İBNÜ’L-ESİR el-Kamil fi’t-Tarih |
|
AMR BİN SA'AD İLE Hz.
HÜSEYİN'İN KATLİNE KATILAN DİĞER KİŞİLERİN ÖLDÜRÜLMELERİ
HİCRİ
66.YIL
Daha
sonra Muhtar bir gün arkadaşlarına şöyle dedi: "Yarın ben ayakları büyük,
gözleri içeri girmiş, kaşları gür bir kimseyi öldüreceğim. Onu öldürmek
müminleri de mukarreb melekleri de sevindirecektir." Heysem bin Esved
en-Nehai de O'nun yanında bulunuyordu. Muhtar'ın bu sözleriyle Amr bin Sa'ad'ı
kast ettiğini anladı. Evine döne-rek oğlu Uryan'ı Amr'ın yanına gönderdi ve
O'na durumu bildirdi. Hey-sem'in oğlu durumu Amr'a bildirince şöyle dedi:
"Hay Allah babanın iyiliğini versin, bu adam bu kadar söz ve bu kadar
teminat verdikten sonra beni nasıl öldürebilir?"
Abdullah
bin Ca'de bin Hubeyre, Hz. Ali'ye olan yakınlığı dolayısıyla Muhtar'ın yanında
en değerli bir kimse idi. Amr bin Sa'ad, Abdullah ile konuşmuş ve kendisine
Muhtar'dan eman almasını istemişti. Abdullah Amr'ın bu isteğini yerine
getirmiş, Muhtar da O'na bir eman yazıp vermiş ve emanında hadeste
bulunmamasını şart koşmuştu. Muhtar buradaki ''hades'' kelimesiyle tuvalete
girmemesini kast etmişti. Durumu haber alan Amr bin Sa'ad. Uryan'ın dönüşünden
sonra evinden çıkıp hamama gitti. Kendisinin bir azatlısına durumu ve daha önce
almış olduğu emanı bildirince, azatlı kölesi O'na şu cevabı verdi: "Senin
şu yaptığından daha büyük bir hades olabilir mi? Çünkü sen aileni ve eşyanı
orada bırakıp buraya gelmiş bulunuyorsun. Haydi, git ve aleyhinde delil olabilecek
bir şey bırakma." Bunun üzerine Amr geri döndü ve Muhtar'a Amr'ın gidişi
haber verilince şöyle dedi: "Hayır, O'nun boynunda kendisini geri
çevirecek bir zincir vardır." Sabah olunca Muhtar Amr'ın yanına Ebu
Amre'yi gönderdi. Ebu Amre yanına gitti ve O'na: "Emir seni
çağırıyor." dedi. Amr ayağa kalkınca cübbesi ayağına takıldı, Ebu Amre de
elindeki kılıcı indirdi, O'nu öldürdü ve kafasını alıp Muhtar'ın huzuruna
getirdi. Muhtar orada oturmakta olan Amr'ın oğlu Hafs'a: "Bunun kim olduğunu
biliyor musun?" diye sorunca Hafs: "Evet biliyorum. Ondan sonra
hayatta kalmanın da bir faydası yoktur." dedi ve Hafs da öldürüldü. Bunun
üzerine Muhtar şöyle dedi: "İşte bu Hüseyin'e karşılık, bu da Hüseyin'in
oğlu Ali'ye karşılık; fakat kesinlikle aralarında eşitlik yoktur. Allah'a yemin
ederim, ben Kureyş'in dörtte birini öldürecek olsam bile bunlar O'nun bir
parmak ucunun değerinde bile olamazlar."
Muhtar'ın
Amr bin Sa'ad'ı öldürmek için harekete geçmesinin sebebi şu olmuştu: Yezid bin Şerahil
el-Ensari, Muhammed bin el-Hanefiyye'nin yanına gitmişti: Karşılıklı olarak
konuşmuşlar, sonra Muhtar'dan söz açılmıştı. İbnu'lHanefiyye şöyle demişti:
"O kendisinin bizim şiamız olduğunu ileri sürüyor, fakat Hüseyin'in
katilleri O'nun yanında koltuklar üzerinde oturup O'nunla konuşuyorlar. "
Yezid
geri dönünce durumu Muhtar'a bildirmiş, bunun üzerine o da Amr bin Sa'ad'ı
öldürerek hem O'nun, hem de oğlunun kafasını İbnu'l-Hanefiyye'ye gönderip,
ayrıca ele geçirebildiklerini öldürdüğünü, Hz. Hüseyin'in ölümünde hazır
bulunan diğerlerini de takip etmeğe devam ettiğini yazmıştı.
Abdullah
bin Şerik şöyle der:
"Ben
işaretli elbise giyen ve üzerlerinde siyah cübbeler bulunan kişilere yetiştim.
Bunlar yanlarından Amr bin Sa'ad geçtiği zaman ''İşte bu Hüseyin'in
katilidir.'' diyorlardı."
Abdullah'ın
sözünü ettiği bu durum, Muhtar'ın Amr'ı öldürmesinden öncedir.
İbn
Sirin de şöyle der:
"Ali,
Amr bin Sa'ad'e şöyle demişti: "Ben sana bir gün gelip cennet ile
cehennemden birisini seçmek üzere muhayyer bırakılacağını ve senin buna rağmen
cehennemi seçeceğini söylesem ne dersin?"
Daha
sonra Muhtar, Taylı Hakim bin Tufayl'e haber gönderip çağırttı.
Hakim
Abbas bin Ali'nin üzerindeki eşyaları almış ve Hz. Hüseyin'e de bir ok atmıştı.
Hakim şöyle derdi: "Benim okum pantolonuna takıldı, fakat O'na herhangi
bir zarar vermedi." Muhtar'ın gönderdiği kişiler gelip Hakim'i aldılar,
götürdüler. Hakim'in ailesi Adiy bin Hatim'in yanına gittiler ve onun
kurtarılması için iltimasta bulunmasını istediler. Adiy bu konuda onlara
başvurunca onların: "Bu Muhtar'ın bileceği bir iştir." demesi üzerine
Muhtar'ın yanına gitti. Muhtar Sebi' Tepesi gününde eline geçirmiş olduğu ve
Adiy'in kavmine mensup olan kimseler hakkında O'nun iltimasını kabul etmişti.
Adiy'in gelişini gören şiaya mensup kişiler: "Bizler Muhtar'ın Hakim
hakkındaki iltimasını kabul edeceğinden korkuyoruz." deyip aynen Hüseyin'i
oklaması gibi Hakim'i ok yağmuruna tuttular. Hakim, isabet eden oklarla adeta
bir kirpiyi andırıyordu. Adiy bin Hatim, Muhtar'ın yanına girince Muhtar O'nu
yanına oturttu ve Hakim hakkındaki iltimasını kabul etti. Ayrıca Adiy'e şunu
sordu: "Peki, sen Hüseyin'in katilleri hakkında iltimas edilmesini helal
kabul edebilir misin?" Adiy: "Bu konuda Hakim'e iftira ediliyor."
diye cevap verince de Muhtar: "O zaman biz de O'nu sana bırakırız."
dedi.
Bu
sırada İbn Kamil Muhtar'ın yanına girip, Hakim'in öldürülüşünü haber vermiş,
Muhtar: "Niye bu işte böyle acele ettiniz, neden O'nu yanıma
getirmediniz?" demiş, fakat gerçekte öldürülmesine sevinmişti. İbn Kamil,
Muhtar'ın sorusuna: "Şialar erken davrandı ve beni etkisiz bıraktı."
diye cevap verdi. Buna karşılık Adiy, İbn Kamil'e şöyle dedi: "Hayır,
yalan söyledin, senden daha hayırlı olan kimsenin benim iltimasımı kabul
edeceğini zannettin ve elini çabuk tutup onu öldürdün." İbn Kamil Adiy'e
hakaret etmeye başlayınca Muhtar O'nu bundan alıkoydu.
Muhtar,
Hz. Hüseyin'in oğlu Ali'nin katili olan Abdu'l-Kayslı Murre bin Munkiz'in de
peşinden adamlar gönderdi. Murre yiğit bir kişi idi. Evinin etrafını
çevirdiler, elinde mızrağı ile birlikte atının sırtında dışarı çıktı, onlarla
çarpışmağa başladı. Eline bir darbe indirildi, fakat yine de onlardan kaçıp
kurtuldu. Mus'ab bin ez-Zübeyr'in yanına vardı, ondan sonra da eli felç oldu.
Muhtar,
Zeyd bin Rukad el-Cunubi'nin yakalanması için de adam gönderdi. Zeyd şöyle
derdi: "Onlardan elini alnına koymuş bir yiğide bir ok attım. Eliyle gelen
oklardan korunmak istiyordu. Attığım bu okla eli alnına yapıştı. Hiç bir
şekilde elini almndan çekip kurtaramadı. İşte bu yiğit, Müslim bin Akil'in oğlu
Abdullah'tı. Ben O'na bu oku attığım zaman şöyle dua etti: ''Allah'ım onlar
bizi yerimizden indirdiler ve zelil ettiler. Onlar bizi nasıl öldürdülerse sen
de onları öldür.''" daha sonra Zeyd bir gence bir başka ok atmıştı,
bununla ilgili olarak da şöyle derdi: "Yanına vardığımda bu genç ölmüştü,
onu öldüren ve saplanmış bulunan okumu çekip çıkardım. Abdullah'ın alnındaki
okumu da çekmeğe uğraştım, fakat okun sap kısmını almama rağmen ucu alnında
kaldı. "
İşte
bu Zeyd'e Muhtar'ın adamları gelince elinde kılıçla onların karşısına çıktı.
İbn Kamil, Muhtar'ın adamlarına şu talimatı verdi: "O'na mızrak
vurmayınız, kılıçla da vurmayınız, ok ve taş atınız." Muhtar'ın adamları
da aynı şeyi yaptılar, yere düştü ve diri diri yaktılar.
Muhtar
Hz. Hüseyin'i öldürdüğünü iddia eden Sinan bin Enes'in peşinden adam göndermiş,
Basra'ya kaçmış olduğunu görünce evini yıktırmıştı.
Abdullah
bin Ukbe el-Ganevi'nin de peşinden adam göndermiş, ancak Cezire'ye kaçmış
olduğunu görünce O'nun da evini yıktırmıştı. Abdullah genç bir çocuk
öldürmüştü. Adı Harmele bin Katin olan Esedoğulları'na mensup başka birisinin
peşinden de yakalatmak amacıyla adam göndermiştİ. Bu adam Hz. Hüseyin'in
ailesinden bir kişiyi öldürmüştü, fakat bunu da bulamamışlardı.
Muhtar
aynı zamanda adı Abdullah bin Urve olan Hasamlı bir adamın yakalanması için de
adam göndermişti. Hasamlı bu kişi şöyle derdi: "Ben onlara tam on iki ok
attım." Ancak bu adamı yakalayamamışlardı, o da Mus'ab bin ez-Zübeyr'in yanına
gitmişti. Bunun üzerine evini yıkmışlardı.
Diğer
taraftan Sudalı Amr bin Subayh'ı yakalatmak istemişti. Amr şöyle diyordu:
"Ben onlara mızrak salladım, yaraladım; fakat hiç kimseyi öldürmedim.
" Amr geceleyin Muhtar'ın yanına getirildi. Mızraklarla vurulmasını
emredince ölünceye kadar mızraklandı.
Muhammed
bin Eş'as'ın peşinden de adam gönderdi. Muhammed, Kadisiyye yakınlarında bir
köyde bulunuyordu. O'nu aramışlar, fakat bulamamışlardı; çünkü O da Mus'ab'ın
yanına kaçmış bulunuyordu. Muhtar, evini yıktırmış, evinin kerpiç ve harcıyla
Ziyad'ın daha önce yıktırmış olduğu Kindeli Hucr bin Adiy'in evini yaptırmıştı.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
MÜSENNA
EL-ABDİ'NİN BASRA'DA MUHTAR'A BEY'ATİ