RIZIK رزق |
Rızık, Ehl-i Sünnet'e
göre helal veya haram olsun kendisiyle yararlanmanın mümkün olabildiği şeydir.
Bu görüş "haram
rızık değildir, çünkü onun mülk edinilmesi sahih değildir, Allah da haramı rızık
olarak vermez, helali rızık olarak verir ve rızık ancak mülkiyet manasını
taşıması halinde sözkonusu olur" diyen Mu'tezilenin görüşüne muhaliftir.
Derler ki: Küçük bir
çocuk hırsızlarla birlikte yetişse ve baliğ olup güç kazanıp o da hırsız oluncaya
kadar hırsızların yedirdiklerinden başka hiçbir şey yemese, yine hırsızlık
yapmaya devam edip ölünceye kadar çaldıklarını yemeyi sürdürse o şeye malik
olmadığından dolayı Allah ona hiçbir rızık vermiş olmaz ve o Allah'ın rızkından
herhangi birşey yememiş olarak ölür gider.
Ancak bu tutarsız bir
görüştür. Buna karşı delil ise şudur: Eğer rızık mülk olarak vermek anlamını
taşısaydı çocuğun rızıklanan bir kimse olmaması gerekirdi. Yine çöllerde
otlayan davarların aynı şekilde kuzu ve oğlakların da rızıklandırılanlardan
olmamaları gerekirdi. Çünkü bu hayvan yavrularının analarının sütleri
yavruların değil, analarına sahip olanların mülkiyetindedir.
Ümmet, küçük çocuğun
oğlak ve kuzu gibi hayvan yavrularının ve diğer davarların rızıklananlardan
oldukları, Yüce Allah'ın mülk edinenler olmamakla birlikte onlara rızık verdiği
üzerinde icma ettiğine göre; rızkın gıda demek olduğu anlaşılmış olur. Çünkü
ümmet, köle ve cariyelerin rızıklanan kimseler oldukları üzerinde ve aynı
şekilde mülk edinemeyen kimseler olmakla birlikte Yüce Allah'ın onları
rızıklandırdığı üzerinde icma etmişlerdir. Böylelikle rızkın bizim dediğimiz
gibi olduğu, onların ileri sürdükleri gibi olmadığı ortaya çıkmaktadır.
Allah'tan başka rızık veren olmadığının delili ise şu buyruklardır:
"Size gökten ve
yerden rızık veren Allah'tan başka herhangi bir yaratıcı var mıdırl"
(Fatır, 3); "Bol bol rızık veren şüphe yok ki: o pek çetin ve güç sahibi
olan Allah'tır. "(ez-Zariyat, 58); "Yeryüzünde yürüyen ne kadar canlı
varsa hepsinin rızkını veren de mutlaka Allah'tır. "(Hud, 6) Bu husus
kesindir. Hakiki anlamda rızık veren Allah'tır, Ademoğlunun rızık verici olması
ise kelimenin anlamını zorlamak halinde (mecazen) sözkonusu olabilir. Çünkü
Ademoğlu Fatiha suresinde de açıkladığımız gibi sonradan elinden alınacak bir
şekilde malik olur. O da hiçbir şeklide mülk sahibi olmayan hayvanlar gibi
gerçek anlamda merzuktur (yani Allah'tan rızık alandır). Ancak herhangi bir
şeyi alıp kullanmasına izin verilmiş ise onun hükmü helaldır, alıp kullanmasına
izin verilmemiş ise hükmü haramdır ve her ikisi de rızıktır.
Üstün akla sahip
kimselerden birisi Yüce Allah'ın: "Rabbinizin rızkından yeyin, O'na
şükredin. Hoş bir belde ve mağfireti bol bir Rabb .. " (Sebe', 15)
buyruğundan hareketle şunları söylemektedir: Burada mağfiretin sözkonusu
edilmesi rızkın kimi zaman haram olabileceğine işaret etmektedir.
Kelime Anlamı ile
"Rızık'':
Yüce Allah'ın:
"Kendilerine rızık olarak verdiğimizden" buyruğunda yer alan
"rızk" kelimesi (...)'dan masdardır. Razk şeklinde masdar rızk
şeklinde isimdir. Çoğulu "erzak" şeklinde gelir. Rızk, ata (devlet
tarafından verilen muayyen maaş) anlamına da gelir. "Er-Razıkiyye"
beyaz keten bir kumaştır. (...) askerler rızıklarını (maaşlarını) aldı
anlamındadır. (...) bir defalık rızık demektir. Dilciler böyle açıklamıştır.
Diğer taraftan İbnu's-Sikkıt şöyle demiştir: Rızk Ezdişenue kabilesinin
lehçesinde şükür anlamındadır. Yüce Allah'ın: "Ve rızkınızı yalanlamaktan
ibaret mi kılacaksınız!" (el-Vakıa, 82) buyruğunun anlamı, şükrünüzü yalanlamaktan
ibaret mi kılacaksınız? demektir. Bu manada: Beni rızıklandırdı, demek bana
şükretti, demek olur.
KAYNAKLAR’DA |
|