SAHİH-İ MÜSLİM |
NİKAH |
12- BİR KADIN İLE
EVLENMEK İSTEYEN KİMSENİN O KADININ YÜZÜNE VE ELLERİNE BAKMASINI TEŞVİK
3470-74/1- Bize İbn Ebu
Ömer tahdis etti... Ebu Hureyre dedi ki: Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in huzurunda idim. Yanına bir adam
geldi ve ona Ensar’dan bir kadın ile evlendiğini
haber verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) O
adama: "Peki ona baktın mı?" buyurdu. Adam: Hayır deyince, Allah
Resulü: "Git ve ona bak. Çünkü Ensar
kadınlarının gözlerinde bir şey var" buyurdu.
Diğer tahric: Nesai, 3246, 3247, 6234
AÇIKLAMA: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Ensar'dan bir kadın ile evlenen adama: "Ona baktın
mı?" demesi üzerine adam: Hayır deyince, git ona bak, çünkü Ensar kadınlarının gözlerinde bir şey var" şeklindeki
hadiste rivayet bu şekilde "eşya" şeklindeki çoğullafzı
tekillafzı olan "şey" diye hemzeli olarak
kaydedilmiştir. Kastedilen ise gözlerin küçüklüğüdür. Bir çeşit mavilik
(morluk) olduğu da söylenmiştir.
Bu hadiste ise bunun
gibi bir hususu nasihat maksadıyla sözkonusu etmenin
caiz olduğuna delil vardır. Ayrıca bir kimsenin evlenmek istediği kadının
yüzüne bakmasının da müstehap olduğu hükmü
anlaşılmaktadır. Bizim, Malik'in, Ebu Hanife'nin,
diğer KMelilerin, Ahmed'in
ve ilim adamlarının büyük çoğunluğunun görüşü budur. Kadı Iyaz
ise bazı kimselerden bunun mekruh olduğu kanaatini nakletmekte ise de bu kanaat
hatadır ve bu hadisin açık ifadesine muhalif olduğu gibi alışveriş, şahirlik ve benzeri hallerde ihtiyaç sebebi ile bakmanın
caiz oluşu hususu üzerinde ümmetin kmasına da
aykırıdır. Diğer taraftan evlenecek olan kimseye sadece yüzüne ve ellerine
bakması mübah kılınmıştır. Çünkü yüz ve eller avret
değildir. Ayrıca yüz, güzelliğe ya da zıddı olan çirkinliğe delildir. Eller de
bedeni güzelliğin iyi olup olmadığına delildir. Bizim de çoğunluğun da mezhebi
(görüşü) budur. Evzai de: Et (kas) yerlerine bakar
derken, Davud: Onun bedeninin tamamına bakar
demiştir. Fakat bu sünnetin ve icma'nın esaslarını
bir kenara iten apaçık bir hatadır. Diğer taraftan hem bizim hem Malik ve Ahmed'in ve cumhurun görüşüne göre bakmanın cevazı için
kendisi ile evlenilecek olanın rızası şartı aranmaz. Aksine kişi onun farkında
olmadığı bir halde ve daha önce bunu ona bildirmeden de bakabilir. Fakat Malik:
Ben kadına farkında olmadığı bir zamanda onun avretini de görebilme korkusundan
ötürü mekruh görüyorum. Yine Malik'den gelen zayıf
bir rivayete göre onun izni olmadan ona bakamaz. Fakat bu zayıf bir görüştür.
Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bu hususta mutlak (kayıt ve şart koşmaksızın) izin vermiştir. Onun izninin
alınmasını da şart koşmamıştır. Diğer taraftan böyle bir izin alınmasından da
çoğunlukla haya edebilir. Ayrıca izin alınması belki onun gereksiz yere
kanmasına sebep olur. Bazı hallerde onu görmekle birlikte onu beğenmeyebilir,
ondan vazgeçebilir. Bu taktirde kırılır ve rahatsız olur. Bundan dolayı mezhep
alimlerimiz evlenmek isteyeni ona talib olmadan önce
ona bakması müstehaptır demiştir. Öyle ki ondan
hoşlanmayacak olursa onu rahatsız etmeden bırakır. Halbuki talib
olduktan sonra onu bırakacak olursa böyle olmaz. Allah en iyi bilendir.
Mezhep alimlerimiz der
ki: Eğer ona bakma imkanını bulamazsa güven diği bir
kadını ona bakmak ve gelip kendisine haber vermek üzere göndermesi müstehap olur. Bu ise az önce belirttiğimiz husus
dolayısıyla ona talib olmadan önce gerçekleştirilir.
3471-75/2- Bana Yahya b.
Main de tahdis etti, bize Mervan b. Muaviye el-Fezari tahdis etti, bize Yezid b. Keysan, Ebu Hazim'den tahdis
etti. o Ebu Hureyre'den
şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Ben Ensar'dan
bir kadın ile evlendim dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ona: "Peki ona baktın mı? Çünkü Ensar'ın gözlerinde bir şey var" buyurdu. Adam: Ben
ona baktım dedi. Allah Rasulü: "Sen onunla ne
kadar mehir ile evlendin." buyurdu. Adam: Dört ukiye ile deyince Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ona: "Dört ukiye
ha. Siz sanki gümüşü şu dağın kıyısından yontuyor gibisiniz. Bizde sana verecek
bir şeyler yok ama belki seni bir seriyye (askeri
birlik) ile birlikte göndeririz de sen de ondan bir şeyler elde edersin"
buyurdu. (Ebu Hureyre) dedi
ki: Sonra Abs oğulları üzerine bir seriyye gönderdi ve o adamı da aralarında gönderdi.
AÇIKLAMA: "Siz
sanki gümüşü şu dağın kıyısından yontuyor gibisiniz." Urd
(tercümede kıyı) ayn harfi ötreli re harfi sakindir.
Bu da yan ve taraf anlamındadır. Yontmak'tan kasıt
ise kabuk sayar gibi soyuyar ve kesiyorsunuz,
demektir. Bu sözün anlamına gelince: Kocanın durumuna nisbetle
mehrin yüksek tutulmasının mekruh olduğudur.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: