İBNÜ’L-ESİR el-Kamil fi’t-Tarih |
|
MERC RAHİT VAK'ASI VE
NU'MAN BİN BEŞİR İLE DAHHAK'IN ÖLDÜRÜLMESİ
HİCRİ
64.YIL
Daha
sonra Mervan bey'at aldı ve Cabiye' deki Merc Rahit üzerine yürüdü. Orada beraberinde
bin atlı ile birlikte Dahhak bin Kays bulunuyordu. Dahhak Hıms Valisi Nu'man
bin Beşir'den yardım istemiş, O da kendisine Şurahbil bin Zü'l-Kela'ı
göndermişti. Dahhak aynı şekilde Kınnesrın Valisi Züfer bin Haris'den de yardım
istemiş, O da kendisine Kınnesrin halkından askerler göndererek yardımcı
olmuştu. Nafi de kendisine Filistinlilerden asker göndermek suretiyle yardımda
bulunmuştu. Bütün bu yardım kuvvetleri Dahhak'ın yanında toplanırken, diğer
taraftan Mervan'ın yanında da Kelb, Gassan, Sekasik, ve Sekun kabileleri
toplanmıştı. Mervan sağ kanadının başında Amr bin Said'i, sol kanadının başında
da Ubeydullah bin Ziyad'ı komutan yapmıştı. Gassanlı Yezid bin Ebi'l-Gams
Dimaşk'da saklanmış olduğundan Cabiye'de bulunmamıştı. Yezid Dimaşk'ı ele geçirmiş,
Dimaşk'taki Dahhak bin Kays'ın amilini çıkartmış, hazineleri ve Bey tülmal'i
eline geçirerek Mervan'a bey'at etmiş, O'na mal, asker ve silah yardımında,
bulunmuştu. Böylece bu Ümmeyyeoğulları'nın ilk başarısı olmuştu.
Mervan
ile Dahhak Merc Rahit'te yirmi gün süreyle çarpıştılar. Aralarında çok şiddetli
çarpışmalar oldu. Sonunda Dahhak Dihye bin Abdullah tarafından öldürüldü.
O'nunla birlikte Şam bölgesinin eşrafından seksen kişi daha öldürüldü. Ayrıca
Şam halkından da çok sayıda kişi öldürüldü. Kays Kabilesi'nden de hiç bir yerde
benzeri görülmemiş sayıda insan öldürüldü. Bunlar arasında kavminin önderi olan
ve Dahhak ile beraber bulunup Kelbli Vazi' bin Zuale tarafından öldürülen
Numeyrli Hani bin Kabisa da bulunuyordu. Hani yaralanınca şu beyitleri okudu:
''Kahrolasıca
adam, ölümü kaçmağa yeğ tutan Bir yiğidin işini bitir, Can çekişir bırakma
beni; Çünkü senin gibi aşağılıkların okuna sabrederim, ben.''
Bunun
üzerine Vazi' bir daha geri dönüp O'nu öldürdü.
Bu
vak'a 65. yılın Muharrem ayında olmuştur. (6 Ağustos - Eylül 684 M.) Onun 64.
yılın sonlarında olduğu da söylenmiştir.
Mervan,
Dahhak'ın başını görünce bu durumdan memnun olmamış ve şunları söylemişti:
"Yaşımın ilerlediği, gücümün zayıfladığı, kalan ömrümÜll süresinin eşeğin
susadığı kısa süreye denk bulunduğu şu anda ben askeri birliklerimle geliyorum
ve insanları birbirlerine kırdırıyorum."
Merc'
de yenilenler bozguna uğrayıp kaçarak kendi ordularına katıldılar.
Hıms'dan
gelmiş olanlar Nu'man bin Beşir'in başkanlığında Hıms'a geri döndüler. Nu'man
durumu haber alınca beraberinde hanımı Umare'nin kızı Kelbli Naile olduğu
halde, eşyaları ve çocuklarıyla birlikte kaçtı. Gece boyunca ne yapacağını
şaşırdı. Sabah olunca Hımslılar O'nu aramaya başladı. O'nu aramaya koyulan kişi
Kelbli Amr bin el-Celi olmuştu. Amr, Nu'man'ı bulup öldürdü, ailesini de başı
ile birlikte geri getirdi. Hımslılardan Kelb Kabilesi geldiklerinde Naile'yi ve
çocuklarını alıp götürdüler.
Züfer
bin Haris el-Külabi Kınnesrı'nde bozgun haberini alınca oradan kaçıp,
Karkisiya'ya sığındı. Karkisiya'da vali olarak Yezid tarafından vaktiyle tayin
edilmiş bulunan Zıyad el-Hareşı bulunuyor idi. Züfer, Ziyad'dan hamama girmeyi
istedi ve hamamdan çıkar çıkmaz Karkisiya'da kalmayacağına dair talak vererek
yemin etti. Ziyad da O'nun bu şartla girmesine izin verdi. Fakat Züfer
Karkisiya'ya girince orayı ele geçirdi ve kendisini himayeye aldı. Hamama da
girmedi. Kayslılar gelip O'nun etrafında toplandı.
Diğer
taraftan Cüzamlı Natil bin Kays Filistin'den kaçarak Mekke'de İbn ez-Zübeyr'in
yanına gitti. Mervan da O'ndan sonra Filistin üzerine Ravh bin Zimba'ı vali
olarak tayin etti. Az bir zaman içinde Şam tam olarak Mervan'ın eline geçti ve
Şam'ın çeşitli bölgelerine Merva'ın valilerini tayin etti.
Denildiğine
göre, Ubeydullah bin Ziyad, Ümeyyeoğulları'nın yanına kendileri Tedmür'de
bulundukları sırada vardı. O vakit Mervan bey'at etmek üzere İbn ez-Zübeyr'in
yanına gitmeyi düşünüyor, ayrıca Ümeyyeoğulları için de bu vesile ile eman
almak istiyordu. Ancak Ubeydullah Mervan'ı böyle bir iş yapmaktan vazgeçirdi ve
O'na Tedmür halkını yanına alarak Dahhak'ın üzerine gidip O'nunla çarpışmasını
söyledi. Amr bin Said de Ubeydullah'ın görüşünü uygun görüp Halid bin Yezid'in
halkın gözünden düşmesi için annesi ile evlenmesini Mervan'a teklif etti. Bunun
üzerine Mervan, Halid'in annesi olan Ebu Haşim bin Utbe'nin kızı olan Fahite
ile evlendi. Daha sonra Ümeyyeoğulları bir araya gelerek Mervan'a bey'at etti.
Arkasından Tedmür halkı da O'na bey'at etti. Mervan büyük bir kalabalık ile
birlikte Dahhak'ın üzerine yürüdü. Dahhak O'nun karşısına çıktı ve
birbirleriyle çarpışmaya başladılar. Sonunda Dahhak ve beraberindekiler bozguna
uğradılar ve Dahhak da öldürüldü.
Züfer
bin Haris Karkisiya'ya gitmiş ve Karkisiyalılar O'nun etrafında toplanmıştı.
Züfer'İn Karkisiya'ya kaçıp gitmesi sırasında Süleymoğulları'ndan iki genç de
O'nunla beraber idi. Mervan'ın atlıları gelerek onları aradılar. Bu iki genç
Züfer'e: "Sen kendini kurtarmağa bak, bizler varsın öldürülelim." dediler.
Bunun üzerine Züfer onları bırakıp gitti ve bu iki genç de öldürüldü. Bu olay
ile ilgili olarak Züfer şu şiiri söyledi:
''Kahrolasın,
bana silahımı göster! Bakıyorum ki savaş uzayıp gidiyor. Haber aldığıma göre
Mervan Ya kanımı dökecek, ya dilimi kesecek. Biz onlara karşı surları
yükseltirsek Yaşarız, ya da kaçıp kurtulabiliriz. Beni görmezseniz gafil
sanmayın, Gelince de gördüğünüz için sevinmeyin. Ben ekini çöplüğe diktim,
Yaprakları altından şerler görünüyor. Biz giderken yerde çer çöp kalmıyor,
Ruhun arzularıysa olduğu gibi kalıyor. Yemin ederim Rahit Vak'ası Hassan 'da
apaçık bir yara bıraktı. Bundan önceki musibette Kaçıp arkadaşlarımı bıraktığım
görülmedi. Akşam olunca seslenip çağırdım da, İnsanların tümü aleyhimeydi,
yoktu kimse lehime. Ben bir defacık kötülük yapınca Tüm günlerimi ve
iyiliklerimi alıp gidecek mi? Barış yok, atlar yorgun düşünceye Ve kadınlarım
Kelbinkilerden intikam alıncaya kadar. Ah keşke ben hücum edebilsem
Tenuh'a
ve Tayy'ın iki koluna.''
Buna
cevap olarak Cevvaz bin Ka'tal şunları söyledi:
''Yemin
ederim ki Rahit Vak'ası Züfer'e hastalıktan acı geldi. Tabipleri aciz bırakan
bu hastalık Kaburga kemikleri ile barsaklarında yer etti. Ağlaştı Süleym ile
Amir 'den ölenlere, Ve de Zübyan 'dan; ağlatıyordu ağlaşması. Önce silahını
istedi, fakat geri döndü Kesici uzun boylu kılıçları görünce. Bu kılıçlar aslan
gibi yiğitlerin elinde, Çekiliyordu karşıdaki düşmana.''
Kelbli
Amr bin el-Celi de şu beyitlerin yer aldığı bir şiir söyledi:
''Kayslı
Züfer, kavmi öldürülünce Yaşları kuruyuncaya kadar, uzun uzun ağladı. Rahit te
ölenlere ağlatıyor, O'na cevap verenler ise mezar kuşları ile puhular ancak.
Rahit 'te Kayslıları çiğnedik, Darmadağın kaçıştılar, ortada kaldı kadınları.
Bol bol ağlatıyor onları yaşları aka aka, Nizar'ın yardıma gelmesi ümidiyle.
Kederle öl, ya da zelil olarak yaşa, Kederleri asla yatışmayan hasret dolu bir
ruhla.''
*
* *
Yezid
bin Ebll-Gans, İslam'dan irtidat etmiş ve Cebele bin Eyhem ile birlikte
Bizanslılara sığınmış, bilahare tekrar Müslüman olmuş, Muaviye tarafında
Sıffin'e katılmış ve Abdülmelik bin Mervan dönemine kadar hayatta kalmıştır.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA