolayısı ile her zaman için ebediyyen onların ve soylarından gelenlerin elinde kalmaya devam edecektir. Bu hususta kimse onlarla çekişemez ve onlar var oldukları ve bu işe elverişli olduğu sürece kimse onlarla bu görevlerinde ortak olamaz.

 

"Kabe'nin içine girip üzerine kapattı." Kapısını üzerine kapatmasının sebebi kalbine daha bir sükunet verici, huşusunu toplamasına daha çok yardımcı olması, insanların gelip toplanarak içeri girip izdiham yaparak bundan dolayı zarar görmemeleri ve onların gürültüleri sebebi ile de kendisinin zihninin karışmaması içindir. Allah en iyi bilendir.

 

"İki direği sol tarafına, bir direği sağ tarafına aldı." Burada bu açıklama bu şekildedir. Buhari'nin rivayetinde ise iki direği sağına, bir direği soluna aldı şeklindedir. Muvatta'da, Ebu Davud'un Süneni'nde de bu şekildedir. Hepsi de Malik'in rivayeti iledir. Buhari'deki bir rivayette de: Bir direği sağına, bir direği soluna aldı şeklindedir.

 

(3218) "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'nin fethedildiği günü geldi..." Bu, bu babtaki hadislerde sözkonusu edilen Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem}'in Kabe'ye girip içinde namaz kılmasının fetih gününde gerçekleşmiş olduğuna bir delildir. Bu hususta görüş ayrılığı yoktur. Veda Haccı gününde bu iş olmamıştır.

 

"Kabe'nin avlusu (finau'l-Kabe) etrafı ve Kabe'nin çevresi demektir. Allah en iyi bilendir.

 

"Anahtarı getirdi" mifteh: anahtar mim harfi kesrelidir. Diğer rivayette ise te harfinden sonra elif ile "miftah" şeklindedir. Her ikisi de birer söyleyiştir.

 

"İçinde uzun süre durdular." Meliyyen uzun süre demektir.

 

"Ona kaç rekat namaz kıldığını sormayı unuttum." İbn Ömer'in rivayetinde Buhari ve Müslim'in Sahih'lerinde bu şekilde sabit olmakla birlikte Ebu Davud'un Süneni'nde zayıfbir isnad ile Abdurrahman b. Saffan'dan şöyle dediği nakledilmektedir: Ömer b. el-Hattab (radıyallahu anh)'a: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kabe'ye girdiği zaman nasıl yaptı? dedim. O: İki rekat namaz kıldı dedi diye rivayet edilmiştir.

 

 

 

 

3219-390/3- Bunu bize İbn Ebu Ömer de tahdis etti. .. İbn Ömer dedi ki: Mekke'nin fethedildiği sene Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Üsame b. Zeyd'e ait bir devenin üzerinde geldi. Nihayet devesini Kabe'nin avlusuna çöktürdü. Sonra Osman b. Talha'yı çağırarak: "Bana anahtarı ver" buyurdu. Osman annesine gitti. Annesi anahtarı vermek istemedi.

 

Osman: Allah'a yemin ederim ya anahtarı bana verirsin yahut da bu kılıç (karnından girer) belinden çıkar, dedi. Bunun üzerine annesi anahtarı ona verdi. O da anahtarı getirip Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e verdi. Kapıyı açtı. Sonra da hadisi Hammad b. Zeyd'in hadisi gibi zikretti.

 

 

 

3220-391/4 Bana Züheyr b. Harb da tahdis etti, bize Yahya -ki o el-Kattan'dır- tahdis etti (H.) Bize Ebu Bekir b. Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Ebu Üsame tahdis etti. (H.) Bize İbn Numeyr de -lafız ona ait olmak üzere tahdis etti, bize Abde, Ubeydullah'tan tahdis etti, o Nafi'den, o İbn Ömer'den şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Üsame, Bilal ve Osman b. Talha ile birlikte Beyt'in içine girdi. Kapıyı uzun süre üzerlerine kapalı tuttular. Sonra kapı açıldı. İlk giren kişi ben oldum. Bilal ile karşılaştığımda: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nerede namaz kıldı? dedim. O: Öndeki iki direk arasında, dedi. Ama ona: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaç rekat namaz kıldı, diye sormayı unuttum.

 

Diğer tahric: İbn Ömer'in rivayet ettiği bu hadisi yalnızca Müslim rivayet etmiştir; Bilal'in rivayetinin kaynakları ise daha önce 3217 numara ile gösterildi.

 

 

 

3221-392/5- Bana Humeyd b. Mes'ade de tahdis etti, bize Halid -yani b. el-Haris- tahdis etti, bize Abdullah b. Avn, Nafi'den tahdis etti, o Abdullah b. Ömer'den rivayet ettiğine göre kendisi Kabe'ye kadar vardığı sırada Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bilal ve Üsame içeri girmiş, Osman b. Talha da kapıyı üzerlerine kapatmıştı. İçeride uzun bir süre kaldılar. Sonra kapı açıldı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışarı çıktı, ben de basamağa çıktım ve Beyt'in içine girdim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nerede namaz kıldı? dedim. Burada, dediler. (Abdullah b. Ömer) dedi ki: Fakat onlara kaç rekat namaz kıldığını sormayı unuttum.

 

 

AÇIKLAMA:          "Bana Humeyd b. Mes'ade de tahdis etti ... Kaç rekat namaz kıldığını sormayı unuttum." Bu rivayet burada bu şekildedir. Bu rivayetin zahirinden anlaşıldığına göre İbn Ömer, BilaI'e, Üsame'ye ve Osman'a hepsine sormuş olmaktadır. Kadı Iyaz dedi ki: Ama hadis ehli bu rivayetin (nisbeten) zayıf olduğunu söylemişlerdir. Darakutni dedi ki: Burada İbn Avn yanıimış, başkası ise ona muhalefet etmiş olup bunu sadece Bilal'den müsned olarak rivayet etmişlerdir.

 

Kadı Iyaz dedi ki: İşte Müslim'in diğer rivayet yollarında zikrettiği de budur: Bilal'e sordum şeklindedir. Şu kadar var ki Harmele'nin İbn Vehb'den rivayetine göre bana Bilal ve Osman b. Talha'nın haber verdiklerine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kabe'nin içinde namaz kıldı. Hadiste genel olarak bütün üstadlanmız nezdinde bu şekildedir. Bazı nüshalarda ise Osman b. Ebu Talha diye kaydedilmiştir ki bu da İbn Avn'ın rivayetini desteklemektedir. Ama meşhur olan bunu yalnızca Bilal'in rivayet ettiğidir. Allah en iyi bilendir.

 

 

 

 

3222-393/6- Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Leys tahdis etti (H.) Bize İbn Rumh da tahdis etti, bize Leys İbn Şihab'dan haber verdi, o Salim'den, o babasından şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Üsame b. Zeyd, Bilal ve Osman b. Talha ile birlikte Beyt'in içine girdi ve üzerlerine kapıyı kapattılar. Kapıyı açtıkları zaman içeri ilk giren kişi ben oldum. Bilal ile karşılaştım, ona: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için de namaz kıldı mı? dedim. O, evet, iki yemani direğin arasında namaz kıldı dedi. 

 

Diğer tahric: Buhari, 1598; Ayrıca 3217 numaralı hadisin kaynakları

 

 

 

3223-394/7- Bana Harmele b. Yahya da tahdis etti... Salim b. Abdillah babasının şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i Üsame b. Zeyd, Bilal ve Osman b. Talha ile birlikte Kabe'nin içine girdiklerini gördüm. Onlarla birlikte başka kimse girmemişti. Sonra Kabe(nin kapısı) üzerlerine kapatıldı.

 

Abdullah b. Ömer dedi ki: Bana Bilal yahut Osman b. Talha, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kabe'nin içinde iki Yemanı direğin arasında namaz kıldı, dedi. 

 

Diğer tahric: İbn Ömer'in rivayet ettiği hadisi yalnız Müslim rivayet etmiştir; Bilal'in rivayetinin kaynakları ise 3217 numaralı hadiste gösterilmiştir.

 

 

 

3224-395/8- Bize İshak b. İbrahim ve Abd b. Humeyd birlikte İbn Bekir'den tahdis etti. Abd dedi ki: Bize Muhammed b. Bekr haber verdi, bize İbn Cureyc haber verip dedi ki: Ata'ya sordum: İbn Abbas'ı şöyle derken dinledin mi? Size ancak tavaf etmeniz emredildi. İçine girmeniz emredilmedi. O şöyle dedi: İçine girmeyi hiç yasaklamadı ama ben onu şöyle derken dinlemiştim. Üsame b. Zeyd'in bana haber verdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Beyt'in içine girince her tarafında dua etti ama çıkıncaya kadar içinde namaz kılmadı. Dışarıya çıkınca Beyt'e doğru iki rekat namaz kıldı ve "kıble işte budur" buyurdu. Ben ona: Etrafları ne demek, köşelerinde mi dedim. O: "Hayır, Beyt'in kıble olan her bir tarafında" dedi.

 

 

Diğer tahric: Nesai, 2917

 

AÇIKLAMA:          "Dışarı çıkınca Beyt'e doğru iki rekat namaz kıldı ve: işte kıble budur dedi."

 

"Beyt'e doğru" ibaresinde "kubul: ..e doğru" lafzında kaf ve be harfleri ötrelidir. Bununla birlikte benzeri diğer kelimelerde olduğu gibi be harfinin sakin okunması da caizdir. Bu da senin karşında olan demektir. Onun karşısındaki anlamında olduğu da söylenmiştir. Sahihdeki bir rivayette de: "Kabe'nin yüzüne karşı iki rekat namaz kıldı" denilmektedir. İşte "kubul: .. e doğru" ile kastedilen budur. Yani Kabe'nin kapısının yanında namazı kıldı. "Beyt'e doğru rüku yaptı" ise namaz kıldı anlamındadır.

 

"İki rekat' ifadesi de Şafii'nin ve cumhurun gündüzün kılınan nafile namazların ikişer rekat kılınması sünnettir şeklindeki görüşlerinin lehine bir delildir. Ebu Hanife ise dört rekatın müstehap olduğunu söylemiştir. Mesele Namaz Kitabı'nda daha önce geçti.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "İşte kıble budur" buyruğu ile ilgili olarak Hattabı şunları söylemektedir: Yani kıble ile ilgili durum artık bu Beyt'e dönmek, istikbal etmek şeklinde kesinleşmiştir. Bugünden sonra nesh olmayacaktır. Ebediyyen bu Beyt'e doğru namaz kılınır. Yine Hattabı şunları söylemektedir: Onlara 'imamın nerede durmasının sünnet olduğunu öğrettiği ve imamın Kabe'nin köşelerinde veya yanlarında değil karşısında duracağını -namaz bütün cihetlerinde olsa dahi- öğretmek istemiş olma ihtimali de vardır. Hattabi'nin açıklamaları bunlardır. Bunun üçüncü bir anlama gelme ihtimali de vardır, o da şudur: İşte bu Kabe sizin dönmekle emrolunduğunuz mescid-i haramın kendisidir. Ne bütün harem bölgesi, ne Mekke, ne de Kabe'nin etrafındaki mescidin tamamıdır. Aksine sadece bizzat Kabe'nin kendisidir. Allah en iyi bilendir.

 

 

 

 

3225-396/9- Bize Şeyban b. Ferruh tahdis etti, bize Hemmam tahdis etti, bize Ata'nın İbn Abbas'dan tahdis ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kabe'nin içine girdiğinde içinde altı direk vardı. Her bir direğin yanında durup dua etti ve namaz kılmadı.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

3226-397110- Bana Süreye b. Yunus da tahdis etti, bana Huşeym tahdis etti, bize ismail b. Ebu Halid haber verip dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in arkadaşı Abdullah b. Ebu Evfa'ya: Umre yaptığı sırada Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Beyt'in içine girdi mi? dedim. O, hayır dedi. 

 

 

Diğer tahric: Buhari, 1600, 1791,4188,4255; Ebu Davud, 1902

 

AÇIKLAMA:          "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaptığı umrede Beyt'in içine girdi mi? dedim. O, hayır dedi." Bu, ilim adamlarının üzerinde ittifak ettiği hususlardan biridir. ilim adamları der ki: Bundan kasıt ise Mekke fethedilmeden önce Hicretin yedinci yılında yapılan kaza umresidir. ilim adamları der ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Beyt'in içine girmeyişinin sebebi o zaman Beyt'in içinde bulunan putlar ve suretlerdir. Müşrikler de onları değiştirmesine imkan vermezlerdi. Ama yüce Allah ona Mekke fethini nasip edince Beyt'in içine girip içinde namaz kıldı ve girmeden önce içindeki suretleri izale etti. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

69- KABE'NİN YIKILMASI VE BİNA EDİLMESİ BABI