İBNÜ’L-ESİR el-Kamil fi’t-Tarih

3. CİLT

 

AMR BİN SA'AD İLE Hz. HÜSEYİN'İN KATLİNE KATILAN DİĞER KİŞİLERİN ÖLDÜRÜLMELERİ

 

HİCRİ 66.YIL

 

Daha sonra Muhtar bir gün arkadaşlarına şöyle dedi: "Yarın ben ayakları büyük, gözleri içeri girmiş, kaşları gür bir kimseyi öldüreceğim. Onu öldürmek müminleri de mukarreb melekleri de sevindirecektir." Heysem bin Esved en-Nehai de O'nun yanında bulunuyordu. Muhtar'ın bu sözleriyle Amr bin Sa'ad'ı kast ettiğini anladı. Evine döne-rek oğlu Uryan'ı Amr'ın yanına gönderdi ve O'na durumu bildirdi. Hey-sem'in oğlu durumu Amr'a bildirince şöyle dedi: "Hay Allah babanın iyiliğini versin, bu adam bu kadar söz ve bu kadar teminat verdikten sonra beni nasıl öldürebilir?"

 

Abdullah bin Ca'de bin Hubeyre, Hz. Ali'ye olan yakınlığı dolayısıyla Muhtar'ın yanında en değerli bir kimse idi. Amr bin Sa'ad, Abdullah ile konuşmuş ve kendisine Muhtar'dan eman almasını istemişti. Abdullah Amr'ın bu isteğini yerine getirmiş, Muhtar da O'na bir eman yazıp vermiş ve emanında hadeste bulunmamasını şart koşmuştu. Muhtar buradaki ''hades'' kelimesiyle tuvalete girmemesini kast etmişti. Durumu haber alan Amr bin Sa'ad. Uryan'ın dönüşünden sonra evinden çıkıp hamama gitti. Kendisinin bir azatlısına durumu ve daha önce almış olduğu emanı bildirince, azatlı kölesi O'na şu cevabı verdi: "Senin şu yaptığından daha büyük bir hades olabilir mi? Çünkü sen aileni ve eşyanı orada bırakıp buraya gelmiş bulunuyorsun. Haydi, git ve aleyhinde delil olabilecek bir şey bırakma." Bunun üzerine Amr geri döndü ve Muhtar'a Amr'ın gidişi haber verilince şöyle dedi: "Hayır, O'nun boynunda kendisini geri çevirecek bir zincir vardır." Sabah olunca Muhtar Amr'ın yanına Ebu Amre'yi gönderdi. Ebu Amre yanına gitti ve O'na: "Emir seni çağırıyor." dedi. Amr ayağa kalkınca cübbesi ayağına takıldı, Ebu Amre de elindeki kılıcı indirdi, O'nu öldürdü ve kafasını alıp Muhtar'ın huzuruna getirdi. Muhtar orada oturmakta olan Amr'ın oğlu Hafs'a: "Bunun kim olduğunu biliyor musun?" diye sorunca Hafs: "Evet biliyorum. Ondan sonra hayatta kalmanın da bir faydası yoktur." dedi ve Hafs da öldürüldü. Bunun üzerine Muhtar şöyle dedi: "İşte bu Hüseyin'e karşılık, bu da Hüseyin'in oğlu Ali'ye karşılık; fakat kesinlikle aralarında eşitlik yoktur. Allah'a yemin ederim, ben Kureyş'in dörtte birini öldürecek olsam bile bunlar O'nun bir parmak ucunun değerinde bile olamazlar."

 

Muhtar'ın Amr bin Sa'ad'ı öldürmek için harekete geçmesinin sebebi şu olmuştu: Yezid bin Şerahil el-Ensari, Muhammed bin el-Hanefiyye'nin yanına gitmişti: Karşılıklı olarak konuşmuşlar, sonra Muhtar'dan söz açılmıştı. İbnu'lHanefiyye şöyle demişti: "O kendisinin bizim şiamız olduğunu ileri sürüyor, fakat Hüseyin'in katilleri O'nun yanında koltuklar üzerinde oturup O'nunla konuşuyorlar. "

 

Yezid geri dönünce durumu Muhtar'a bildirmiş, bunun üzerine o da Amr bin Sa'ad'ı öldürerek hem O'nun, hem de oğlunun kafasını İbnu'l-Hanefiyye'ye gönderip, ayrıca ele geçirebildiklerini öldürdüğünü, Hz. Hüseyin'in ölümünde hazır bulunan diğerlerini de takip etmeğe devam ettiğini yazmıştı.

 

Abdullah bin Şerik şöyle der:

 

"Ben işaretli elbise giyen ve üzerlerinde siyah cübbeler bulunan kişilere yetiştim. Bunlar yanlarından Amr bin Sa'ad geçtiği zaman ''İşte bu Hüseyin'in katilidir.'' diyorlardı."

Abdullah'ın sözünü ettiği bu durum, Muhtar'ın Amr'ı öldürmesinden öncedir.

 

İbn Sirin de şöyle der:

 

"Ali, Amr bin Sa'ad'e şöyle demişti: "Ben sana bir gün gelip cennet ile cehennemden birisini seçmek üzere muhayyer bırakılacağını ve senin buna rağmen cehennemi seçeceğini söylesem ne dersin?"

 

Daha sonra Muhtar, Taylı Hakim bin Tufayl'e haber gönderip çağırttı.

 

Hakim Abbas bin Ali'nin üzerindeki eşyaları almış ve Hz. Hüseyin'e de bir ok atmıştı. Hakim şöyle derdi: "Benim okum pantolonuna takıldı, fakat O'na herhangi bir zarar vermedi." Muhtar'ın gönderdiği kişiler gelip Hakim'i aldılar, götürdüler. Hakim'in ailesi Adiy bin Hatim'in yanına gittiler ve onun kurtarılması için iltimasta bulunmasını istediler. Adiy bu konuda onlara başvurunca onların: "Bu Muhtar'ın bileceği bir iştir." demesi üzerine Muhtar'ın yanına gitti. Muhtar Sebi' Tepesi gününde eline geçirmiş olduğu ve Adiy'in kavmine mensup olan kimseler hakkında O'nun iltimasını kabul etmişti. Adiy'in gelişini gören şiaya mensup kişiler: "Bizler Muhtar'ın Hakim hakkındaki iltimasını kabul edeceğinden korkuyoruz." deyip aynen Hüseyin'i oklaması gibi Hakim'i ok yağmuruna tuttular. Hakim, isabet eden oklarla adeta bir kirpiyi andırıyordu. Adiy bin Hatim, Muhtar'ın yanına girince Muhtar O'nu yanına oturttu ve Hakim hakkındaki iltimasını kabul etti. Ayrıca Adiy'e şunu sordu: "Peki, sen Hüseyin'in katilleri hakkında iltimas edilmesini helal kabul edebilir misin?" Adiy: "Bu konuda Hakim'e iftira ediliyor." diye cevap verince de Muhtar: "O zaman biz de O'nu sana bırakırız." dedi.

Bu sırada İbn Kamil Muhtar'ın yanına girip, Hakim'in öldürülüşünü haber vermiş, Muhtar: "Niye bu işte böyle acele ettiniz, neden O'nu yanıma getirmediniz?" demiş, fakat gerçekte öldürülmesine sevinmişti. İbn Kamil, Muhtar'ın sorusuna: "Şialar erken davrandı ve beni etkisiz bıraktı." diye cevap verdi. Buna karşılık Adiy, İbn Kamil'e şöyle dedi: "Hayır, yalan söyledin, senden daha hayırlı olan kimsenin benim iltimasımı kabul edeceğini zannettin ve elini çabuk tutup onu öldürdün." İbn Kamil Adiy'e hakaret etmeye başlayınca Muhtar O'nu bundan alıkoydu.

 

Muhtar, Hz. Hüseyin'in oğlu Ali'nin katili olan Abdu'l-Kayslı Murre bin Munkiz'in de peşinden adamlar gönderdi. Murre yiğit bir kişi idi. Evinin etrafını çevirdiler, elinde mızrağı ile birlikte atının sırtında dışarı çıktı, onlarla çarpışmağa başladı. Eline bir darbe indirildi, fakat yine de onlardan kaçıp kurtuldu. Mus'ab bin ez-Zübeyr'in yanına vardı, ondan sonra da eli felç oldu.

 

Muhtar, Zeyd bin Rukad el-Cunubi'nin yakalanması için de adam gönderdi. Zeyd şöyle derdi: "Onlardan elini alnına koymuş bir yiğide bir ok attım. Eliyle gelen oklardan korunmak istiyordu. Attığım bu okla eli alnına yapıştı. Hiç bir şekilde elini almndan çekip kurtaramadı. İşte bu yiğit, Müslim bin Akil'in oğlu Abdullah'tı. Ben O'na bu oku attığım zaman şöyle dua etti: ''Allah'ım onlar bizi yerimizden indirdiler ve zelil ettiler. Onlar bizi nasıl öldürdülerse sen de onları öldür.''" daha sonra Zeyd bir gence bir başka ok atmıştı, bununla ilgili olarak da şöyle derdi: "Yanına vardığımda bu genç ölmüştü, onu öldüren ve saplanmış bulunan okumu çekip çıkardım. Abdullah'ın alnındaki okumu da çekmeğe uğraştım, fakat okun sap kısmını almama rağmen ucu alnında kaldı. "

 

İşte bu Zeyd'e Muhtar'ın adamları gelince elinde kılıçla onların karşısına çıktı. İbn Kamil, Muhtar'ın adamlarına şu talimatı verdi: "O'na mızrak vurmayınız, kılıçla da vurmayınız, ok ve taş atınız." Muhtar'ın adamları da aynı şeyi yaptılar, yere düştü ve diri diri yaktılar.

 

Muhtar Hz. Hüseyin'i öldürdüğünü iddia eden Sinan bin Enes'in peşinden adam göndermiş, Basra'ya kaçmış olduğunu görünce evini yıktırmıştı.

 

Abdullah bin Ukbe el-Ganevi'nin de peşinden adam göndermiş, ancak Cezire'ye kaçmış olduğunu görünce O'nun da evini yıktırmıştı. Abdullah genç bir çocuk öldürmüştü. Adı Harmele bin Katin olan Esedoğulları'na mensup başka birisinin peşinden de yakalatmak amacıyla adam göndermiştİ. Bu adam Hz. Hüseyin'in ailesinden bir kişiyi öldürmüştü, fakat bunu da bulamamışlardı.

 

Muhtar aynı zamanda adı Abdullah bin Urve olan Hasamlı bir adamın yakalanması için de adam göndermişti. Hasamlı bu kişi şöyle derdi: "Ben onlara tam on iki ok attım." Ancak bu adamı yakalayamamışlardı, o da Mus'ab bin ez-Zübeyr'in yanına gitmişti. Bunun üzerine evini yıkmışlardı.

 

Diğer taraftan Sudalı Amr bin Subayh'ı yakalatmak istemişti. Amr şöyle diyordu: "Ben onlara mızrak salladım, yaraladım; fakat hiç kimseyi öldürmedim. " Amr geceleyin Muhtar'ın yanına getirildi. Mızraklarla vurulmasını emredince ölünceye kadar mızraklandı.

 

Muhammed bin Eş'as'ın peşinden de adam gönderdi. Muhammed, Kadisiyye yakınlarında bir köyde bulunuyordu. O'nu aramışlar, fakat bulamamışlardı; çünkü O da Mus'ab'ın yanına kaçmış bulunuyordu. Muhtar, evini yıktırmış, evinin kerpiç ve harcıyla Ziyad'ın daha önce yıktırmış olduğu Kindeli Hucr bin Adiy'in evini yaptırmıştı.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

MÜSENNA EL-ABDİ'NİN BASRA'DA MUHTAR'A BEY'ATİ