UMRE الْعُمْرَةِ :
Umre, kelime olarak ziyaret manasına gelir. İstılahta ise
istendiği zaman yalnız Kabe'yi tavaftan ve Safa ile Merve tepelerinin arasında
sa'y etmekten ibaret olan ibadete denir. Buna küçük hac da denmektedir.
Umre senenin her mevsiminde yapılabilir. Yalnız Arafe günü ile
kurban bayramının dört gününde yapılması mekruhtur. Ramazan'da yapılması ise
menduptur. Fahr-i Kainat efendimiz umre hakkında "Umre kendisiyle diğer
umre arasında işlenecek günahlara keffarettir." buyurmuştur. [Fethü'r-rabbani,
XI, 9-10; İbn Hacer, Fethü'I-Bari III, 3£7; Nevevi, Şerhu Müslim IX, 117;
Nesai, menasik; İbn Mace, menasik]
Ulema umrenin meşru olduğunda ittifak etmişler. Bununla beraber
hükmünde ihtilaf etmişlerdir. Malikîlerin meşhur olan kavline ve Hanefilerin
muhtar olan görüşüne göre, umre yapmak sünnet-i müekkededir. Hanefî ulemasından
bazıları da umrenin vacib olduğunu söylemişler. Hanefî ulemasından Kasani de
umrenin sadaka-i fıtr gibi vacib olduğunu söylemiştir.[Bedaiu's-sanaî, II,
226.] Bazıları da "Resulullah s.a.v.'e; "umre vacib midir?" diye
soruldu da "Hayır, ne var ki, umre yapmaları daha faziletlidir,"
cevabını verdi.”[Beyhaki S-kübra IV, 349]
hadisini delil getirerek farz-ı kifaye olduğunu söylemişlerdir. Her ne
kadar bu hadisin senedinde el-Haccac b. Ertat varsa da bu hadis Ubeydullah b.
el-Muğîre tarikiyle de rivayet olunduğu için [Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra, IV,
349.] zayıflıktan kurtularak ha-sen dereceye yükselmiştir.
İmam Şafiî ve İmam Ahmed'in meşhur olan görüşüne göre umre
farzdır. Ayrıca Ömer b. el-Hattab, İbn Abbas, Zeyd b. Sabit, İbn Ömer, Said b.
el-Müseyyeb Said b. Cübeyr, Ata, Tavus, Sevri ve İshak da bu görüştedirler. Bu
görüşte olan ulemanın delillerini şöylece sıralamak mümkündür:
a. "Başladığınız hac ve umreyi Allah için tamamlayın.”[Bakara196]
Karinelerden soyutlanmış olarak gelen Mutlak emir farziyyet ifade ettiğine
göre buradaki "umreyi Allah için tamamlayın" emri; umrenin farz
olduğunu gösterir. Ayrıca bu ayet-i kerimede "umreyi tamamlayınız"
emri, "Hacci tamamlayınız" emri üzerine atfedilmiştir. Atfedilen
(ma'tuf) ile üzerine atfedilen (ma'tüfun-aleyh)'in hüküm bakımından eşitliği
herkesçe kabul edilen bir esas olduğuna göre umrenin de hac gibi farz olduğu
anlaşılır. Ancak bu deliller "Bu ayet-i kerime başlanılmış olan hac ve umreyle
ilgilidir; zikredilen kaideler ise, henüz kendisine başlanılmamış olan
ibadetlere ait emirlerle ilgilidir," denilerek reddolunmuştur.
Gerçekten İslam'ın beş şartı arasında umrenin bulunmayışı da onun
farz olmadığını ortaya koymaktadır. Ayrıca "Oraya yol bulabilen kimseye
Allah için Kabe'yi haccetmesi gereklidir."[Al-i İmran 97] ayet-i
kerimesinde umre emrinin bulunmayışı da yine bu gerçeği te'yid eder.
b. Umrenin farz olduğunu savunan ulemanın ikinci delilleri de şu
hadis-i şeriftir: "amir oğullarından bir adam Resulullah s.a.v.'e
gelerek": Ya Resulullah! Babam yaşlı bir adamdır, ne hac ne de umre de
yolculuk yapabilir, dedi. Resul-i Ekrem de: "Babanın yerine haccet ve
umre yap," buyurdu. [1810 numaralı hadis-i şerif.] Beyhaki'nin ifadesine
göre Müslim b. Haccac bu hadis hakkında şöyle demiştir: "Ben Ahmed b.
Hanbel'i:
Umre'nin farz olduğuna delalet eden bundan daha güzel bir hadis
görmedim, derken işittim." Fakat bu görüş, "Resulullah s.a.v.'in bu
sözünde umrenin farz olduğuna delalet eden bir ifade yoktur. Çünkü Resul-i
Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, babası hac ve umre yapmaktan aciz kalan bir oğula
babasının yerine hac yapabileceğini söylemiştir. Bir kimsenin babasının yerine
hac ve umre yapmasının farz olmadığında ise, icma vardır;-gerekçesiyle
reddedilmiştir. (Ebu Davud / Umre kitabı şerhi girişinden alındı)
Mahir: Devamında Hanefilerin görüşleri baz alınarak umre'nin farz
olmadığı görüşü temellendirilmeye çalışılıyor. Burada eksik olan Temettu ve
Kır'an Haclarından bahsedilmemesidir Umre farz ise de Temettu yada Kır'an Hacları
ile bu farz yerine getirilmektedir. Sırf mezheb taassubu için bazı hadisleri
yok saymaktansa Hacca gücü yeten Temettu ile önce umre yapar sonra ihram'dan
çıkıp cezayı öder, sonra da Hac için tekrar ihram'a girer. Yada Kır'an yapar
Umre yaptıktan sonra ihram'dan çıkmadan Hac gününü bekler.
En doğrusunu elbette ki ALLAH CELLE VE A'LA bilir!!!
Hacc-ı ekber, farz olan hacdır. Hacc-ı asgar ise, umredir.
(Kuhistanî)
Mahir: Özel olarak Haccu’l-Ekber; Cuma günü Arafat’a çıkılan
Haccdır.
Umre, Hanefî ve Malikîlere göre sünnet-i müekkede (kuvvetli
sünnet)dir. Şafiîlere göre ömründe bir defa farzdır. (Alaüddîn Haskefî, İbrahim
Halebî)