SAHİH-İ MÜSLİM |
NİKAH |
15- CAHŞ KIZI ZEYNEB'İN
EVLENMESİ, HİCAB EMRİNİN İNMESİ VE DÜĞÜN ZİYAFETİ (VELİME) NİN İSBATI BABI
3488-89/1- Bana Muhammed
b. Hatim b. Meymun da tahdis etti, bize Behz tahdis etti, (H.) Bana Muhammed b.
Rafi'de tahdis etti, bize Ebu Nadr Haşim b. Kasım tahdis etti, ikisi birlikte
dedi ki: Bize Süleyman b. elMuğire, Sabit'den tahdis etti, o Enes'den rivayet
etti, bu da Behz'in hadisidir. (Enes) dedi ki: Zeyneb (r adıyallahu anha)'nın
iddeti sona erince Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zeyd'e: "Ona
benden söz et" buyurdu. (Enes) dedi ki:
Bunun üzerine Zeyd
kalkıp onun yanına gitti. O sırada hamurunu mayalıyordu. (Zeyd) dedi ki: Onu
gördüğüm zaman kalbimde o kadar büyüdü ki artık Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ondan söz etti diye ona bakamaz oldum. Bunun için ona arkamı dönerek
gerisin geri gittim ve: Ey Zeyneb! Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
(beni) gönderip seni andı dedim. O: Ben istihare yapmadıkça bir şey yapmam
dedi. Bunun için kalkıp mescidine gitti. Kur'an ayeti de nazil oldu. Rasülullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip izin almaksızın onun yanına girdi. (Sabit)
dedi ki: (Enes) dedi ki: Gerçekten biz Rasülullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in gün(eş)in yükseldiği zamanda bize ekmek ve et yedirdiğini gördüm.
Yemekten sonra insanlar kalkıp gittikleri halde geriye bazı kimseler kalıp
konuşmaya daldılar. Rasülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışan çıktı. Ben
de arkasından gittim. Hanımlarının hücrelerini arka arkaya gezmeye ve onlara selam
vermeye başladı. Onlar da: Ey Allah'ın Resulü! Hanımını nasıl buldun
diyorlardı.
(Enes) dedi ki: Evde
olanların çıkıp gittiklerini ben mi ona haber verdim yoksa o mu bana haber
verdi bilemiyorum. Bunun üzerine kalkıp gitti ve eve girdi. Ben de onunla birlikte
girmek isterken benimle kendisi arasına perdeyi indirdi ve hicap emri nazil
oldu. (Enes) dedi ki: Ve o kimselere verilen öğütlerle öğüt verildi.
İbn Rafi' hadisi
rivayetinde şunları ekledi: "Peygamberin evlerine sizin için yemeğe izin
verilmeden girmeyin. Yemek vaktini de beklemeye kalkzşmayın ... Allah ise
haktan utanmaz" (Ahzab, 53) (buyruğu indi).
Diğer tahric: Nesai,
3251;
AÇIKLAMA: "Rasülullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zeyd'e: Ona benden söz et buyurdu."
Yani onu kendisinden
bana iste. Bu da bir kimsenin daha önce kocası olduğu bir kişiyi eğer bundan
tiksinmeyeceğini biliyorsa o kadını kendisine istemek için göndermesinde bir
sakınca olmadığına delildir. Nitekim Rasülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile Zeyd'in durumu bu idi.
"Onu görünce
kalbimde o kadar büyüdü ki ona Rasülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kendisini andı diye bakamaz oldum ... " Yani o Zeyneb'in heybetinden
etkilendi, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onunla evlenmek istediğinden
ötürü onu ta'zim etti, ona ta'zim etmek, saygı göstermek, onun heybetini görmek
hususlarında evlenmiş bulunduğu zevcelerine davrandığı şekilde davrandı.
"Rasülullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu andığı için" yani Allah Rasulünu
andığından dolayı ben böyle davrandım. "Arkamı döndüm." Halbuki ona
alışageldikleri üzere ona bakarak, ona talib olmak üzere gitmişti. Bu durum ise
hicap emrinin nüzulünden önce idi. Ama onu ta'zim etmesinin etkisi kendisini
kaplayınca geri çekildi ve sırtını ona dönerek -gayri ihtiyari ona bakmamak
için- ona RasülulIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adına talib oldu.
"Ben Rabbim'e
istihare yapmadıkça bir şey yapmam dedi, sonra mescidine kalktı." Yani
evinde namaz kıldığı yere çekildi. Buradan bir iş yapmak isteyen bir kimsenin
-o yapacağı işi hayırlı olduğu ister açıkça ortada olsun ister olmasın-
istihare namazı kılmasının müstehap olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca bu,
Buhari'nin Sahihi'nde yer alan Cabir (radıyallahu anh)'ın rivayet ettiği şu
hadise de uygundur. O dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bütün
işler hakkında istihare yapmayı bize öğretirdi. Şöyle buyururdu: "Biriniz
bir iş yapmak isteyince farzın dışında iki rekat namaz kılsın ... "
Muhtemelen kendisi Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hakkını gereği gibi
yerine getiremeyeceğinden korktuğu için istiharede bulunmuştu.
"Kur'an nazil oldu
ve Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip izin almaksızın yanına
girdi." Bununla yüce Allah'ın: "Nihayet Zeyd'in o kadın ile bir bağı
kalmayınca biz onu seninle evlendirdik. " (Ahzab, 37) buyruğunun indiğini
kastetmektedir. Bu sebeple Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izin
almadan yanına girdi. Çünkü yüce Allah bu ayet-i kerime ile kendisini, Zeyneb
(radıyallahu anha) ile evlendirmiş bulunduruyordu.
"Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in gün yükselince bize ekmek ve et yedirdiğini gördüm."
Burada "gün yükselince" ifadesi güneş yükselince demektir.
"Hanımlarının
odalarına arka arkaya uğrayıp onlara selam veriyordu."
Sonuna kadar hadisin
şerhi bundan önceki babta geçmiş bulunmaktadır.
3489-90/2- Bana Ebu
Rabi' ez-Zehranı, Ebu Kamil Fudayl b. Huseyn ve Kuteybe b. Said tahdis edip
dedi ki: Bize Hammad -ki o b. Zeyd'dir- Sabit'den tahdis etti, o Enes'den
rivayet etti -Ebu Kamil'in rivayetinde: Enes'i dinledim şeklindedir- dedi ki:
Ben RasuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın hanımlarından Zeyneb (r.anha)
dolayısıyla verdiği düğün ziyafeti gibi herhangi bir kadına -Ebu Kamil bir şeye
dedi- ziyafet verdiğini görmedim. Çünkü o bir koyun kesmişti.
Diğer tahric: Buhari,
5168, 5171; Ebu Davud, 3743; İbn Mace, 1908
3490-91/3- Bize Muhammed
b. Amr b. Abbad b. Cebele b. Ebu Davud ve Muhammed b. Beşşar tahdis edip dedi
ki: Bize Muhammed -ki o b. Cafer'dir- tahdis etti, bize Şu'be, Abdulaziz b.
Şuhayb'den şöyle dediğini tahdis etti: Enes b. Malik'i şöyle derken dinledim:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zeyneb dolayısıyla verdiği düğün
yemeğinden hanımlarından hiçbirisi için daha çok -ya da daha üstün- bir düğün
ziyafeti vermemiştir.
Bunun üzerine Sabit b. el-Bunani:
Düğün yemeğinde ne verdi? dedi, Enes: Onlara yemeği bırakıncaya kadar et ve
ekmek yedirdi, dedi.
Diğer tahric: Bunu
Yalnız Müslim rivayet etmiştir
AÇIKLAMA: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarından hiçbirisi için ... " bunun sebebinin
şanı yüce Allah'ın kendisini onunla veli ve şahitler ile değil de başkasından
farklı olarak vahiy ile evlendirmesi hususunda yüce Allah'ın nimetine şükretmek
olması ihtimali vardır. Bizim mezhep alimlerimize göre sahih ve meşhur olan
kanaate göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in velisiz ve şahitsiz nikahı
sahihtir. Çünkü onun hakkında ayrıca buna ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu husustab
görüş ayrılığı ise Zeyneb {r.anha)'dan başka zevceler: ile ilgilidir. Zeyneb
hakkında ise nass bulunmaktadır. Allah en iyi bilendir.
"Yemeği bırakıncaya
kadar onlara ekmek ve et yedirdi." Yani doyunca ve doydukları için yemeği
bırakıp el çekinceye kadar yedirdi demektir.
3491-92/4- Bize Yahya b.
Habib el-Harisi, Asım b. en-Nadr et-Teymi ve Muhammed b. Abdu'l-A'la tahdis
etti. Hepsi Mutemil'den -lafız İbn Habib'e ait olmak üzere- rivayet etti. Bize
Mutemil b. Süleyman tahdis edip dedi ki:
Ben babamı (şöyle
derken) dinledim: Bize Ebu Miclez, Enes b. Malik'den şöyle dediğini tahdis
etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cahş kızı Zeyneb ile evlendiği zaman
müslümanları çağırdı, onlar da yemek yediler. Sonra oturup konuşmaya daldılar.
(Enes) dedi ki: Ayağa kalkmak için hazırlanır gibi yaptı. Fakat onlar
kalkmadılar. Onların bu halini görünce kendisi kalktı. Kendisi kalkınca orada
bulunanlardan kalkanlar kalktı.
Asım ve İbn Abdu'l-A'la
hadisi rivayetlerinde şunu eklediler: (Enes devamla) dedi ki: Üç kişi oturmaya
devam etti. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) odaya girmek üzere geldiğinde
onlar hala oturuyorlardı. Sonra kalkıp gittiler. (Enes) dedi ki: Ben de gelip
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e onların gittiklerini haber verdim. Allah
Rasulü gelip içeri girdi. Ben de girmek için davrandım ama benimle kendisi
arasına hicabı (perdeyi) indirdi. (Enes) dedi ki: Aziz ve celil Allah da:
"Ey iman edenler! Peygamber'in evlerine sizin için yemeğe izin verilmeden
girmeyin. Yemek vaktini de beklemeye kalkışmayın", "Çünkü bu Allah'ın
yanında çok büyük bir iştir" (Ahzab, 53) buyruğunu indirdi.
Diğer tahric: Buhari,
4791, 6239, 6271
AÇIKLAMA: "Bize
Ebu Miclez tahdis etti." Micles isminde mim harfi kesreli, cim harfi
sakin, lam harfi fethalı, ondan sonraki harf de ze'dir. Mim harfinin fethalı
okunacağı (Mecles) de söylenmiş ise de meşhur olan birincisidir. Adı Lahik b.
Humeyd'dir. Denildiğine göre Buhari ve Müslim'in Sahih'lerinde isminin ilk iki
harfi lam ve elif olan başka kimse yoktur.
3492-93/5- Bana Amr
en-Nakid de tahdis etti, bize Yakub b. İbrahim b.
Sa'd tahdis etti, bize
babam Salih'den tahdis etti, İbn Şihab dedi ki: Enes b. Malik dedi ki: İnsanlar
arasında hicabı en iyi bilen benim. Çünkü Ubey b. Ka'b bana ona dair soru
soruyordu. Enes dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cahş kızı
Zeyneb ile zifafa girip damat olarak sabahı etmişti. Onunla Medine'de evlendi.
Günün yükselmesinden sonra insanları yemeğe davet etti. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) oturdu. Herkes kalkıp gittikten sonra onunla birlikte bazı
kimseler de oturmaya devam etti. Nihayet Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kalkıp yürüdü. Ben de onunla birlikte yürüdüm. Aişe (r.anha)'nın hücresine
vardı. Sonra onların çıktıklarını zannederek geri döndü. Ben de onunla beraber
geri döndüm. Onların yerlerinde oturmaya devam ettiklerini gördük. Geri döndü,
ben de ikinci defa onunla geri döndüm. Nihayet Aişe'nin hücresine varınca geri
döndü, ben de geri döndüm. Onlar da kalkıp gitmişlerdi. Benimle kendisi arasına
perdeyi indirdi, yüce Allah da hicap ayetini indirdi.
Diğer tahric: Buhari,
5466
3493-94/6- Bize Kuteybe
b. Said tahdis etti, bize Cafer -yani b, Süleyman-, el-Ca'd Ebu Osman'dan
tahdis etti, o Enes b. Malik'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) evlendi ve hanımı ile zifafa girdi. (Enes) dedi
ki: Annem Um Suleym bir hays yapmış ve onu bir çanağa koyarak: Ey Enes! Bunu
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e götür ve de ki:
Bunu sana annem
gönderdi. Onun sana selamı var. Ayrıca diyor ki: Elbetteki bu bizim sana az bir
ikramımızdır ey Allah'ın Resulü diyor. (Enes) dedi ki:
Ben de onu alıp
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e götürdüm ve: Annemin sana selamı var
ve bu şüphesiz bu bizim sana azıcık bir ikramımızdır ey Allah'ın Resulü diyor
dedim. Allah Resulü: "Onu bırak" buyurduktan sonra:
"Haydi git bana
filanı filanı ve filanı ve kiminle karşılaşırsan onu davet et" buyurdu ve
çeşitli kimselerin adını verdi. Ben de hem adını verdiği kimseleri hem de
kiminle karşılaştımsa onu davet ettim.
(el-Ca'd) dedi ki:
Enes'e: Kaç kişi idiler dedim. O yaklaşık üç yüz dedi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bana: "Ey Enes! O çanağı getir" buyurdu. Davetliler
içeriye girdiler. Öyleki suffe ve hücre tamamen doldu. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Her on kişi bir halka olsun ve herkes önünden
yesin" buyurdu. Hepsi doyasıya kadar yediler. Tamamı yeyinceye kadar bir
grup dışarı çıkarken diğeri içeri girdi. Bana: "Ey Enes kaldır"
buyurdu. Kaldırdığımda acaba ilk koyduğum sırada mı yemek daha çoktu yoksa
kaldırdığım zaman mı bilemiyorum. (Enes) devamla dedi ki: Davetlilerden çeşitli
gruplar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hanesinde oturup konuşmaya
daldılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de oturuyordu. Zevcesi ise
yüzünü duvara doğru çevirmişti. Onların bu hali Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'e ağır gelince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışarı çıkıp
hanımlarına selam verdi. Sonra geri döndü. Oturanlar ResuluIlah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in döndüğünü görünce kendilerinin bu hallerinin ona ağır
geldiğini düşündüler. Bu sebeple alelacele kapıya koşuştular ve hepsi dışarı
çıkıp gitti. ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de geldi ve nihayet
perdeyi indirip içeri girdi. Ben de odada oturuyordum. Kısa bir süre durmuştu
ki yanıma çıktı. Ve şu ayet-i kerime nazil oldu: ResuluIlah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) dışarı çıkıp bu buyrukları insanlara okudu: "Ey iman edenler!
Peygamberin evlerine sizin için yemeğe izin verilmeden girmeyin. Yemek vaktini
de beklemeye kalkışmayın. Fakat davet olunduğunuzda girin. Yemek yediniz mi
dağılın. Söze dalmak için beklemeyin. Çünkü bu peygamberi rahatsız etmekte ama
o sizden utanmaktadır ... " (Ahzab, 53) ayetini sonuna kadar okudu.
el-Ca'd dedi ki: Enes b. Malik dedi ki: Bu ayetleri herkesten önce ben
dinledim. Sonra da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hanımları hicap
(örtünüp perde arkasında bulunmak) emrini yerine getirdiler.
Diğer tahric: Buhari,
5163 muallak olarak; Tirmizi, 3218 -muhtasar-; Nesai, 3387 -muhtasa: olarak-
AÇIKLAMA: "Enes
dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evlendi ve zevcesi ile
gerdeğe girdi. Annem Um Suleym bir hays yapıp onu bir çanağa koydu ... Şüphesiz
bu ey Allah'ın Rasulü bizden sana az bir ikramdır diyor, dedi."
1. Hadisten
anlaşıldığına göre evlenen kimsenin arkadaşlarının onun vereceği düğün ziyafetine
yardım etmek üzere yemek göndermeleri müstehaptır. Bu husus bundan önceki babta
geçtiği gibi orada haysın ne olduğu da (3482 numaralı hadisin şerhinde)
açıklanmış idi.
2. Kendisine bu şekilde
gönderilen kişiden özür dilemek ve Um Suleym'in söylediği sözlere benzer sözler
söylemek bu bizden size az bir ikramdır demek uygundur.
3. Arkadaşa selam
göndermek -gönderenden daha faziletli olsa dahimüstehaptır. Ancak bu şekilde
selam göndermek gönderenin bulunduğu yerden uzak bulunması yahut da selam vermek
için bizzat huzuruna gidememek için mazeretinin bulunması halinde 9üzel olur.
Tevr (çanak) ise bir
kaptır. Bundan önce abdest babında buna dair açıklama geçmiş bulunmaktadır.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Git ve bana filanı filanı ve kiminle
karşıllaştıysan onları davet et" deyip bazı kimselerin isimlerini de
verdi. .. Yaklaşık üç yüz kişi dedi." Buradaki "zuha: yaklaşık"
lafzında ze harfi ötreli he harfi fethalı ve medli söylenir. Üç yüz kişiye
yakın, üç yüz kişi dolaylarında demektir.
4. Davet esnasında
davetçi gönderen kimsenin muayyen kimselere de isimleri söylenmeye n kimselere
de yemeğe gelip yemelerine izin vermesi caizdir. Karşılaştığın kimselerden
dilediğin kimseleri çağır demesi gibi.
Bu hadiste Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kitapta da açıkladığı gibi yemeği çoğaltmak
suretiyle açıkça görülen bir mucizesi vardır.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Ey Enes çanağı getir" buyruğunda "hati:
getir" lafzında te harfi kesrelidir. Bu "e'ti: ver" emrindeki tı
harfinin kesreli söylenişi gibi kesreli söylenir.
"Zevcesi ise yüzünü
duvara doğru dönmüştü" bu ibarede bütün nüshalarda "zevce"
kelimesi te iledir. Aslında bu az rastlanılan bir kullanımdır. Hadis-i şerifte
ve şiirde tekrarlanmış olmakla birlikte meşhur olan hazfedilmesidir.
3494-95/7 - Bana
Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer, Ebu
Osman'dan tahdis etti, o Enes'den şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Zeyneb ile evlendiğinde Um Suleym kendisine taştan bir çanak
içerisinde bir miktar hays hediye gönderdi. Enes dedi ki: Bunun üzerine Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Git ve müslümanlardan kiminle
karşılaşırsan onu benim adıma davet et" buyurdu. Ben de kiminle karşılaştıysam
onu, onun adına davet ettim. Davetliler onun huzuruna girip yemek yeyip çıkmaya
başladılar. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de elini yemeğin içine koyup
içine dua etmişti. Duasında da Allah'ın söylemesini dilediği şeyleri
söylemişti. Karşılaşıp da davet etmediğim kimseyi bırakmamıştım. Hepsi
doyuncaya kadar yediler ve çıkıp gittiler. Geriye onlardan birkaç kişi kaldı.
Onu üzecek kadar konuşmayı uzattıkça uzattılar. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) onlara bir şey söylemekten utandığı için onları evde bırakıp dışarı
çıktı. Bunun üzerine yüce Allah da: "Ey iman edenler! Peygamberin evlerine
sizin için yemeğe izin verilmeden girmeyin. Yemek vaktini de beklemeye
kalkışmayın. -Katade (tefsirinde) yemek zamanını kollamamak şartı ile dedi-
Fakat davet olunduğunuzda girin ... " buyruklarını: "Bu sizin
kalbiniz için de onların kalpleri için de daha temizdir" (Ahzab, 53)
buyruğuna varıncaya kadar okudu.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
16- BİR DAVETE
ÇAĞIRANIN DAVETİNE GİTMENİN EMRİ BABI