|
|
Himyer
hükümdarlarının hakimiyetleri döneminde, Himyer ve diğer kabilelerden ileri
gelen kişilerin oğulları da onların hizmetlerinde görev alırlardı. Hassan bin
Tubban'ın hizmetinde bulunanlardan birisi Kinde'nin ulularından Amr bin Hucr
el-Kindi idi. Amr bin Tubban kardeşi Hassan bin Tubban'ı öldürdükten sonra Amr
bin Hucr'a karşı bir iyilik gösterisi yaparak kardeşi Hassan'ın kızını onunla
evlendirmişti. Halbuki hiçbir Arap bu aileden evlenmeğe rağbet göstermemişti.
Nihayet bu evlilikten Amr bin Hucr'un Haris adında bir oğlu dünyaya geldi. Amr
bin Tübban'dan sonra yerine Abd Külal bin Müsevvib hükümdar oldu. Himyerliler,
Amr bin Tübban'ın oğulları küçük olduğu için onu hükümdarlığa getirmişlerdi.
Halbuki Amr bin Tubban'ın kardeşi Hassan bin Tubban'ın oğlu Tübban hükümdar
olabilecek bir yaşta idi, fakat ne var ki hükümdarlık sırası gelmezden önce
cinler aklını almış, bu sebeple de hükümdarlığın başkalarının eline geçmesinden
endişelenen Abd Külal, hükümdarlığa geçmişti. Abd Külal ise ilk Hıristiyanlık
dinini kabul etmiş bir kişiydi, fakat dinini halktan gizliyordu. Nihayet
Hassan'ın oğlu Tübban cinlerin elinden kurtulup eski haline gelince, Yemen'e
hakim oldu. Tübban astroloji ile meşgulolduğundan kendisinden önce meydana
gelen ve sonra meydana gelecek olan hadiseleri çok iyi biliyordu. Onun Yemen'e
hakim olması Himyerlileri çok korkutmuştu. Bu sebeple Tubba kız kardeşinin
oğlunu, yani yeğeni Haris bin Amr bin Hucr'u büyük bir orduyla birlikte Hire'ye
gönderdi. Haris bin Amr önce eş-Şakika adındaki kadının torunu Nu'man bin
İmruü'lKays'ın üzerine yürüdü ve onunla savaşa tutuştu. Neticede Nu'man'ı ve
ailesinden bir kısım kişileri öldürdü. Ancak büyük Nu'man'ın oğlu Münzir ile
Nemir bin Kasıtoğulları evladından olan annesi Ma'ussema ölümden kurtuldu.
Böylece hükümdarlık Nu'man hanedanının elinden çıkıp Haris bin Amr elKindi'ye
geçti ve onların sahip oldukları yerlere, bu defa Haris bin Amr sahip ve hakim
oldu. Bu, bazı tarihçilerin ileri sürdüğü bir görüştür.
İbn
el-Kelbi bu hususta şunları söylüyor: "Nu'man'dan sonra yerine oğlu Münzir
bin Nu'man bin Münzir bin Nu'man geçti ve kırk dört yıl hüküm sürdü. Onun bu
kırk dört yılının sekizi Behram-Gur'un döneminde, on sekiz yılı Yezdecird bin
Behram'ın zamanında, on yedi yılı da Firuz bin Yezdecird'in döneminde geçti.
Münzir'den sonra yerine oğlu Esved bin Münzir geçti ve yirmi yıl hüküm sürdü.
Bu müddetin on yılı Firuz bin Yezdecird'in döneminde, dört yılı Belaş bin
Firuz'un zamanında, altı yılı ise Kubad bin Firuz'un döneminde geçti."
Görüldüğü
üzere burada Ebu Ca'fer et-Taberi, Haris bin Amr'ın Nu'man bin İmruü'l-Kays'ı
öldürdüğünü, ülkesini elinden alıp Nu'man ailesinin hükümranlığına son
verdiğini zikrediyor. Daha önce, yukarıda, askeri destek sağlayarak
Behram-Gur'u Fars (İran) tahtına getiren kişinin Münzir bin Nu'man veya
en-Nu'man olduğunu zikretmişti. Sonra ise, bu Nu'man'ın soyundan gelen Hire
hükümdarlarını başından sonuna kadar sırayla zikrediyor; fakat araya giren
Haris bin Amr ile onların hükümdarlık sıralarını kesintiye uğratmıyor. Ebu
Ca'fer'in bunu böyle zikretmesi, Araplara ait tarihi bilgilerin doğru
zaptedilmemesinden ve kendilerine ulaşan bu bilgileri tahkik etmeksizin
aktarmasından ileri gelmektedir.
Bu
hususta daha başka rivayetler de vardır. İleride Eyyamü'l-Arap bahsinde Hucr
bin Amr'ın İmruü'l-Kays'ın babasını nasıl öldürdüğünden bahsederken bu hususa
temas edeceğiz.
Doğru
olan şudur: Kinde hükümdarlarından Amr ve Haris Araplar üzerinde hakim durumda
idiler. Münzirler sülalesinden ve Lahmilerden olan Hire hükümdarları ise, Kubad'ın
Fars hükümdarlığını ele geçirmesinden sonra onları Hire'den uzaklaştırıp
yerlerine Haris bin Amr el-Kindi'yi tayin edinceye kadar varlıklarını Hire'de
sürdürmüşlerdi. İleride de zikredeceğimiz üzere, Enuşirvan Hire'yi tekrar
Lahmilere iade etti.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
BELAŞ BİN FİRUZ
BİN YEZDECİRD'İN HÜKÜMDARLIĞI